aklınıza hayatta gelmiycek saçma sapan yorumlar yapan ve sorularıyla insanı dumurdan dumura sürükleyen vedee bunları söylerken çok ama çok ciddi olan "öğrenci"dir bu.. sizede çok tanıdık geldi dimi..** aslında çok aşinasınız bunlara ama ben yinede biraz tanıttım.. bunlar garip insanlardır.. çeşit çeşittir..bazen o zeka parıltılarıyla insanı yerlerde süründürebilirler..* en iyisi diyologla anlatmak, aslında çoğu zaman monolog olur ama neyse..
sosyal bilimler dersidir, hoca öyle bir hocadır ki bilgileri beyine kendi yerleştirir siz hiç uğraşmazsınız.. hoca maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisini anlatır tam 20 dk.. ve olaylar gelişir..
hoca:işte maslow böyle anlatmıştır ihtiyaçlarımızı....
ü.i.z.g.ö: hocaaaamm tmm bunu anladıkta şu ihtiyaçlar hiyerarşisi ne kitap ismi mi??
ilk öğretimde kurul kararı ile , ortaöğretimde gelen aflar ve sınavsız geçiş ile meslek yüksek okula girmiş milyonlarca genç. peki ama suç kimde.........
üniversite birinci sınıf. ilk ders olan malzeme 1'e gelen biz çömezler ne olduğunu anlamaya çalışırken aramızdan biri üniversite yaşamından bizleri soğutacak soruyu sordu...
devlet üniveristesinde ilk senesi olup hala hocalara ayar vermeye açlışan mal öğrenci müsveddesidir. kendini lisede sanmaktadır. babasının filan okula gelip hocayla müdür yardımcısıyla konuşup notlarını düzelttirebileceğini zannetmektedir.
Üniversite zaten kendisi eğitim yeri olduğundan abartılacak bir olay değildir. Herkes üniversiteye entel olup gelmek zorunda olmadığı gibi, oraya gelen insanların geçmişte yeteri kadar bilgi alamamış olabileceği, çevresinin bilgilenmesine elverişli olmadığından ünivesite denilen "kutsal" kuruma ayak basmış olabileceği akıllarda bulundurmalı ve yargısız infaz yapılmamalıdır. (bkz: bebe lan bu). Aslına bakılırsada bu olay üniversitedeki kendi yaşıtlarına üstünlük sağlayamayan üst sınıfların yeni yetmeleri küçük görmesinden ve onlara üstünlük sağlama isteğinden de kaynaklanabilir. Tabi gerçekten ilkokul zekasıyla gelenlerde yok mu, var ama herkesi bu kategoriye katmamak lazımdır kanımca.
selçuk üniversitesi'nde çok var bunlardan. hani okulu veya öğrencilerini aşağılamak için söylenmiş bi' tabir değil. şöyle ki hani şu meşhur üniversite sınavında bilmem kaç kişi çözemedi dedikleri ilkokul 3 seviyesindeki sorulardan bile daha basitleri için hesap makinasız yanlış cevap bulanlar var. 3le 4ü çarpıp 15 bulanını gördüm ki bu insan aynı zamanda finale girip geçemediği dersin bütünde de aynı sorular olmasına rağmen gene geçememiş biri, hatta sorular da hocanın elimize verip çözdüğümüz sorular. dersten geçemeyen de soruların çözümünü yapıp bize dağıtan kişi. hani bu kadar da mal olunmaz denecek cinsten ama olunuyormuş demekki.
var yani öyleleri, var olmaya da devam edecekler bu gidişle.
tüm üniversitelerde azımsanmayacak kadar nüfusları vardır. bir örnekle anlatmak gerekirs;
- akın bana o resmi gönderir misin?
+ tamamdır aç bluetooth'unu
- şarjım bitmiş akşama eve gittiğinde ararım seni açarım yollarsın
(tam bu sırada mavi ekran oldum)
en azından geri-zekalılar kategorisine girmeyen öğrenci topluluğudur , ilkokul zekasındakinin, hiç taşımayanlardan daha katlanılır olduğu gerçeğidir, kaldı ki kitlenin birçoğu eksi beyinleriyle üniversitede gereksiz yer kaplayan tiplerden ibarettir .
iletişim H :(ilk hafta tanışma) şimdi siz gülün sene sonu ben gülücem. gecen sene 100 kişiden 82si büte girdi.
ööörenci: (ağlamaklı) ama hocam o zaman mezun olamayıızz.
H: aferinn. durumudur. dönem sonu canım hocam sınıf genelını kagıtları okumadan gecirir.