ı.
bir göz kaldı yıkılmaz duvarlarda
bir gözleyişin sonu dizildi ardına
son şarkıların tükenişine karıştı anılar..
bir delinin hikayesi söndü mezar taşlarında
eskicilerin eskittiği yamalı bir kumaşa sarıldı umutlar
son gün batımında kaldı son öpüşün sonsuz tadı.
ıı.
oyunun ortasında
oyunlar oynanır.
tiyatrolar samimiyetle
kavgalar gerçekçe.
sisler içinde gülüşler hatırlanır
ve bazen eğri bir çam dalına asılmış hırkalar
toz, toprak ve uzaktan sırıtan ölüm.
bembeyaz gecelerin esrik şarkılarında tekrarlanır
soğuk isyanın tükenmiş cümleleri
ve bazen eğri yollarda bir umut gelir
yine gider sonra
gider
gider..
hiçler yurdunda söner bir acı çiçek daha.
ne zamandır neden ölmüyorsun? sorusuna cevap arıyorum:
şiirlerim var benim,
en güzelinden.
onların satırlarında ölüyorum.
her hecesine ayrı kan kusuyorum.
onlar beni sevmiyor.
içimde fırtınalar kopuyor.
yüreğimdeki dipsiz denizimde,
altımdaki küçük salla yol alıyorum.
sandalım, fırtınama kurban gidiyor.
denizimden kan fışkırıyor her yerime.
yüreğimin duvarlarının her bir tuğlası,
nefret kusuyor yüzüme.
duvarımın dibine çökmüş,
sevgi kaybından ölüyorum.
kimse bilmiyor.
kendime kızıyorum.
kan damlaları saçlarıma dökülüyor.
kırmızıya bürünüyorum.
kan her yeri ele geçiriyor.
anılarımda kendimi bulamıyorum.
bedenime, yüreğime yerleşemiyorum.
her birisi,
ayrı yabancı, ayrı el ruhuma.
hepsi beni hor görüyor.
herkes gibi.
biz ; bir kağıt ve bir kalem gölgesiyiz
melodiler ateşimizdir ,şıp şıp yağmurları ritmimiz
dede nasihatlerinde uyuklardık hatırlarsanız
biz uyuklardık , böyle uzunca yalanların kıyısında
biz oynardık böyle büyükçe
mavice bir göğün altında
dilimiz ise gökçe
gökçe bir dildir
mavice bir göğün altında oynayan çocukların konuştuğu
kendi hayatımdan kafamı kaldırıp seni gördüğümde
gözlerinin parıltısıyla aydınlanırken
hiç alışmadığım bir huzurun kapısındaydım
bilmediği şeyden korkarmış ya insan
ben mutsuzluğu biliyordum bir tek
kapıları açmak yerine kapıları kapattım üstüme
ben geceydim, sen başladığında ben bitiyordum
sen bittiğinde ben başlıyordum
sen gittiğinde denizin mehtabına bakarak hatıraları düşünen bir adam vardır
bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmayacakken
ağlayanlar varken, gülenler varken
hayat böyle bir iyi bir kötüyken
bir yaşar bir ölürken
düşünüp hiçbir şey yapmazken
senin yerine hayaline anlatırken
yazarken, yazarken, yazarken
tam da böyle bir ölümden bahsederken
gözlerimin içine bak
kendi hayatımdan kafamı kaldırıp seni gördüğümde
gözlerinin parıltısıyla kendimi kaybedeceğim.
M oralim bozulmuş durumda hayata dair umudum azaldı
O iyi insan nereye gitti hiç ama hiç aklım almadı
R ahatım kaçtı neşemin beni terkedeli çok oldu
A şkla yaptığım her işe karşı ciğerim soldu
L ayık olamıyor hiçbir şey benim sevgime
i nsanlara güvenim kalmadı sanki yapayalnızım
M utluluksa altın kadar değerli uğramıyor gönlüme
B ir yudum neşe iki lokma umut karnım doyardı ama
O nca şeye rağmen bir tek bunlar olsa yanımda
Z aman geçtikçe kara bulut misali kaplıyor içimi
U zayıp, gittikçe yollar zehir gibi giriyor kanıma
K i ne kaldı şunun şurasında bir kurşunla intiharıma..!
Ben, boğuluyorum uçsuz bucaksız bir okyanusta.
Ve ben, bilmiyorum yüzmeyi.
Hep beklemişim ki biri gelsin, öğretsin bana yüzmeyi.
Sen gel.
Ya da bir deniz kızı gelsin, bir yunus.
Yeter ki dibe batmayayım artık, korkmayayım okyanusun sonsuzluğundan.
Lakin ne sen geldin, ne yunus ne de deniz kızları.
Ve ben öğrenemedim yüzmeyi.
Yine batıyorum, lakin bu sefer korkmuyorum.
Ne yüzüme vuran dalgaları hissediyorum, ne de çaresizliği.
