şeyhi olmayanın şeyhi şeytandır diyerek okumaktan, bilgi edinmekten ve araştırmaktan aciz masum insanları yanına çekip islam'da ve imanda yeri olmayan hurafeleri zorla islama soktuktan sonra insanların beyinlerini yıkayarak hükümranlığını sefa içinde süren şeyh adındaki şeytan'ın uşağının, bizzat şeytan olduğunu ifade eden beyan.
kuran'ın ilk emri oku'dur. okuyun öğrenin cehaletinizden kurtulup yalancı şeyhlerin ve simsarların uşağı olmayın.
şeyhi olan doğrudan şeytani bir müşrik olduğu için doğru önermedir. tek efendi alahtır tek teslimyet allahıdır. kendini şeyhe tarikata teslim eden tek kelimeyle bir müşriktir. eğer kötü niyetli bir şeyhe teslim olursanız karınızı kızınızı daha yatağa atar. allah akıl tutulmasını sevmez akıllı ve mantıklı insanları sever.
kuranı, peygamberi ve de aklı olan bir kişinin hiç ihtiyaç duymadığı kurumdur şeyhlik.
şeyhi olmayanın rehberi şeytandır dediğinde, sahabelerin, tabiinin ve onlarca islam aliminin şeytanı takip ettiğini ifade etmiş olmaktasındır, gizliden gizliye.
Yine bir sürü hafız-ı kuran, ilahiyat profesörünün de mürid-mürşid ilişkisi içinde olmadığından aslında şeytanın talebesi olduğunu ifade eder bu safsata.
yanlıştır.
o kadar yanlıştır ki peygamberin ifadesini bile yalancı konuma sokar bu safsata.
Dilerseniz bu konuyu son peygambere soralım,
bakın veda hutbesinde ne buyurmuşlar:
"'Ey Müminler!'
Size iki emanet bırakıyorum, onlara sarılıp uydukça yolunuzu hiç şaşırtmazsınız. O emanetler Allah'ın Kitabı Kuran-ı Kerim ve Peygamber'in sünnetidir."
şeyh denince hz. peygamberi işin içine sokarak topu taca atan gavur niyetlileri göstermiştir.
olum, elbette peygamber islamın kılavuzudur. neticesinde müminlere namaz kılmayı cebrailden öğrenip öğretmiştir. sünnet ve sahih hadis islamın olmazsa olmazıdır.
kuran ve hadisin hiç bir yerinde şeyhliğe ilişkin sahih bir delil yokken,
olan insan eli yapılar aşırı zorlama yorumlarla meşrulaştırılmaya çalışılırken;
gerçeğe ilişkin doğru bir söylemdir.
serttir ama doğrudur.
peygamber döneminde, Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali döneminde olmayan bir makamın sorgusuzca kabul edilmesi ve hatta "medet" beklenir bir seviyeye konuşlandırılmasına bir tepkidir.
yardım yalnız Allah'tan istenirken; namaz kılan adam bunu günde kırk defa okurken, bu ayeti yanlışlayan bir takım eylemlere girilme riskidir şeyhi "tasarruf sahibi" kabul etmek.
yoksa, hayat tarzı aynı olanlar bir araya gelmelidir; ibadet-zikir-ders hep beraber yapışabilir.
Bu demokrasinin ve özgürlüklerin doğal bir sonucu ve gereğidir.
yani, bir "okul" olarak tarikat cemaat vs. gerekli ve/veya faydalı olabilir.
ama şeyhe bir takım güçler isnad etmek ne kadar doğrudur, sıkıntılı konu budur.
ama bu da bir yönden sözü anlamsız yapıyor.
çünkü hem dinini anlamak için bu işin uzmanlarına ihtiyaç var sanacaksın hemde ben sadece kitabı takarım diyeceksin.
yani zaten senin anlayabileceğin bir şey olsa bu din alimlerine ne gerek var?
ee din alimlerine gerek olunca kişiler belli kişileri tutuyor yada dini onun daha iyi anladığını düşünüyor, bu o kişinin ardından dolaylı olarak gittiği anlamına gelebilir fakat o dinin arkasından gidiyor sanıyor.
çünkü onun düşüncesine göre bu islamı daha iyi anlıyor ve buna uymak aslında dini daha doğru yaşamak oluyor.