kelime kökü yunancada Ou - Topos -olmayan yer- dan gelir. Thomas More'un isim tercihi gerçekten ironiktir. Günümüz anlamı ise hayal edilebilecek-ve ya yaşanabilecek- en güzel yerdir.
ülke de o kadar olay olduktan sonra mevcut hükümeti ve tüm kabineyi ısrarla savunan zihniyetin 30 mart'tan sonra bir 12 sene daha yaşamayı umduğu dünya.*
bugün çok apolitik olamayacağım sözlük, üzgünüm.
Tv8 in survivor benzeri bir formatta yeni yarışması. Başvuruları başladı.
TV8 ekranlarında yer alacak olan Ütopya'da 15 yarışmacı kendi yaşam alanlarını oluşturmaya çalışacak. Boş bir ahırın bulunduğu ıssız bir arazide hayvancılık ve tarım yaparak yaşayacak olan yarışmacılar, Ütopya'da para da kazanabilecek. Ütopya'da 15 yarışmacıya 2 inek ve 25 tavuk verilecek. Bunların haricinde kişisel araç gereçlerin verileceği yarışmacılardan kendi yaşam alanlarını oluşturmaları istenecek.
Yarışmacılar Ütopya'da 7 gün 24 saat boyunca 100'den fazla kamera ile izlenecek. Tek bir kameramanın dahi bulunmayacağı arazide, yarışmacıların tek bağlantıları telefon bir telefon olacak. Takipçiler, Ütopya'yı internet üzerinden istedikleri zaman takip edebilecek.
24 Haziran 2014 Salı günü yayına başlıyor bilgisi girmişler.
Ancak başladı mı şahsi bir bilgim yok.
bu milleti uyutmak falan değil bu bir yarışma programı acun yapınca millet uyutuyor oluyor başkası yapınca eğlence programı istemiyorsan izlemessin bu kadar sanarsın siz tüm gün kitap okuyup,belgesel izliyorsunuz.
acun un yeni programı. yeni dediysek hollanda dan uyarlama.
--spoiler--
"Bir kulübe, 2 inek ve bir kaç tavuk ile biraz tohumun verileceği 15 kişinin mini dünyası yarışma halinde izleyiciye sunulacak. Dışarıdan hiç bir ekleme olmayacak. Yarışmacılar hep birlikte ahır ile iç içe olan bir evde yaşayacak. Yarışmacıların gaz ihtiyaçları karşılanacak ama bu gazı ısınmada kullanmayacaklar. Elektriğin ve suyun da bulunduğu arazide, yarışmacılar için özel banyo ve tuvalet bulunmayacak."
--spoiler--
Ütopyamızda tüm bankaları bombalıyor, tüm ATM'leri balyozlarla parçalıyor, tüm paraları yırtıyoruz.
Silah fabrikalarını kundaklıyor, tankların kulelerini birbirlerine çeviriyor, tüm silahları ateşten oluşturduğumuz dev çukurlarda yok ediyor, tüm nükleer bombaları güneş'e yolluyoruz.
Su yıllar sonra ilk defa petrolden daha değerli oluyor. Nehirler temizleniyor. Şehirleri ağaçlar ve sarmaşıklar kaplıyor.
Hapishaneler artık Julian Assange, Edward Snowden gibi insanlar için değil, günlük olarak kendi halkını infaz eden güç sahibi köpekler için çalışıyor.
Bütün CEO'ları, politikacıları ve liderleri gördüğümüz ilk ağaca asıyoruz.
Bütün parlamento, meclis ve yönetim kurulu odalarını kutsal öfkemizle yeryüzünden siliyoruz.
Sokağa çıkıyoruz ve başkentleri yakıyoruz.
Zaten parası ödenmiş ve alınmış olan demokrasi illüzyonunu parça parça ediyoruz.