Ve ben artık ne kurtulmayı deniyorum, ne de kurtarılmayı bekliyorum.
Çünkü ben, artık hiçbirşey hissetmiyorum.
(biliyorum, acilen şiir yazmayı bırakmam gerek...)
Açsa da çiçekler gelir mi ilkbahar?
Dönüp dururken rüzgarlar içinde.
Vurur gözyaşları dalga misali yanaklarına,
Söylesene! Gelir mi ilkbahar,
Bir çırpınış duyulurken son nefesinde?
Bulut beyaz olsa da yağar bu yağmur,
Yapraklar da ıslanır, kirpiklerin de.
Kaldırımlar da yanakların da ıslanır.
Bulut beyaz olsa da yağar bu yağmur,
Bir çocuk kaybolur, gök gürültüsünde.
Ağlamamak marifet mi ?
Hissetmemek dünyayı,
Gözyaşını iki göz kapağının arasına hapsetmek,
Kaybetmek dünyadaki değerlilerini,
Üzülmemek,
Marifet mi ?
9 yaşında veya 21 yaşında,
50 yaşında veya 55 yaşında,
Yetim kalınca insan
Annesi ölünce, anneannesi ölünce,
Babaannesi ölünce,
Yetim kalmak marifet mi ?
Dillerden dökülürken tüm hüzün kelimeleri,
içinde koparken tüm fırtınalar,
Anlamlarını yitirmişken bomboş gözler,
Eksik kalmak marifet mi ?
Ayakları gün be gün eksilirken bir masanın,
Sallanmaya başlamışken yıkılırcasına,
Allahtan rahmet okurken ruhuna,
Dökülüp kırılmamak marifet mi ?
Ben miyim sahi seni üzen, seni kıran? Ölmekten mi korkar sence bu aklını kaçıran? Rahat bir yaşam ve rahat bir insan ellerimi tut, gözlerime bak seni seviyorum de kulaklarımda hep sen, daima sen yankılan.
akıp giden zamana bir bak
tik tak tik tak tik tak tik tak
geride bıraktığın yıllara bak
bir bak bir bak bir bak bir bak
yaşayabilir misin oksijen olmadan
dan dan dan dan dan dan dan dan
hayatın tadı yok o yar olmadan
dan dan dan dan dan dan dan dan
satılmış bütün sevgiler her şey yalanmış
mış mış mış mış mış mış mış mış
sittin sene mutlu olamazsın artık
tık tık tık tık tık tık tık tık tık tık tık tık
kanser piyangodur herkese nasip olmaz
ol maz maz maz ol maz maz maz
kanserli insana üzülmek yakışmaz
ya kış maz maz maz ya kış maz maz maz
sen mutlu ol daima gülümse se se se se *
se se se se * se se se se * se se se se *
ben üzülmem seni başkasıyla görünce ce ce ce ce ;)
ce ce ce ce ;) ce ce ce ce ;) ce ce ce ce ;)
gerçek sevgi budur işte seni mutlu görmek yeterli bence
gönlüne göre takıl ama hep gülümse se se se se *
se se se se * se se se se * se se se se *
gözlerine dalıp gitsem,geçer mi herşey?
diner mi tüm acılarım?
kabuk bağlar mı yaralarım?
yoksa daha da kanayıp iyileşmez mi sonsuza dek?
bilmiyorum... sanki daha önceden hiç
gitmediğim bir şehirdeymişim gibi hissediyorum gözlerine dalıp giderken.
yolunu kaybetmiş,çaresiz,herkese,herşeye yabancı bir yolcuymuşum gibi.
Sanki çıkmaz bir sokaktaymışım gibi.
Ve yolumu bulmak için sadece senin yardımına muhtaçmışım gibi.
senin gülümsemeni izlerken sanki cennetteymişim gibi
hissediyorum.sonunda huzura kavuşmuşum gibi.Kötü olan herşey ve herkes artık yok olmuş gibi.Sanki,sanki herşey geçecekmiş gibi geliyor
seni izlerken .birden arafta buluyorum kendimi.Ne cennetteyim ne de cehennemdeyim.Henüz huzura kavuşamamışım gibi.Bir yandan sen gülünce içimde oluşan huzur,yüzümde oluşan tebessüm bir yandan da kendimi imkansızlığa inandırmışlığım var.Ben gelemem sana, çünkü seni ne dizelere sığdırabildim ne de şarkı sözlerine.Ben,ben seni sadece adın geçtiğinde sıkıştığını bildiğim çaresiz kalbime sığdırabildim.(tamam bu son söz)
bir gözyaşı düşer parkelerime her gece,
şu odanın sakini çocuğun kirpiklerinden.
bir hıçkırık geçer sokaklardan gizlice,
bu aşınan yanaklar, yaşların kayıp gidişinden.
sanmayın ki kalp var göğsünün ortasında,
bir çocuk ağlar kaburgalarının arkasında,
ve bu pencerenin her akşam manzarasında,
bir yaş düşer usulca, kirpiklerinden.