Zekanın %50 si kalıtımsaldır, geri kalan %25 dış uyaranlar yani çevre, geri kalanı da eğitimdir. Eğer bir çocuk, protein ve demir bakımından yeterli beslenememişse, "öğrenme bozuklukları" ortaya çıkar. Ülkemizde kişi başına tüketilen ete bakın sonuç içler acısıdır.
kendilerine mikrofon tutularak '' anneni mi yoksa babanı mı daha çok seviyorsun'' diye geri zekalı ürünü bir soruya: (kapalı e ile) eveeeet '' cevabını veren şımartılmış bünyeler sorunudur.
ebeveynlerin gerizekalı olma ihtimali daha yüksek. çocuğu yönlendirmezsen nereden bilecek ne yapacağını? sen biraz yönlendir zaten gerisini getirir. malum öğrenme işi en iyi çocukluk döneminde yapılır. adamlar keyfinden 5-6 yaşında okula başlamıyor. okumak, yazmak gibi gerçekten eziyet bir durumu o yaşlarda öğrenmiyor. al 30 yaşında bir okuma yazma bilmeyeni, öğret hadi sıkıysa bunları.
herşey ebeveynlerde bitiyor arkadaş. "çocuğum mühendis oldu","çocuğum doktor oldu" diye övünür bizim büyükler sadece. o okuma faslı sırasında sosyallikten o kadar uzaklaştırırlar ki çocukluk zamanında, çocuk bu durumdan kaçmak için fırsat kollar.
uzun lafın kısası gerizekalı, aptal, beyinsiz olan ebeveynler. çok mu ağır oldu? olursa olsun. öyleler.
aslında üstün zekalı çocukların bu çok yaramaz tembel diye geçiştirilmesinin sonucudur.
onlar da tıpkı düşük zekalı çocuklar gibi özel eğitime tabi tutulmaktadır avrupada.
einstein amcanın ortaokulda geri zekalı muamelesi görmesinden sonra akıllanmış olacaklar.
avrupadakiler hackleme-icat vs. yaparken felan ülkemiz veletleri hala misket oynama, su tabancası sıkma, mantar patlatma, polise molotof kokteyli atma-taşlama, kovboyculuk vs gibi saçmasalak aktivitelerle vakit geçirmekte oldukarından çözülmesi gereken bir sorunsaldır.