aşkın içkisidir...
soğuk bir kış günü yanan şöminenin önünde sevgili ile içilen sıcak şaraptan daha zevki ne olabilir ki?
bazen kırmızı et ile, bazen peynir içilir şarap. öyle bilmeyenler içemezler aslında. sarhoş olmak için içilmez şarap... tadını hissederek içersin...
nuh peygamber, tufandan sonra hayvanlari ile agrı dagi eteklerinde yasamaya baslar. karinlarini doyurmak uzere civarda dolasan hayvanlardan kecinin, bir gun olaganustu neseli dondugunu gorur. bu hal gunlerce devam edince nuh peygamber kecinin pesinden giderek, bu durumun yedigi bir meyveden kaynaklandigini kesfeder. kendisi de bu meyveyi cok begenir ve hayati tasasiz yapan uzum suyunun muptelasi olur.
nuh peygamberi mutlu goren seytan, onun nesesini kıskanarak, alevli nefesi ile asmalari kurutur. nuh peygamber uzuntusunden yataklara dusunce nasil olduysa seytan insaf eder ve meyveyi yeniden canlandirmak icin yapilmasi gerekeni soyler. eger meyvenin koku acilir ve hayvanlardan yedi tanesinin kani ile sulanirsa, asma canlanacaktir. aslan, kaplan, kopek, ayi, horoz, saksagan ve tilkiden olusan kurbanlar secilip, uzum, kanlari ile sulanir ve bir yil sonra bitki tekrar canlanir, yaprak ve meyve vermeye baslar.
efsaneye sonuc olarak sarapla sarhos olan kimsenin davranislari incelendiginde, bu yedi hayvanin karekterlerini tasiyan haller gorulur. bu yuzden bazen aslan gibi cesur, bazen kaplan gibi yirtici, ayi gibi kuvvetli, kopek gibi kavgaci, horoz gibi gurultucu, tilki gibi kurnaz, saksagan gibi geveze oldukları söylenir.
iran efsaneleri ise uzum ve sarabın kesfedilmesini baska bir sekilde anlatir: sarabin ilk defa pisdadiyan sulalesinin unlu hukumdari cemsit zamaninda uretildigi soylenir. cemsit bol bol asma diktirerek, meyvelerinin halka dagitilmasini emreder. mahsul cok bol olunca, kısa saklamak uzere kaplarda muhafaza edilen uzumler, degisik bir lezzet alır; ustelik sırası da acımtraktır. bu suyu zehirli sanıp icmezler ve yine aynı sebepten dokemezler.
efsaneye gore, cemsit;in en guzel ve gozde cariyesi siddetli bas agrisindan dolayi canindan bezmistir. olup kurtulmak icin bu kaplardaki zehirli sudan icip, hayatına son vermek ister. fakat ictigi zehir kendisini oldurecegine diriltir. ustelik nese icinde derin bir uykuya dalar. uyandiginda bas agrisi kalmamis, vucudu ve ruhu dinlenmistir. durumu cemsit;e anlatir ve hukumdarla sevgilisi omur boyu ;ab-i hayat;tan (hayat suyu) icip, neseli ve mutlu yasarlar.
yunanca dionysos, latinca bachus adindaki tanri sarapla anilir. ancak genel inanis o;nun ruhlarin kurtaricisi olusu ya da buna benzer seyler vaad ettigi dogrultusundadir. o algilarin kapilarinin acilmasinda efendi rolu ustlenir. takipcilerine baktirialler denmektedir. birlikte ozellikle kadinlar-menadlar onem tasirlar. bunlar dionysos adina yapilan torenlerde vahsi doga ve hayvanların icinde ustlerini yirtarak dolasan kendinden gecmis gruptur. anlatilan hikayelerde bu grubun hatta kadinlarinin vahsi hayvanlari bu kendinden gecmislikle parcaladiklari soylenir. tum bunlarin gerceklesmesini saglayan ise en onemli olandir; sarap.
islamiyet oncesi arabistan;daki bir kural ise soyledir; iki tuccar arasindaki bir antlasma eger yapilacaksa uc ayri kosulda tekrar tekrar konu edilir. ilki iki tarafta ayikken taslak olusturma asamasidir, ikinci ise sarap icilip kendinden gecildikten sonra taslak uzerine yapilan tartısma ve pazarliktir, ucuncu ise eger herseyden sonra hala hemfikirse taraflar arasindaki son imzadir.
yudumlamadan önce dakikalarda kadehte iken bakılıp izlenmesi gayet normal olan içki. aşk ve asalet simgesidir. akıllara ilk olarak fransızları getiren içki.
Ayrıca, türkiye'de dünyadaki en büyük 6. üzüm üreticisi olmasına rağmen, bu ürünün ticaretinde esamesi okunmamaktadır. Şu an, en çok şarap üretilen 44. ülkedir, ki ufacık kıbrıs bile türkiye'den fazla şarap üretmektedir.
her yudumunda zevk alarak hayyamı hatırladığım kırmızı sıvı.
içerken ağızda bıraktığı mayhoş tadıyla kendinden keçirme etkisi yaratan üzümden üüretilme mucize.
iki kadeh vardı ellerimizde kan kırmızı bakan, kadehin arkasından gördüğüm ince, narin parmaklarının ateş dansı gibiydi... bir aşk vardı her yudumda, odamızın mum ışığında, büyüyen ve her saniye her yudumda ve her nefes alışta yeniden sana başlayan sözler gelir dilimin ucuna. bir şaraptı beni benden alan bir de kan kırmızı aşkın, şarap kızıllığında...
gazozla karıştırıldığında tadı müthiş olan içecektir. arüüüüüü tadından yenmez. alacaksın 8,5 yetaleye* bi çakırkeyf(1,5) gazozlayıp çekeceksin. petrus varda biz mi içmedik gençler?*