yaratılan mahluk
gökyüzüne kurduğumuz medeniyetler,
yavaş yavaş boğar bizi göğün anlamsız kızılında.
bir kuyunun tekinsiz sularında,
tüyleri ürperten ayın yansıması,
kendisini gösterir bütün dehşetiyle.
kuyunun başında
karanlık gözlerini kaybetmiş bir yaratık
tüm gücüyle çeker kovanın iplerini
köprü direklerine asılmış kolsuzların elleri
sımsıkı tutarlar bu karanlık kuyudan yükselen hiçliği
yarattığımız şu anlamsız dalgalar
kayalıklara atar o bilinmedik elleri.
kuyunun soğuk taşlarına,
ana kucağında bir bebeğin görünmeyen dokunuşları,
varlığı hissettirir canavarın kalbine.
medeniyetler boyu yükselen kızıl bir çığlık kurtarır kalın zincirlerinden bu ürkünç yaratığı.
köprüler hiçliğe açar kollarını
dalgalar af diler tanrıdan
kapanır gözleri kendini varlığa adamış olanların.
not: bu siirin onemi bugün 34 as metrobüsünde gelen ilham mı dersiniz yoksa baska bir sey vesilesiyle bu siirin hayat bulmasıdır.
irademden feragat etmek istiyorum
Bir müzik aleti veyahut bir kalem gibi
Kendimi soyutlamak istiyorum kendimden
Tanrım beni onun parmaklarına enstürman niyetine ver
Çalsın beni bütün gün ve gece
Tanrım beni onun önüne ser
Dolanayım bütün sene onun tenine
irademden ve kimsesizliğimden feragat ediyorum
Sayın tanrım mahrum etme beni gözlerinden
Bilirsin
Bilirsin çünkü topraktan ve tutkudan yarattın beni
Bilirsin çünkü sen, üfledin kendi suretini
Verdiğin beden hem feryat hem feragat eder
Üstelik verdiğin iradenin de bir anlamı yok
Ki biliyorum, sana akıl vermek büyük şer,
Ama beni ona vermeyecek isen
Ne olur isa gibi çarmıha ger.
hayal dünyasındayız bizler,
zamanı yaşarız ertesini düşünmeden.
gerçek gelecekte saklı bilmezler,
hayat biter mutluluğu göremeden.
yeni buruklukları gizler alınan her nefes,
kırıldığını fark edip ölüme gidenler.
tekrar başa sarmak için yeterlidir bir ses,
inanma her güzelde saklıdır bir keder.
solgun bir yüz de saklayabilir güzelliği,
unutma en güzeller derinlerde saklı.
hüznü saklamak solgunların eşsiz özelliği,
üç günlük dünyada herkes güzelliğe meraklı.
Koşmayalım ne olur.
Tadını çıkaralım yolun bile.
Seyredelim ağaçları hiç konuşmadan.
Yine de bilelim nerede durur, nerede nefes alırız, nerede elimi tutarsın, nerede beni öpersin ve ölürüz.
Yine de Bilelim, hiç konuşmadan.
denizlerden döneceğim sana ellerim sepet
uçurumlar getireceğim sana sepetler kavak
bir koku saklayacağım sana kavaklar uzun
sana geleceğim ben, sana döneceğim
kendimi getireceğim en çok
kalan kendimi.
Kendinle ilgili olmayanları geçirdin aklından düşündün
Yerine koymuştun fikirlerini empati kurmuştun
"Sana ne" demişler yeni jargonda bunun adına, peki ya eskisi, bencilliğin
Değildi bencillik yaptığımız dediniz, tastamam cimrilikti dedim
Story sinde sosyal medya üzerinden paylaşanın annesine kayarım
Bu ne be faln deyipte küçümseme yoluna gidecek olanları görüyorum.
gelinciklerle dolu bir toprağın üstü
ve cıvıl cıvıl kuş sesleri
koca bir taş var.
'ben sana doyamadım alişim 2005-2017 ruhuna fatiha'
yazılı üzerinde
bir hayrat yapmışlar yanına
arılar gelip gidiyor damla damla akan
tam kapanmayan musluğun yanına
susayan arılar
bir isim yazıyor taşın üzerinde:
oğlum suya doyamadan gitti
sen kana kana iç de geç insanoğlu
ruhuna fatiha alişim
insancıkoğulları pek geçmiyor böyle güzel bir günde buradan
ne işleri var hem bir çocuk mezarında?
çiçek kokuları karışmış mezar toprağına.
yağmur başladı.
kim bilir aşıklar ne güzel de sarılır da sevişirler şimdi?
oysa ali anasına sarıldığını bile hatırlamadı.
oğlun suya doyamadı be insanoğlu.
kim doydu ki?
hadi sen de geç git şimdi
ruhuna fatiha alişim.
Susuz kaldım ücrasında bu eflatun denizlerin,
Göz yaşı dolu şuan bir hatunun genizleri,
Herkes yaşar hayatı ben kenardan izlerim,
Aklinda kalanlara da hayatın bıraktığı iz denir,
Film sanarlar hayatı, diziye benzer aslında,
Her gün aynı rutin ayni konular işlenir aslında,
Her gün farklı bölüm, farklı dizi vardır her kanalda,
Duygu yüklü zihin gücüm satır dizme faslında.
now the time to talk,
before the black wedding.
something happens to us,
and break apart our bonds.
then my soul throwing down,
for burying to the hell.
'cause you never come back,
'cause i'll never be as me.