Türkiye'den dünya çapında sıralamara giren üniversite yok. bu ödevler çok özür diliyorum lisedeki dönem, performans ödevlerinden bir farkı yok. ne bir proje üretiliyor ne de akademik bir özelliği var. kes, kopyala, yapıştır bir çoğu. makale yazmayı, dipnot düşmeyi, kaynakça nasıl belirtiliri bilmeden sadece yazı yazılır o kadar.
bir süre sonra artık yapmak bile içinizden gelmeyen, insana gına getiren eylemler silsilesi. ve eğer her hafta ödev veren bir hocaya sahipseniz, özellikle de bu verdiği ödevler beyin yakan cinstense allahım nolur şu finaller bir gelsin diye dualar edeceğiniz kadar sizi hayattan soğutabilir.
bir de üstüne başka ödevler eklenir, e tabi sadece o dersi almıyorsunuzdur, beyniniz artık sizden koşarak uzaklaşmıştır her hafta bir şeylerle uğraşmaktan, bir şeyler düşünmekten.
hayır yani ben nasıl hesaplayayım şimdi hayali olarak pazarladığım ve ihraç ettiğim ürünün fiyatı ihraç ettiğim ülkede ne olsun. orada neyse öyle olsun banane, seçmeli derssin sen yahu nedir bu bu kadar.
yazar burada isyan ediyor. çünkü yazar bıktı. çünkü yazar error verdi. *
Hayatımda görüp göreceğim en saçma ödevlerdir. Yok efendim kime dilekçe yazacakmışım yok bilmem Rusça şiir ezberleyip odamı tanıtacakmışım. Sonracıma tasnifler, transkripsiyonlar efenime söylim slaytlar araştırmalar vs vs. Yani bunlar sadece şimdilik aklıma gelenler. Yoksa başka bölüm ögrencilerinin süründüğünü de biliyorum.
Üniversite öğrencisine verilen ödevlerdir. Lise ilkokul gibi eve gelir gelmez bilgisayar başına geçip saçma sapan konuları araştırmaktır. Sen o kadar uğraş kazandım diye hava at ilk haftadan ödev yapmaya başlarsın.
Demek ki neymiş üniversiteye kapak atmakla olay bitmiyormuş.
