uygulanışındaki hatalardan kaynaklanan durumdur. bu konuyu bildiğim kadarıyla açıklama ihtiyacı duyuyorum. öncelikle müslümanım diyen imanın şartlarını yerine getiren insanlar inanırlar ki Allah'ın kelemından kurallarından üstün kural yoktur, olamaz da. din kul ile allah arasında gerçekleşen bir olay olmadığından ve bütün sosyal hayatı etkildiğinden ( bu durumu isteyene ayrıntısı ile açıklayabilirim.) sosyal hayatta da bir müslümana düşen layıkıyla islam'a uygun hareket etmektir. işte burada devreye dini yönetim şekli girer. peki bu nasıl olur, gayrimüslimlere haksızlık olmaz mı? hayır efendim olmaz . çünkü eğer siz gayrimüslim olduğunuzu kabul ederseniz, dine uygun olmayan hareketlerde bulunmanızda devlet size engel olamaz. bu yönetim şeklinin amacı bir yerde devletin, müslüman halkının günaha girmesini engellemesidir. bir nevi allah'ın kelamının hayatın her yerinde hükmetmesine şeriat diyebiliriz. bu açıdan bakılırsa bir müslümanın şeriata karşı çıkması pek de mantıklı değildir.
bu konuya ancak bu uzunlukta bir yazıyla değinebilirdim, kusuruma bakmayın.
yanlış anlaşılmayan durumdur. bir devletin dini olmaz ve devlet müslüman halkının günaha girmesini engellemek gibi bir durumu yoktur. çünkü din bireyseldir. toplu halde cennete gitme veya toplu halde cehenneme gitme gibi bir şey söz konusu değil. eğer kişi müslümansa kişisel olarak kendine düşen layıkıyla islam'a uygun hareket etmektir. bunda hemfikiriz. fakat şeriat adı altında islam'a inanmayanları kesmek, zina yapanları kuma gömüp taşlamak, hırsızlık yapanın elini koparmak dinle bağdaşmaz. çünkü cennet ve cehennem kavramları bunun için hak din denen dinlerde vardır. allah'ın kuluna ceza vermek diğer kula düşmez.
