kendisini ilk defa geçen bir haber kanalında gördüm. papa kıbrıs'a gidiyor, bu zat ile buluşuyor falan. neyse kucaklaşıyorlar öpüşüyorlar. zatın anlattığına göre papa bugüne kadar kimseyle öpüşmemiş katolik tarihinde bir ilkmiş falan. en sonunda da bombayı patlatıyor: '' zaten öpülecek bir tarafı da yok ya''
21.12.2010 tarihinde 5n1K adlı programda "pezevenk" kelimesi kullanmış ve cüneyt özdemir "çoluk çocuk izliyor" uyarısına karşı yanıt olarak "izlemesin efendim" demiştir.
5n 1k programında cüneyt özdemir'in sorduğu hiçbir soruya tatmin edici cevap vermemiş kişidir. yaşlılığından olsa gerek, sürekli sorulan şeylerden başka türlü şeyler anlatıp durdu...şilili madencilerin neden ve nasıl kıbrıs'a geldiklerini öğrenemedik mesela...
şilili madenciler yeraltında hapis kaldıklarında maneviyatta gördüklerini söyledikleri şeyh. dünyada manevi güç sahibi Allah dostu kişiler olduğunun kanıtı. Manevi gücüyle binlerce hristiyanın samimi ve aşk dolu müslümanlara dönüşmesine, kalplerinin hz. muhammed'e bağlanmasına vesile olmuştur. manevi lezzet ve kokuyu alan kalbi açık insanlar onun yanına mıknatıs gibi çekilmeye devam ediyorlar.
tam bir osmanlı hayranıdır. dergahının bulunduğu lefke kentine giderseniz ne demek istediğimi anlarsınız. yatsı namazı sonrası sohbetler verir. zamanın nasıl geçtiğini anlamazsınız hazret konuşurken. kendinizi zaman ve mekandan soyutlanmış gibi hissedersiniz. hiç durmadan kaynayan bir çorba kazanı vardır, kim olursa olsun yolu oraya düşmüşse o çorbadan içer. ve emin olunki dünyanın hiç bir yerinde öyle bir çorba içmezsiniz bütün servetinizi bağışlasanız dahi. tabi ruhunuzda hiç bir zaman o mübareğin yanındaki kadar geniş ve ferah olmayacaktır. ''kurtuluş islamdadır, hak gelecek batıl zail olacak'' dedikçe kendinizden geçersiniz. gözleri bazen uzaklara dalar anlarsınızki başka alemlerdedir hazret. bulunduğu her ortamda mutlaka neşe vardır, sevinç vardır. dergahındaki insan potansiyelinin haddi hesabı yoktur. öyleki, japonyadan bilim adamları, brezilyadan, ingiltereden, çinden, türki cumhuriyetlerden, arap ülkelerinden, lübnanadani filistinden yüzbinlerce kişi uğrar hazretin elin öpmeye. donra kalırsınız. tam yedi dil bilmektedir hazret. (bu dediğime inanmıyorsanız google den ufak bi araştırma yapın farklı dillerdeki sohbetlerini bulacaksınız) dergahı tam bir renk curcunasıdır. siyahisi, beyazı, çekik gözlüsü, sarısı her çeşit insan vardır. dilini bilmediğin insanlarla aynı ortamda bulunursun. tedirginlik duymak nafile göz göze geldikçe bakar gülüürsünüz. işte böyle bir kardeşliği tesis etmiştir, şey hazretleri. haşa o mübareği savunmak benim haddime düşmez, ben sadece gördüklerimi söyledim. allah uzun ömürler versin. ve o mübarek eli islam dünyasının üzerinden hiç gitmesin.
uçakta yanımıza denk düşmüş dededir. korumasının yanımıza oturma talebini insanları rahatsız etmemesini telkin ederek sonlandırmıştır. son derece güler yüzlüdür. uçak havalanmadan ettiği dua ile de uçak korkusu olan arkadaşımı rahatlatmıştır.
kendisini ziyaret eden şilili madencilerle alakalı "Onlar yerin 700 metre altındayken dua ettim onlara, bu kuvvet olmasa bir tanesi yaşamazdı, maddi imkanlarla bir günden fazla yaşayamazlardı. inanan kurtulur inanmayan gider Ankara'ya ameliyat olur" diyen şeyh hazretleridir kendileri. iki okur bir üfler yüzünüze nur düşer lan o derece.
şovmen. nasıl ki said-i nursi radyoyu, "içinde mini mini melekler var" diye tanımlıyorsa; konu mankenimiz de bir kaleden yükselen belirsiz sesleri, "osmanlı zamanında ölmüş ejderhalara" bağlıyor...