psikolojik olarak bunalıp sıkıldığım zamanlarda orada olduğumu, yaşadığımı düşündüğüm bir yer bu ıssız ada. ağaçların arasında gezerken, deniz kenarında yürürken, çimenlerin arasındaki herhangi bir böceği izlerken, oturduğum yere can sıkıntısından kırık dal parçasıyla bir şeyler yazarken, bunalıp gözlerimi yukarıya dikip bulutları seyrederken, kendimle yüzleşme hayali kuruyorum.
kimseye karşı bir sorumluğumun olmadığı, kimsenin benden bir şey beklemediği, kimsenin bana ihtiyaç duymadığı bir ortamda, başkalarından mahrum bırakabildiğim ama kendimden asla mahrum bırakamadığım, dışarıdan bir göz olup izleyemediğim benliğimle gerçekten vakit geçirmeyi isterdim.
doğal olmak gibi ama tam olarak değil. öyle bir ada ki sana tamamen kucağını açan, her karışında, tamamen seni senle bırakan bir ortam.