demokrasidir, özgürlüktür. başka ne açıklaması olabilir ki. ayrıca cumhurbaşkanımızı, başbakanımızı ya da bakanlarımızı koruma önlemidir. kimden? dediğinizi duyar gibiyim... kimden olacak elbette öğrencilerden. onlardan daha tehlikelisini gördünüz mü siz hiç.
eğlence olarak eyleme katılan ruh hastalarından dolayı gerçekleşen hadise. adamlar halen 70'lerde kaldılar arkadaş olay ıkartmadan duramıyorlar. ülkücülere laf ederiz ama adamların doğru düzgün vukuatları yok. bakın size birkaç örnekle tanıtayım bu ruh hastalarını.
haziran seçimlerinden birkaç gün önce odtü'de komünist öğrenciler basın açıklaması yapacaklar bir iki slogan atacaklar vesaire. planları bu. ama bu kadarla sınırlı değil. onlara epey uzakta duran çevik kuvvetin gelip müdahale etmemesine sinirlenen emekçi dostu öğrenciler "işporta tezgahlarını dağıttılar". heceleyeyim mi? e-mek-çi öğ-ren-ci-ler iş-por-ta tez-gah-la-rı-nı da-ğıt-tı-lar. karşında böyle beyinsiz bir kitle var abi ne yapacaksın?
bir başka örnek. hatırlarsınız bunu da, birkaç ay önce enerji bakanı taner yıldız zannedersem ytü'de konferans veriyordu. aslan parçasının teki fırlatı seyircilerin arasından bağırıp çağırmaya başladı. bakan da korumaların müdahale etmesine izin vermeyerek bu yiğit arkadaşı yanına çağırdı, kürsüde yanındaki koltuğa oturttu. eleman halen kor gibi. sinirden yanına yaklaşılmıyor, hatta bakan onu kürsüye çıkartınca daha da sinirlendi diyebilirim. haklıydı çünkü. oraya çıkınca iki kelime edemeyecek bir adam olduğu çıktı ortaya. korumalar üzerine çullansa ne güzel olurdu. bebelerine anlatacağı bir kahramanlık anısına sahip olurdu.
öğrencilerin demokrasi, eşitlik ve özgürlük ilkelerini yanlış yorumlamaları sonucu ortaya çıkmış bir ;
" devlet bana bahmiy. " tarzı acındırma söylemidir.
diyorsun ki,
" biz özgürüz istediğimiz yerde hür irademizle, istediğimizi söyleriz. " tamam da, o hür irade bir tek size mi ait ?
devlette o iradeye sahiptir, eğerki sen birisinin damarına basarsan sana yumruk atar değil mi azizim ?
devlet aleyhinde birşeyler yaparsan, oda kendi hür iradesiyle reaksiyon gösterir.
karşı görüşteki öğrencilerle atışırsan karşı gruptaki öğrenciler kendi iradelerine göre reaksiyon gösterir ve size kaynar.
akabinde devlet hepinize kaynar ve mükemmel bir grup çalışması çıkar ortaya, threesome deriz kısaca buna bilimde.
ki, en nefret edilen söylemdir bu. birden fazla taraf, eşit şartlarda hak ve laf özgürlüğüne sahip olmasına rağmen.
sırf bir tarafın kazancı daha az diye veya diğer tarafın eliyle tamamen ortadan kaldırıldı diye bir ;
" benim hiç hür iradem olmadı amca ! " psikolojisiyle sezercik'e bağlarlar ve deli olunacak bir durumdur.
yukarıda belirtilen bilgiler doğrultusunda üniversiteye girenin az bile olduğunu anlayacaksınız umarım.
orada olmamızın sebebi, eşitliğin ve bilginin ne anlama geldiğini öğrenmek,
daha işemeyi bilmeden a*ına korum diyen veletler gibi anlamını bile bilmediğin eşitlikle, hür iradeyi kullanmak değil.
bu durumu doğru gören ve "rahat durmayan isyancıların hakkıdır kötek" diyen geri kafalıların %50lik kısmı oluşturduğu bir ülkede hiçde yadsınmayacak olan durumdur.
şüphesiz ki ileri demokratik türkiye cumhuriyeti'nde üniversitelerdeki özgürlüğümüze özgürlük katan; solcuateisttinercistatükocuergenekonculaikçilerin keyfini kaçıran eylemdir.
din devleti yaratmaya çabalamalarının nedenidir. düşünme, fikir üretme, konuşma demiyor dindar gençlik maskesiyle ne yapmaya çalıştığını anlatıyor aslında.
özetle çıkıntıların başını ezmek için oradadır.
Bir polis fantezisi değildir. Yasada da belirtildiği üzere üniversitenin talebi, daveti üzerine gerçekleşir. Yoksa "La bu üniversitede top luluk varmış gidelim dağıtalım" demez polis.