6-7 bankanın mülakat diye önünüze koydugu anket kağıtlarının işe girmenizde pek yarar sağlayamaması. yani işi kaybetmeniz. özgüveninizi enkaza çevirir bu anketler.
bir zamanlar eski iş yerinde kimseye sormadan etmeden kararlarını kendi veren işini iyi yapan biriyken bambaşka bir zaman diliminde bir mülakat öncesi bekleme salonunda beklerken şirket çalşanlarının ellerinde birkaç a4 kağıdıyla koşuştururken gereksiz ters bakışlar fırlatması. tam olarak karşılığı özgüven kaybetmek olmasa bile hoş hissettirmez insana kendini.
lisede arkadaşların arasındaki lakabın "mal"dır. o sene üniversiteyi kazanamamışsındır sınava tekrar hazırlanmak için bir dershaneye kayıt olursun. dersanenin 2. haftası sınıf içinde tanışalım kaynaşalım ayağına bir halı saha maç organize edilir ama o halı saha maçının günü/saati sana bildirilmez. Kadroya dahil edildiğin halde o saatte halı sahada olmadığın için millet maç saati seni arar "neredesin abicim?" diye.. sen, oğlum bu akşam mıydı maç neden haber vermediniz falan filan diye zırvalarken telefondan gayet net duyulan arkalardan bir ses "Bu angelistadam kadar mal bir çocuk görmedim ya" der...