Diyorlarki Dost acı söyler? Acıyı söyleyene Dost denilmez ki.!Seni sevmeyen acı söyler Dostun sana söyleyeceği acı dahi olsa senin canını acıtmayacak şekilde tatlı dille söyler
hakkında söylenen asılsız laflara asla kulak asmadığım ve gerçekten örnek aldığım bir zat.
zamanında yaşayan konyalıların tabir-i caizse vatan haini ilan ettikleri muhterem.
Mevlana türbesi çok ihtişamlıdır ancak şems'in türbesi küçük bir mescidin içerisindedir ki bu da halen günümüzde şems ile mevlanaya gösterilen sevginin bir tezahürü olarak karşımıza çıkar..
şems, Mevlana'yı konyadan çıkarıp dünyaya tanıtmıştır. ama konya halkı şemsi yaptığı bu güzellikten dolayı kuyuya atmıştır.
Allah Bir Insanı Senin Elinle Ayağa Kaldıracaksa, Sen Nasıl Elini Uzatmazsın ? Allah Seni Insanlara Sevdirmek Istiyor, Allah Senin Dağılmış Parçalarını Topluyor. Aşka Nankörlük Etme.
Hüzün ki en çok yakışandır aşıklara. Yandık, yakıldık; ama hüzünden yana asla yakınmadık. Ne de olsa biz mahzun bir Peygamberin ümmeti değil miyiz? Hüzün taze tutar aşk yarasını. Yaramdan da hoşum, yârimden de.
Bu nicelik ve nitelik dünyasının ucunda,
Dertli sesiyle konuşan bir adam durmakta!
Gözü kartallarınkinden bile daha keskin,
Yüzü şahididir gönül ateşinin.
iç ateşinin yakıcılığı artıyor her zaman,
Arzuyla dolu bir ruhtan, yanan bir avuç topraktı.
Aşk ve sarhoşluktan nasipsiz bilginler,
Tedavi için nabzını hekim eline verdiler.
''tanrıyı arıyorum'' seferlerine, nefsini sırtına alarak koyulan insana der ki; bana göre arayan tanrı'dır. fakat o aranılan sevgilinin hikayesi hiçbir kitapta meşhur olmadı..
-sana dilsiz, dudaksız şeyler söyleyeceğim,
bütün kulaklardan gizli sırlardan bahsedeceğim.
bu sözleri sana herkesin içinde söyleyeceğim,
ama senden başka kimse duymayacak, kimse anlamayacak.
- bir yürek ancak bir yürekle takas edilir,
yüreğini almadığım kimseye vermem yüreğimi.
-olmadı diye sızladığın duaya, gün gelir olmadı diye şükredersin.
-bir an bekle, arkana dön ve unuttuklarını anımsa.
kaybettiysen ara, kırdıysan af dile, kırıldıysan affet,
çünkü hayat çok kısa.
Mana aleminden bir Elif dışarı fırladı.
O, Elifi arayanlar her şeyi anladılar...
Onu anlamayanlar da hiçbir şey anlamadılar.
Hak yolunun yolcuları söğüt dalı gibi titrerler ki o
Elifi anlasınlar...
Bir şey yap güzel olsun... Çok mu zor? O vakit güzel bir şey söyle, dilin mi dönmüyor? Güzel bir şey gör veya;Güzel bir şey yaz, beceremez misin? Öyleyse güzel bir şeye başla ama hep güzel şeyler olsun. Çünkü; Her insan ölecek yaşta geç kalmayasın...
Şeriat der ki: Seninki senin, benimki benim.
Tarikat der ki: Seninki senin, benimki de senin.
Marifet der ki: Ne benimki var ne seninki.
Hakikat der ki: Ne sen varsın, ne ben.
Hükümet der ki: Bir ben varım, bir ben çalarım.
Cemaat der ki: Tek ben varım, ben daha çok çalarım.
2 3 yıl boyunca beni sadece kendisini düşünmeme vesile eden uhrevi insandır. şemsi tanımak kitaplardan olmuyor. şemsi bilmek rivayetlerden öte gitmiyor. ancak ruhen adanmışlıkla buluşan aşkı anlamak bu şartlarda oldukça zor. tanıyamamak yada tanıdığını sanmak acı.
Bir tebrizin degil anildigi heryerin gunesi, semsidir kendileri. Kirk kurali vardir bu dusunce adaminin, kirk hayatin sirri... Bazen olmus insanlara yakinlik duyar ya insan, siz bu gunesle tanisinca beraber yatar beraber kalkar beraber nefes alirsiniz. Degisiktir, bir tuhaf.
kendisinin Neden bu denli sevildiğini de anlamış değilim.
--spoiler--
Şemsi Tebrizi de Kimya Hatun'u Allah olarak gördüğünü şöyle anlatmaktadır: "Mevlana Şemsi Tebrizi'nin Kimya adında bir karısı vardı. Bir gün Şems hazretlerine kızıp Maram bağları tarafına gitti. Mevlana hazretleri medresenin kadınlarına işaretle Haydi gidin Kimya hatunu buraya getirin, Mevlana Şemseddin'in gönlü ona çok bağlıdır. buyurdu. Bunun üzerine kadınlardan bir grup onu aramaya başladıkları sırada Mevlana Şems'in yanına girdi. Şems şahane bir çadırda oturmuş, Kimya hatunla konuşup oynaşıyor ve Kimya hatun da giydiği elbiselerle orada oturuyordu. Mevlana bunu görünce hayrette kaldı. Onu aramaya hazırlanan dostların karıları da henüz gitmemişlerdi. Mevlana dışarı çıktı. Bu karı kocanın oynaşmalarına mani olmamak için medresede aşağı yukarı dolaştı. Sonra Şems içeri gel diye bağırdı. Mevlana içeri girdiği vakit Şems'ten başkasını görmedi. Bunun sırrını sordu ve Kimya nereye gitti? dedi. Mevlana Şems Yüce Tanrı beni o kadar sever ki istediğim şekilde yanıma gelir, şu anda da Kimya şeklinde geldi. buyurdu.
--spoiler--