alışıp bağlanmaktan korkan, özgürlüğüne körü körüne bağlanmış, alışkanlıklarının dışına çıkmak, hayatına yeni birini dahil etmek konularında çekinik duran insan evladı eylemi.
kıç kaldırma uzmanlığından feragat etmek için yapılan fedakarlıktır. içinin ısındığı, sevebildiğin birini kaybetmemek için kuyruğu dik tutma çabasıdır.
yeni bir ben yaratmak sabrı yeniden keşfetmek demekmiş.
çok aşık olunan sevgiliden çok aşık olunduğu için ayrılmak istemektir aynı zamanda. aslında onu çok istediğin için istememektir biraz da. ayrılık için sevgilinin verdiği tepki oldukça olgun ve kalender olup aslında öfke problemi olduğunu bildiğiniz sevgili size karşı dünyanın en yumuşak ve en centilmen adamı olma davranışını değiştirmez, arttırır. Bu kalbinizi eriten anlayış karşısında bok olur kalırsınız. Bir halt edemez hiçbir yere gidemezsiniz. Ama durmadan hırçınlaşıyorsunuz bunu ultra tolerans sahibi adama yapmayayım diye kendi kendinizi yiyorsunuz sonuçta ne kadar katlanabilir ki, nereye kadar*, ve en sonunda karar hiçbirşey söylemeden sadece gitmek olur.
doğru dürüst ceketini alıp çıkamama sebepleri, vaktiyle piç olduğu ortak kanısı bulunan adamların birden değişip bu yola seninle devam etmek istediklerini beyan etmelerinden dolayı yaşayabilecekleri üzüntü ya da gösterebilecekleri öfkeyi kaldıramamaktan, bundan biraz da korkmaktan ileri gelir esasında.
ve bu insanın içinde bir paradoks olup insanı yer bitirir***
(bkz: kadınların hiçbir şey demeden gitme sebepleri)
Çünkü Özlediğin insan, artık o eski insan değildir. Başka biridir, başkası için uyanır, uyur, yürür, durur, nefes alıp verir... Özlemini anlatacağın, Özleyeceğin bir insan olacak ki hayatta, özlediğini söylerken gözlerin dolacak, kafanı başka yöne çevireceksin o görmesin diye ama yok. Uzak bile durmuyorum. Özlediğine uzak durmak bile bir lüks şu hayatta.