çok alakasız bir konuda bile 'türk milleti, şan, şeref...' vs gibi söylemlerde bulundukları herkesin malumu. kendileri siyaset sahnesinde nereden baksanız 50 yıldır aktifer. fakat ne zaman türkiye'yi diğer hakim ülkeler oyuncak gibi oynasa sahnede bir tane bile ülkücü göremezsiniz. ama daha çok amerika'nın türkiye içerisindeki stratejik konumlanma ve hareketleri özellikle ülkücüleri rahatsız etmez. bundan rahatsız olanları da sovyetçi diye suçlarlar.
yetersiz türk - solu bile bu yetersiz haliyle sesini çıkarır tepkisini gösterir.
ülkücülerin milliyetçilikten anladıkları bir avuç sosyalist - komünistle uğraşmaktır. ama kendilerinde onlar kadar taşak yoktur.
çok ilginç bir denklem: sosyalist komünistler amerika'yı sevmiyor, ülkücüler de sosyalist - komünistleri sevmiyor.
bilgisiz komünist düşmanlığı ile oluşan sempatidir. zira tam bağımsız türkiye diye bağıran komünist'leri sürekli arkadan bıçaklamaları da bu yüzdendir.
komünistlerin kuyruk acılarını dışa yansıtan örneklerden biride böyle saçmalıklardır. evet ülkücüler sovyet marksizminin beşinci kollarıyla mücadele etmekden abd ve onun emperyalist zihniyetlerine daha az eleştri getirmişlerdir.
birde abd düşmanı sanılıp ilahlaştırılan sözde kahramanlar var.
(bkz: #18289568)
amerikan dalırlarıyla, amerikan karşıtlığı yaptığını zanneden insanlar kadar şaşırtmamaktadır beni. evet doğrudur, bugün bile bazı az okuyan, cahil ülkücüler (burada ülkücülerin sadece bir kısmından bahsettiğim anlaşılmalıdır) amerikan tarafgirliği yapmakta. bunun sebebi soğuk savaşın en ateşli dönemlerinde yaşananlardır. o dönemde sovyet rusya türk milliyetçileri için abdden çok daha büyük bir tehditti. neticede sovyet sosyalizminin türklere yaptıkları işkenceler, zulümler, kesinlikle hitlerin yahudilere yaptıklarını aratmayacak cinstendir. bunu da o dönemleri bizzat yaşamış; kazak, özbek, tatar, azerbaycanlı insanlardan dinleyip öğrenebilirsiniz. öyle bir dönemde, sovyet ordusunu türkiyeye açık açık davet eden kişilere karşı abdnin desteğini alarak karşı koymak hiç de tutarsız bir eylem değildi.
amma velakin, abdye olan gereksiz sempati bana göre türk milliyetçiliğine çok ağır hasar verdi. yine bana göre, normal şartlarda türk milliyetçiliğine düşman olarak görmemiz gereken bir bbp zihniyetinin milliyetçi çatılar altında yeşermesine, bugünün türkiyesinde at koşturan islamcı, ılımlı islamcı zihniyetin kendisine ortam bulmasına zemin hazırladı bu gereksiz abd sempatizanlığı.(burada bahsettiğim islamcılığın da sözde bir islamcılık olduğu muhakkaktır) halbuki milliyetçiler, o dönemde bir yandan komünistlere karşı mücadele verirlerken, bir yandan da abdye ve onun türkiyedeki taşeronlarına karşı tedbirli olmalıydılar. ne yazık ki, o dönemde türk milliyetçiliği resmen "ayağa" düştü. öyle ki, yine teoride türk milliyetçiliğinin yapıtaşlarından birisi olması beklenecek türk alevileri (bunu bir sünni vatandaş olarak söylediğimi de belirteyim) türk milliyetçiliğinin düşmanı haline getirilmiştir. tabi şunu unutmadan söyleyeyim, maraş ve çorum hadiselerini topyekün ülkücülerin üstüne yıkmak, en basit tabirle ahmaklık olur. bu olaylardan sonra türkiyede artan sünni- alevi gerginliğinin ve bunun getirdiği siyasi ayrışmanın hangi kesimlerin işine yaradığını düşünürseniz ne demek istediğimi daha rahat anlarsınız. ama yine de biz türk milliyetçilerinin çok ciddi bir hatası ve tedbirsizliği var o dönemde. bugün türk milliyetçiliğiyle alakası olmayan fikirlerdeki insanların türk milliyetçisi olması, o dönemde yapılan hataların sonucudur. halbuki türkçülük, alevi sünni kavgasını büyüten taraf değil, çözen taraf olmayı gerektirirdi.
ama bu özeleştiri, sizleri fazla da yanıltmasın. o dönemde en büyük hatayı yapan, yine türk solu olmuştur. çok daha büyük bir kesimin sempatisini kazanması gereken sol kesim, çok gereksiz ve akıl dışı hatalarla ciddi şekilde halkın antipatisini kazandı o yıllarda. bugün bile türkiyede solcu geçinen bağnazları gördükçe gülesim geliyor. mevcut hükümetten yakınırlar, onu bunu "faşist" diye damgalarlar, insanları cahil olmakla suçlarlar. ama bu halkın, solun faşizminden kaçarak bu günlere geldiğini bir türlü göremezler. türk solunun abd tarafından dizayn edildiğini, tıpkı italyada kızıl tugayların aldo moro cinayeti örneğinde olduğu gibi abd tarafından manipüle edildiklerini bir türlü anlayamazlar. hele hele en önemlisi de, bugün ne kürtlerin, ne türklerin ne de "ezilmiş halkların" haklarını koruma amacı gütmeyen; tamamıyla yeni emperyalist düzenin, gerektiğinde kullanılmak için tasarlanmış bir piyonu olan pkknın nasıl olup da kendi çatıları altında yetiştiğini sorgulayamazlar. işte esas cahillik, esas ahmaklık buradadır. bu ahmaklığı türk solunda da, türk sağında da sıklıkla görebilirsiniz. zaten bir milletin solu ne ise sağı da odur. birisi çok akıllıyken, diğeri aptal olmaz kolay kolay.
peki tüm bunlar abdnin suçu mudur? bana kalırsa hayır. abd kendi çıkarları açısından doğru olanı yaptı. eğer soğuk savaşı sovyetler kazansaydı bugün çok daha fazlasını ruslar bize yapacaktı. ama bu bizim abdye sempati duymamızı gerektirmez. uluslararası ilişkilerde, düşmanlığın en çetrefilli hali ittifaklardır. çünkü bir yandan çıkarlarınızı korumak, bir yandan da ittifakı gerekli olduğu yere kadar devam ettirmek zorundasınız. bu iş düşmanlıktan çok daha çetrefillidir. işte türk milliyetçilerinin bir kısmı halen bile bunu anlamakta zorlanıyor. bu başlığın haklı noktası da burasıdır.
ama bugün türk milliyetçilerinin içerisinde ciddi bir şekilde okuyan, tarihini objektif şekilde öğrenen, çevresinde olan bitenlere karşı hassasiyet gösteren milliyetçilerin varlığına şahit oluyorum. bu beni çok umutlandırıyor. aynı şeyin türk solu içerisinde de olduğunu ümit ediyorum. bu insanlar azınlıkta olabilirler. hiç önemli değil. yeter ki bu insanlar türk siyasetinde önemli yerlere gelsinler. yeter ki saflıklarından, iyi niyetlerinden ve milli çıkarlardan taviz vermesinler. ve yeter ki kendi akıllarını kullansınlar. illa ki bir gün bu düzen değişecek. bu millet ayağa kalkacak.