anlam verilemeyen milliyetçidir. kendileri ırkçılığın çok kötü birşey olduğunu bildiklerinden, her buldukları boşlukta ''ırkçı değiliz milliyetçiyiz'' gibisinden söylemlerde bulunurlar. ama ne yazıktır ki, kendileri milliyetçiliği okumamış ve tahlil edememiştir. 21. yüzyılda milliyetçilik nedir? milliyetçilik nasıl çıktı? milliyetçilik bir ırka karşı mı yoksa bir sisteme karşımı ortaya çıktı?
milliyetçilik ilk olarak fransa'da feodalizmi tasfiye amaçlı, fransız milli burjuvazisi önderliğinde gerçekleşen bir akımdır ve sonucunda devrim olşmuştur. peki kapitalist bir tıoplumda milliyetçilik ne demektir? kapitalist bir toplumda milliyetçilik, tamamen mensup bulunduğun ırkı diğer ırklardan ayrıcalıklı sayıp, ırkçılık dediğimiz olayın somut gerçekliğini gün yüzüne çıkaran ideolojidir.
türkiye'deki milliyetçi güruh; kendilerinin ırkçı olmadıklarını, milliyetçi olduklarını söylerler. bu şekillenme tamamiyle aileden ve çevresinden yerleştirilen tabular sonrası ırkçılığı benimseme, daha sonra ırkçılığın kötü birşey olduğunu öğrenme ancak bununla birlikte milliyetçiliği de öğrenme, daha sonra ''ırkçılık kötüdür ama milliyetçilik iyidir o zaman bende iyiyim'' düşüncesine kapılma, gelecekte karşısına çıkan ''sen ırkçısın'' söylemlerine ''hayır ben milliyetçiyim'' diye cevap verme ile vuku bulan şekillenmedir. kendilerine şunu söylemek istiyorum ''milliyetçilikten önce ırkçılık yoktu. milliyetçilik kapitalist dünyada ırkçılıktır. ırkçısın! çünkü mensup bulunduğun milliyeti diğerlerinden üstün görüyorsun. faşistsin! senden başka herşeyin yanlış olduğunu söylüyorsun''
milliyetçilik=ırkçılık acı ama gerçek...
ama kendileri ulusalcılıkla milliyetçiliği de karıştırıyor olabilir. ulusalcılık tamamiyle ırkçılık değildir, ama milliyetçilik tamamiyle ırkçılıktır.
ırkçılıkla milliyetçiligin farklarını bilen kişidir.
milliyetçilik; aralarında dil, din, kültür ve tarih bagları bulunan insanların birlikte yasama ve ilerleme amacları dogrultusunda ülkenin gelismesini saglayacagı düsüncesi temeline oturtulmus bir görüstür. milliyetcilikte görüslerin kabul edilmesi icin siddet uygulanması egilimi yoktur. ilk kez fransız devrimi'nden sonra ortaya cıkan bir fikir olan milliyetcilik sonraki dönemlerde bunu farklı yorumlayanlar tarafından farklı uygulanmıştır. zaten bu uygulamalar sonraları farklı adlandırılmıs ve aradaki farkın ayırdına varılmıştır.
ırkçılık ise; dogal sebeplerle bir ırkın digerlerinden üstün oldugunu ve digerlerine hükmetmeye haklı oldugunu kabul eden doktrindir. ırkcılık, milliyetcilikten farklı olarak siddeti haklı gösteren bir yaklaşımdır.
milliyetcilik ile ırkcılık arasındaki farkları görmek zor degildir. bir insanı sırf milliyetci oldugu için ırkcı olarak suclamak ise acıkca bi sınıflandırma merakıdır. bu sınıflandırmalar basladıgı takdirde sonu gelmez. herkes bi gruba dahil edilerek onlarca sınıf olusturulabilir.
milliyetçilik : yaşadığı topluluğun ve ülkenin bütün yanlarını seven, hakları, dilleri, dinleri, kültürel değerleri ve özgürlükleri gibi evrensel zenginliklerini gözeten, her türlü platformda ne olursa olsun bu değerleri savunan olguya verilen isimdir.
ırkçılık ise : mesubu bulunduğu ırkın bütün yanlarını seven, ırki temel ve prensiplerini gözeten, ırkının kültürel değerlerini savunan, başka ırklar ile karışmasına, birleşmesine karşı olan, bunun için gerekirse karşı ırkı yoketmeye varan eylemleri gerçekleştirebilen, karşı ırkın hiçbir değerine saygı göstermeyen olguya verilen isimdir.
"Markisizim-Leninizm ve bilmem ne "izm" le beslenen gençler, biraz da büyüklerinin tutumuna özenerek, ders çalışmayı kınar; hatta, bir burjuva gayreti sayarak, ayıplarlar. Hiçbir inceleme yapmamalarına rağmen, memleketin tüm sorunlarını bildiklerine inandırılmışlardır. Hükümlerinin doğruluğundan asla şüphe etmezler."
keşke hepsine ırkçı yaftasını yapıştırabilsek de tutunacak dalları kalmasın diyenlere inat mevcudiyetlerine devam edecek ve mevcudiyetleriyle bazı kesimleri rahatsız etmeye de devam edecek bilinçli milliyetçi kesim...
