saygı duymaya çalışsam da anlamakta zorlandığım insan. ben ölmem. ha şartlar benim için uygunsa ölebilirim de şimdi ölmem. öldürülmüş olurum. özgürlüğümün kısıtlanma ihtimali varsaa ölürüm. yoksa devlet bana al bak bu senin düşmanın diyecek, halbuki düşmanı kendi yaratmış olacak. ben koyun gibi gidip oraya vatan için öleceğim he mi? ailem de vatan sağolsun diyecek he mi? yemezler. öldürülmüş olacağım pisi pisine.
Düzenin tüm zokalarını yemiş, geleceği planlamak isteyen ve binlerce yıldır var olan stratejist' lerin adamım dediği kişidir. Çok küçük bir kitleyi saymazsak bizizdir bu kişiler.
bir ihtimal de; hayatında doğru dürüst hiç bir şey yapamayan, düzgün giden bir şeyleri olmayan bireyin 'bari ölürken bir icraatım olsun ot geldim ot gitmeyeyim' amacıyla ölümünü bir koşula bağlaması durumudur.
olaya felsefi bakılırsa veya hümanistik bir bakış açısıyla olay değerlendirilirse ülkenin veya devletin yaşamasından önce bireyin yaşaması gelir ama eğer tehlike durumunda veya en kötü ihtimalle savaşta 'ben filozofum arkadaş benim ölmemdense topraklarımız başkalarının eline geçsin yeter ki ben hayatta kalayım, nefes alabileyim, yaşayabileyim' gibi bir düşünceye sahipse olayı yanlış anlamış, durumu yanlış tahlil etmiş demektir. senin ülken başkalarının elinde ise sen zaten nefes alabilen bir ölüsün demektir.
(bkz: bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır)
tabi devletine ülkesine karşı bu bakış açısına sahip olmayanlar için boş bir eylemdir. ha ben ölebilir miyim orasını bilemem kolay iş değil vesselam.
edit: ülkem için ölürüm diyen insan aynı zamanda ülkem için çalışırım ülkemin milletimin(devletine sahip çıkan her bir bireyin) çıkarları doğrultusunda hizmet ederim, ülkem için yaşarım diyen insandır. eğer devleti yöneten insanlar bu düşünceye sahip değiller ise oraya geçmesi gereken kişi veya grupların geçebilmesi ve hizmet edebilmesi için devletin başına geçenleri seçmekle mükellef olan insanların gereğini yapması gerekmektedir. yani bugün devletin yaptığı olumsuz birtakım hareketler yüzünden 'onlar yaptı ben niye savunayım, öleyim' düşüncesiyle devletinden vazgeçen insan kolaya kaçmaktan başka bir şey yapmamaktadır. suçu hep başkasında arayan bu tür bireylerin akıllarından çıkardıkları şey eğer devlet senin isteklerini yerine getirmiyorsa, senin haklarını başkalarından üstün tutuyorsa veya uğruna ölebileceğin toprakları başkalarına veriyorsa bu durumda seninde diğer 72 milyon insan kadar suçun vardır ve bunu telafi etmek veya en azından bu amaç uğruna birşeyler yapmak yerine sadece her bir birey üzerine düşen görevlerin hiçbirini yapmadıklarını bile bile birilerini suçlarlar.
o ölür öldüğüyle kalır, annesi babası eşi dostu üzüldüğüyle kalır.
onun ölümü kodamanlar masa üzerinde 5 metre daha toprak kazansın ya da kaybetsin diyedir. düşünmez ki ben öldüm kardeşim gazi oldu da konuşma hakkı neden benim değil. devlet böyükleri son sözü söyler, sınırlar tekrar çizilir. sonuç? para kazanan kazanmaya devam eder. ölenin kanı doların mürekkebi olur.
bir de ülke denilen yerin sınırları sorunu vardır. bugün uğruna "ölmemiz" gereken artvin, kars, ığdır batumla değiş tokuş edilmedi mi? misak-ı milli sınırları içinde musul ve kerkük de yok muydu? ama şimdi orası için ölmüyoruz. ya da batı trakya umurumuzda değil pek.
yani devlet denilen baş eşkıyanın çizdiği sınırlar için ölmem. öleceksem ağaçlar için, böcekler için, dağda dolaşan tavşan için, hava için, su için, yaşam hakkımı savunmak uğruna ölürüm.
Erkekliğin gereğini yapmaktadır, türklüğünün gereğini yapmaktadır, savaş zamanında değiliz veya hükümet terörü azdırıyor, ne bileyim şöyle şöyle komutanlar çok hatalı vs deyip ölmekten çeşitli bahanelerle yırtmaya çalışanlar ne erkeklik özelliklerini, ne türklük özelliklerini tam taşımaktadır. dağa çıkanlar A hükümetine karşı, B komutanına karşı çıkmamaktadır. Türk Milletine karşı çıkmaktadır ve meydan okumaktadır. " Ben gelir seni bombalarım, ben gelir seni öldürürüm, rahat vermem, şehirlerine saldırırım, meralarında, kırsallarında dolaşamazsın, şu şu şehirlere bayrakla, Türkçenle, Türklüğünle giremezsin" diye. Eğer ki bu meydan okumayı herhangi bir nedenden ötürü karşılamayan kişi erkek değildir! türk de değildir!.
Ha tabi en güzeli ülkem için yaşarım diyebilmektir. Ama ülkesi için ölmeyi göze alamayanlar, yani dünyevi hayattan vazgeçmeyi göze alamayanlar, Yaşarken ülkelerini değil kendilerini düşünürler. Yaşamak kolay değildir. Hele hele Ülke için yaşamak hiç kolay değildir.