şimdi sapan neydi? sapan bizim çocukluğumuzda belimize takıp bahçelerde, ormanlarda kuş vuracağız diye koca gün koşturduğumuz ve genelde bir bok vuramadığımız bir ilkel silah, taş fırlatma aparatı.
şehirde sapanı ne yapacağız ki lan? diyenleriniz varsa az bekleyin anlatıyorum; şimdi büyük şehirlerde yaşayan insanlar olarak çoğumuz gürültüden şikayetçiyizdir, gecenin bir saati arabayla dım tış dım tıs gezen kekolarda bu gürültüde büyük pay sahibidir biliyorsunuz. eskiden bende en fazla söylenir, amk çocuğu bebeği uyandırdı, uykumu böldü diye arkasından küfrederdim. sonra baktım ki iş böyle olacak gibi değil, bunlara sessiz kaldıkça ibneler aynı şekilde rahatsız etmeye devam edecekler.
internet üzerinden bir tane sapan siparişi verdim, kalite kalite bir sürü sapan var, azıcık paraya kıyıp iyi olanlarından aldım.
fırlatmak için de güzel taşlardan topladım biraz evin karşısındaki boş yeşil alandan. malum yaz mevsimindeyiz evin içi sıcak oluyor diye çoğu insan geceyi balkonlarda çay keyfisiyle geçiriyor. bende farklı değilim bu gruptan, sapanım da yanı başımda cephanesiyle birlikte, olur da sokaktan bangır bangır müzik açıp geçen itler olursa hemen nişan alıp yapıştırıyorum artık. arabasının tavanına taşı gömdüğüm beyaz jetta ile birlikte şu ana kadar 3 leşim oldu. denk getirebilsem camını indirmekti niyetim ama olsun tavanı göçermekte ona bir ders olmuştur eminim. sizlere de aynısın tavsiye ediyorum. bu ibnelerin canını yakmadan, malına zarar vermeden medeniyeti öğretemeyeceğiz çünkü. saygı ve selametle.
