başığın aslı: üniversite mezunları için asgari ücret 1200 tl olsun
olacaktı malum nedenlerden ötürü olamadı.
ülkemde üniversiteden yeni mezun olana reva görülen 500-600 TL maaş yerine, ücretli öğretmenlik yapmak durumunda kalan öğretmene devlet eliyle verilen 700 tl yerine adam gibi bir ücret ödenmesi için başlatılan kampanyadır.
ben de üniversiteden mezun olduğumda o çok bilen işverenlerle karşılaştım. kapımda bu ücrete çalışacak bir sürü üniversite mezunu var siyerek sizi o şartlara razı olmaya zorlar. be o dönemde sadece bir ay çalıştım ve ayrıldım, o ücrete çalışcaksam neden okudum diye sordum kendime başka yollar aradım. şimdi o günle kıyaslanamayacak kadar farklı bir yerdeyim. sizin yani üniversite mezunlarının diğerlerinden hayatında her alanında (bkz: askerlik) farkınız oluyorsa neden asgari ücretinizde de farklılık olmasın. bunu kimse getirip "alın bu sizin hakkınız" diye vermez, hakkımızı kendimiz almalıyız.
buradan yeni mezun tüm kardeşlerime sesleniyorum. sakın ama sakın size önerilen o düşük ücretleri kabul etmeyin. bizler bu ücretlere razı olursak bizi öpen işverenler her zaman var olacaktır. ben kendimi kurtarayım da gerisi önemli değil bencilliğinden sıyrılırak tek başımıza bir şey olmadığımızı, aslında birlikte hareket edersek ne kadar güçlü olabileceğimizi anlamamız gerekiyor.
buradan tekrar üniviersite mezunlarının hayatlarına en azından daha iyi şartlarda başlayabilmeleri için tüm kardeşlerime çağrıda bulunuyorum. bu konuda sendikalar üzerine de düşecek görevler var elbet. eğer gerekli etki oluşturulabilirse sendikalar kendileri bu işe el atmak zorunda kalacaktır. (bkz: tekel işçileri)
neden yalnızca üniversite mezunları için geçerli olsun? diye cevap verilebilecek istek. neticesinde bir kişinin okuması yalnızca kendisine değil, doğduğu büyüdüğü ortama, ailesinin ekonomik durumuna da bağlıdır. o gencin suçu nedir?
özel sektörde ücret patronun işine ne kadar yaradığınızla ölçülür, kamuda ise öncelikli kriter eğitim durumunuzdur. neden herkes için değil sorusuna gelince; ülkemizde üniversite iyi bir işte çalışılmak için okunur (doğrudur, yanlıştır o ayrı burada durum tespiti vardır) iyi bir işin en önemli unsuru iyi bir ücrettir. iyi bir ücret almak için okuyorsak, okumayanla aranızda bir farkın olması lazım.
üniversite okuyamayan kardeşlerim için hayat herkese farklı yollar çizer örneğin, ortaokulda okulu bırakıp yanında 150 işçi çalıştıran yani sen 25 yaşına kadar okurken senin hayatın boyunca dönemeyeceğin köşeyi 4 defa dönen insanlar da var. dolayısıyla kişinin içinde bulunduğu durum eğitim durumundan ziyade kendisiyle ilgili.
ayrıca:
--spoiler--
asla olmayacak olan olay, zaten memur ücreti o civarlarda. memurlar 3 milyar falan alması lazım o halde.
--spoiler--
burada memur, işçi ayrımından ziyade eğitim durumu ön plana çıkarılıyor. o bakımdan memurların 3 bin lira alması için doçentler veya proflar vs gibi farklı bir durumu tartışmamız gerekiyor. üniversite mezunu veya lise mezunu memurlar da olabilir ki bunların maaşları işe başladıkları anda zaten farklıdır.
üniversite mezunu olmanın bir ayrıcalığı olduğunu düşünmediğimden saçma olarak nitelendirdiğim önerme. bir üniversite öğrencisi olarak gözlemim: artık eşşeği bağlasan üniversiteden mezun olur, e adam çıkınca 1.200 maaşı hak etmiş mi olacak? hak edene zaten veriyorlar, yada hak eden gidip asgari ücretle çalışmıyor.
olması gerekendir. ünide okuyup ömrünün en güzel günlerini calculus başında, serway başında 4 sene dirsek çürüterek geçiren ve bazılarına göre* iş garantisi olmayan bir kitlenin hak ettiği paradır, en azından başlangıç için.
şahsen bir bilgisayar mühendisliği öğrencisi olarak ara projem için bile ömrümün yarısı geçiyorken bir işveren beni diğer mezunlarla kıyaslayıp senden çok var şarkısını çalmaya başlarsa, çok da kasımpaşa der geçerim. enayi değilim açıkça söylemek gerekirse.
üni okumayanlarla kıyaslanmayı saymıyorum bile. ben gözlük numaramı büyütürken, sen dışarda alemlere akmadan önce düşünecektin onu kardeş.