ah ülker ah yeter artık bunca zamandır ülkemdeki insanları zehirlediğin yani. güzel ülkemde en fazla mısır şurubu (yani genetiği değiştirilmiş mısırdan elde edilen şeker) kullanan firmadır kendileri. yazmazlar paketlerin üstünde biz böyle böyle kötülükler yapıyoruz diye sizlere. ah o mısır şurubu yok mu kanserinden tutta obezite, şeker gibi her türlü hastalığa yol açıyor. ama yok güzel ülkemde denetim olmazsa, mısır şurubunun kotası fransa gibi ülkeler %0,47 civarlarında iken bizim ülkemizde %7 den %15 e çıkartılmıştır. e hani halk sağlığı nerede kaldı. yok. ayrıca bu firmanın pendikte mısır nişastası için kurdukları milyondolarlık tesis vardır. oradan elde ederler tüm ürünlerine mısır şuruplarını. o tesis takır takır çalışıyor. varil başına 300 dolar kar yapıyorlarmış. ayıp hemde çok ayıp. herşeyden önce günahtır. halkın sağlığıyla oynanmaz.
gayrettepe metrosundaki makinalarına para atıp, bisküvi almak istedim, paramı yuttu makina ve geri vermedi. bunların kurumsal sayfalarına girip, mail attım, 2 gün sonra beni aradılar ve bana bir kod vereceklerini, bu kodun bilmem ne kadar süre geçerli olacağını, o makinalara ürün dolduran abileri görüp, kodu onlara gösterirsem(!) o ürünü onlardan alabileceğimi ilettiler. "nasıl yahu, ya göremezsem, alamayacak mıyım? hakkım değil mi? ben neden sizin elemanlarınızın peşinden koşturacağım hasta mısınız?" deyince çark edip, istemeye istemeye "ee o zaman adresinizi verin size bir şey gönderelim" demiş firmadır. 1 haftadır beklemedeyim sözlük, çubuk kraker bile göndermediler.
ne yapmaya çalıştığını anlayamadığım hem taklitçi* hem arada kalmış firma. ürünlerine ingilizce isimler koyup o isimleri türkçe okumak nedir yahu? en göze batan örneğini golden ve golden finger çikolatalarında görüyoruz. çizi ve haylayfsa zaten başlı başına komik. yani madem şöyle türk firmasıyız böyle aslanız böyle kaplanız diye övünüp telaffuzda da türkçe'ye uygunluktan vazgeçemiyorsun, ingilizce isim koyma yahu, zorla mı yazıyorlar o isimleri o ambalajlara?
cevizlibağdaki fabrikasına en az 500 metre kala o pişme kıvamındaki keklerin, çikolataların, bisküvilerin buram buram kokusuyla büyülenip hemen aburcubur alma isteği uyandıran geleneksel milli markamız...
ürünlerini çocukluğumuzdan beri tükettiğimiz, hayatımız boyunca da tüketeceğimiz firma.
dinci falan gibi söylemlere katılmıyorum, bizim insanımız müteşebbisliğe yatkın olmadığı için, kolay para kazanmayı sevdiği için, ülkemiz insanının başarılı olamayacağına inanmadığı için, ülker'in gelişiminin akp sayesinde olduğunu iddia eder.
dinci der, ürünlerini boykot eder. bunu yaparken de milli sermayeye zarar verdiğinin farkında değildir.
ülker olmasaydı, türkiye ithal bisküvi cenneti olacaktı, haberiniz yok. şu an türkiyenin en büyük ihracatçısı ülker...
ayrıca, eğer tayyipçi, dinci, bilmemneci diye protesto ediyorsanız, protesto ettiğiniz amerikanın israilin mallarını almayın da görelim. burger king'e mcdonald's a gitmeyiniz, kola içmeyiniz,yerli sigara içiniz(kalmadı gerçi)de görelim.
yok yok biz adam olmayız...
ayrıca ülkerin bünyesinde yahudi de, ermeni de, her milletten insan da çalışmaktadır. çalışan bayanların çoğu açık olmakla beraber, kimseye kapan denmez. çalışanlarının içinde rock'cısı da vardır, popçusu da, dincisi de, aydını da, felsefecisi de...
bu şirkette kimsenin sosyal hakkı falan da yenmez, hatta refah seviyesi en yüksek şirketlerden biridir. toplam kaliteye önem vermese bu seviyeye ulaşmazdı zaten...
son olarak godiva'dan sonra başka bir global gıda şirketi olan united biscuits firmasına talip olan holdingtir. eğer alırsa türkiye için iyi bir prestij olacaktır.
1- eti'nin yahudi, ermeni ve dahi rum malı olduğu yalanını yaymak.(not: eti = eskişehir tarım işletmeleri)
2- eti'nin ürünlerinde domuz kaynaklı yağ v.s. kullanıldığı yalanını yaymak.
3- ermenistan'a uyguladığımız ambargoyu delmek.
4- dünyada tüm önemli pazarlarda satılan ürünlerin sahtelerini türkiye'de satmak.(aynı şeyi fransa'da denediklerinde ellerinde patladı)
not: bunca ahlâksızlıktan sonra sahiplerinin nakşi olduklarını söylememe gerek var mı bilmiyorum.
türbanlı çalışanının evli erkeğe göz diktiği yerdir. ramazan ayında oruç tuttuğunu söyleyip şirket içindeki mescitte kaçamak atıştırmalar yapan "kalbi temiz" ! insanların mekanıdır.
eksileyecek müslüman.hayrola, din kardesının yaptıklarına ınanmadın mı yoksa.
yeşil sermayeymiş, cartmış curtmuş. sonra "türkiye!" diye ağlıyorsunuz. ulan harbiden yazık, çok yazık. her kuşu siktiniz bir ülker kaldı anasını satayım. yemeyin, kesinlikle almayın. müslümanlara falan para gider, ooo neymiş öyle? tercih etmezsin, "şu markadan yerim olm ben" dersin de bu salak karalamalar ne yani? ülker'in de çok sikindeydi anasını satayım.
kuruluşu 1944'e tekabül etmektedir. sadece bisküvi üretirken kendini geliştirip, büyümüş, kocaman olmuş ve üretimine 1974 yılında çikolata ile devam etmiştir. kuveyte yapmış olduğu yüzlercebin dolarlık ihracat yatırımının ardında borsada hisselerini halka açmıştır.
1992'de margarin ve bitkisel yağ üretiminde atağa geçerken, 1993 yılında nişasta üretimi konusunda ilk sırayı aldı. 2001'de gazlı içercek üretimi, 2002'de ilk yerli bebek maması, 2006'da kahvaltılık gevrekler gibi gıda dallarında hizmet vermiş/veriyordur. Eti een büyük rakibidir.
