tam olarak kendisinden beklediğimiz gibi bir baro başkanlığı yapmaktadır. avukatlık mesleğinin sorunları ile ilgilenmemek istanbul barosunun geleneği haline geldi. zira her başkanın bundan daha önemli işleri var. günlük siyasete angaje olarak mensubu ve başkanı olduğu kurumu yıpratıp, değersizleştirmek gibi.
balyoz darbe girişimi davasına istanbul barosu başkanı olarak katılıp sanık avukatlarının yanına oturarak tarafını göstermiştir.
darbelere karşı olduğunu söylese de şu hareketinden sonra bin defa da darbeye karşıyım dese artık inandırıcılığını yitirmiş bir kişi olarak uğradığı itibar erezyonu ile zor başedecektir.
oturacak başka yer yok muydu kardeşim , kurum adına mahkemeye gidip taraf olmak neyin nesi , hukuğu guguk yaptınız.
italyada gladio davasında binlerce kişi yargılandı ve tutuklandı , Türkiye yargılanan bir avuç şahıs ve yandaşları mahkemelerde zirzopluk yapıyor , alay ediyor.
Bunu da beceremedik. "laik de olsa sünnilere güvenmeyin" diyen Çetin Doğan cumhurbaşkanı olsun da rahatlasın doğan medyası , istanbul barosu vesaire.
Bir sonraki Cumhurbaşkanı Çetin Doğan'dan inciler :
güneydoğu'da bizimkiler postu deldirmesin, buna yönelik önlemler alın, tayin dairesi mutlaka elimizde olmalı. cepheye bizden olmayan o namussuzları sürün. alevi olmayana hiçbir zaman tam olarak güvenmeyeceksin. alevi olmayan herkesin anti laik olma ihtimali uzun vadede de olsa olabilir. türklerin üstün bir ulus olduğu safsatasını yıkın.
haydi MHP , kurtarın bu kahramanları ve iktidara taşıyın.
son dönemlerde ki ergenekon tartışmaları sırasında başarılı hatipliği ve özellikle ceza hukukuna olan hakimiyeti ile tartışma programlarında yandaş yazar ve akedemisyenlere verdiği ayarlarla yıldızı parlamış, muammer aydın yönetimindeki baronun atıl ve naçar görüntüsünü bertaraf edip daha etkin bir kimliğe bürüneceğini inananlar tarafından aday gösterilmiş ve kemalist solcu genç avukatlar arasındaki popülaritesini kullanarak baro başkanı seçilmiştir.
muammer aydın görev süresince istanbul barosunun büyük çoğunluğunu oluşturan ve kendisinide o makama oturtan kemalist sol çevrelerce pasif ve haddinden fazla idare-i maslahatçı bulunmuştur. ergenekon, anayasa referandumu gibi konularda yeterince aktif olamamakla eleştirilmiştir. ümit kocasakal ise aksine bu dönemin süheyl batum'la birlikte yıldızlarından biridir. biri chp genel sekreteri öbürü dünyanın en büyük barosuna başkan olmuştur.
bir kısım avukat açısından aktif bir avukat olmayışı ve hukuk akademisyeni oluşu soru işaretleri yaratmaktadır. avukatların sorunlarına yeterince hakim olmadığı ve bunların çözümünde etkili olamayacağı sadece baronun politik ağırlığını geçmiş başkana oranla daha iyi koyabileceği itirazların temelindeki argümanlar.
onu bunu bilmem cesur adam. ideolojisine destek vermem, pozitivist yönünü ayakta alkışlarım. eninde sonunda bu arkadaş bir hukukçu, dünyayı kurtarmasını veya siyaset bilimi algsının dağı taşı aşmasını bekleyemeyiz.
ama o cesareti yok mu?
hiçbir açığı olmadığı her halinden belli mimikleri yok mu...
vay ki ne vay, böyle adamlar lazım bu memlekete.
şantaj yapılamayacak, yiğit bulutlaşmayacak, kimseye boyun eğmeyecek.
istanbul üniv. hukuk mezunu, galatasaray üniv. hukuk bölümünde doçentlik yapan katıldığı panellerde ve t.v programlarında soyadı sürekli kabasakal olarak lanse edilen verdiği mantıklı örnekler ve heyecanlı üslubuyla gayet ikna edici olabilen türkiye'nin en iyi cezacılarındandır kendisi.
bilgisi ünvanı bir tarafa, katıldığı programlarda diğer konuşmacılardan işine gelmeyenler konuştuğu zaman, mimikleriyle dalga geçer gibi hareketler yapan, hareketleri yüzüne vurulunca veya konuşmacı bundan alınınca pişkinlikle ben size destek oluyorum kabilinden beyanlarda bulunan gayri ciddi şahsiyet.
onun gözünde balyoz darbe planı halit ziya uşaklıgil'in ölümsüz eserlerlerinden biri, darbeciler top oynarken evin camını kıran veya kedilerin köpeklerin kuyruğuna teneke bağlayan haşarı mahalle çocukları, yeraltında bulunan silahlar da mantar çatapat falan.
(bkz: ben bilmem asker bilir) fenomeni, bu türe akademisyen deniliyorsa, bilimin ışıgından feyzlenmiş akıl buysa eger, bilim cuntaya hizmeti öngörüyorsa eger, ben öyle bilimi de, böyle bilim adamını da, öyle akademiyi de (s..lemem).
yurdumun savcısına bakarım ben, bunların neresine nişadır degmişte bu kadar gür sesle cunta savunuculugu yaptıgını anlamak için, cuntanın hukuk müşaviri sende, çıkıp konuşacak mecra bulmaları asıl ilginç olan, bu türden zevatın ne gibi bir insani fikri olabilirde, insan muamelesi görüp çıkıp konuşabiliyor, ugur dündar dan başka yerde anlamıyorum, bunları çıkartan herkesten şüpheleniyorum ben, hepsini silivride görecegimizi düşünüyorum, cuntanın hafif meşrep medyacıları.