evden çıkmadan önce ütüyle haşır neşir olan bünyenin, gün içinde "lan ütünün fişini çektim mi ?" sorusu eşliğinde yaşadığı ruhsal çalkantı.
elbislerimizi ütülemekte kullandığımız o masum aygıt, o an öylesine ölümcül bir imaj alır ki sormayın gitsin. "yok yok... evden çıkarken kesin çekmişimdir ütünün fişini ya !" şeklindeki telkin düşünceleri fayda etmez. devasa alevler içinde cayır cayır yanan evinizin görüntüsü gözlerinizin önünden gitmez.
ne pis, ne fena bir duygudur o. insana işi gücü bıraktırıp, panik halinde eve koşturur. eve gelindiğinde ütünün fişinin çekilmiş olduğu gerçeğiyle karşılaşmanın yarattığı karışık duygular da cabası...
en sonunda tüm bu paranoylardan kurtulmak için ütünün fişini kasten prizde bırakıp evi yakıcam lan !
paranoyadan öte bir kez başıma gelmiş hadisedir. 1 hafta eveden uzak geçirilmiştir. eve gelince ütü fişde bulunur. lan yoksa ben yokken eve birimi girdi deyip döt üçbuçuk atmıştır o an. ütü soğuktur ama fişi taklıdır. sonradan anlaşılır ki ütünün hareket etmeyince ısınmasını engelleyen bir zımbırtısı vardır allahtan. şimdi her ütünün fişi çekilince yüksek sesle kendi kendime ütünün fişini çektim diye bağırıyorum. *
hiç gereği olmayan bir paranoyadır. o fiş çekilmiştir. sadece içinizdeki vesvesedir. merak etmeyin efendim çekmemiş olsanız bile en kısa zamanda öğrenirsiniz. (bkz: kara haber tez ulaşır) o yüzden kafa kurcalamaya gerek bir şey değildir.
tipik bir anne paranoyasıdır hele bir de uzun yola gidiliyorsa ütünün fişini çektin mi ? ,tüpü kapattın mı ? ,balkon kapılarını kilitledin mi ? ,koridorun ışığını yanık bıraktın mı ? diye uzar gider.
Annemin paranoyasıdır.
-Oğlum ütünün fişi çekik mi?
-Anne bugün ütü yapmadın ki..
Bide bana tembihledikten sonra sorar
-Ütünün fişini çektin değil mi?
-Yok anne taktım fişi halının üstüne koydum halı tutuşunca bütün evi sarsın diye yanına da kolonya şişesini koydum oldu mu?
-Haaa çektin yani.