hele ki o son saatler geldiğinde sanki ishal olmuşsun da tuvalet bulamıyormuşsun gibi bir hal alan sıkıştırmadır. saatler geçmez. her bir dakikada bir saate bakılır. yapılacak iş bulunur ama konsantre olunamaz. ama hayatın en güzel anlarından biridir.
300 günüm varken 50 günü kalmış usta askerlere imrenirdim. abi askerliği g.tten yediniz valla diye. onlarda bana bu saate kadar her türlü yersin ama bundan sonra işin zor derdi. gerçekten öyleymiş. neler yaptırmıyor o son 50 gün. 1 haftayı bitirememiştim.
d= dede
t= torun
d= bu gün günlerden ne
t= salı
d= ne salısı a.koyum daha dün sordum o zamanda salı dediniz.
t= yok abi sen sabahta sormuştun aynı soruyu.
d= ben yatmaya gidiyorum.
kişiden kişiye değişmekle beraber, ortalama olarak askerliğin bitmesine birkaç ay kala yaşanan hadise. dakikaların saat, saatlerin gün gibi geldiği zamanlar.. insanın içi daralır, nah o zaman "şafak sıkıştırıyo" denir.
kısa dönemlerin yaşamasının imkansız olduğu olay. saçmalamayın oğlum 5 ay zaten. yok 30dan sonra sıkıştırıyor filan. 12 ay var, 15 ay yapanlar var lan.
askerliğin son 3 günü içindeyse asker ve sevgilisi,
şöyle konuşurlar;
-bugünü saymazsak 2 gün var dimi aşkım?
+evet bitanem ama bence yarını da saymayalım :)
-e o zaman bi gün var aşkım aramızda..
+ama canımın içi şimdi saatleri sayar oldum, geçmek bilmio valla
-üf ya en iyisi saymayalım ne gün, ne saat
+kaç uçağıyla geliodun canım sen?
-hani saymıcaktık aşkım..
işte böyle sıkıştırır şafak. son günler sanki aylar gibi gelir insana. asker eşyalarını çoktan çantasına doldurmuştur. askerin sevgilisi ise nasıl karşılasam, ne giysem, ne pişirsem sevgilime diye düşünür durur bu geçmek bilmeyen zaman zarfında.