kamu dışında kalan sektördür. sömürmek için yaratılmışlardır. aklını kullanan, şansı ve dayısı olan bünyelerin parayı vurmaları olasıdır. onun dışında kalanlarınsa sömürülmekten başka fazla yaşamsal fonksiyonları yoktur.
eğitim düzeyi , tahsil durumu , kültür ve yaşam tarzı düzeyinde sizden çok çok aşağı konumdaki, 5 para etmez kıçıkırık adamların sizi çok rahat ezebileceği , aşağılayabileceği, 3 kuruş maaş için bir sürü pisliğe katlanmak zorunda olduğunuz , sabır nedir öğrenebileceğiniz, dişinizi biraz sıkıp kendi çabalarınızla kendinizi geliştirebilirseniz çok iyi konumlara gelebileceğiniz , iyi bir kariyer sahibi olabileceğiniz, çok iyi bir yaşam da sürebileceğiniz , yani özetle insanı vezir de eden rezil de eden sektör.
daha çok çalışıp kendinize hedefler koyarsanız, 3 5 yıl sonra patronunuzun daha iyi arabalara binebileceğini düşündüğüm sistemlerin bütünü. önce sizi çalıştırır deniyoruz der kanınızı emer, bize birşeyler katman lazım der anlamadığın işleri yaptırıp, enlamıyorsun sen bu işlerden sana vereceğimiz maaş bu der ve kanınızı emmeye devam eder (grafiker e tasarım yaptırmak bunun güzel örneklerindendir, grafiker tasarımcı değildir tek görevi program kullanmaktır tasarım yapmak tasarımcının işidir), bir süre sonrada kapının önüne koyar azını açamazsın.
bir de evine bir parca ekmeği zor götüren, ay sonunu zar zor getiren, ayın başından itibaren diger ayki kiranın nasıl ödeneceğini düşünen, özel sektör çoh eyi, allah razı olsun patrondan ekmeğini yiyoruz adamın, gebersin koministler, ölsün sosyalistler yaşasın ebemizin a*ına incir ağacı diken patronlar diyen kesim var ki özel sektörün paralı ordusudur bunlar.
Hacı ve hoca patronlarıyla, sağcı ve solcu patronlarıyla, müslüman ve gayri Müslim patronlarıyla bir birinin ibadetten başka hiçbir farklarının olmadığı, islamı kuralları ayaklar altına almış, insan emeği sömüren patronların sırketlerıdır. Vebal eseklerıdır.
elinden gelenin fazlasının fazlasını yaptığın halde hala memnun olmayan surat ifadesi ile karşılaştığın, iliğini kemiğini kurutmaya yemin etmiş bekar ve 40 yaş sınırındaki bayan patronla sınırlarının zorlandığı, en sonunda da lanet olsun diyerek bohçanı kapıp kaçtığın "özel emek hırsızlığı"..
özel sektörde çalışıyorum.
oğlum 7 (yedi) aylıkken bacağı kırıldı. ayağı 2 ay, temmuz ve ağustos aylarında kalçasından parmak uçlarına kadar alçıda kaldı. sonuna yakın kaşıntıdan o bir taraftan annesi üzüntüden bir taraftan ağlıyordu. ve nihayet doktoru, çarşamba günü getirin alçısını çıkartalım dedi. iş yerinden hemen izin istedim. 3 çocuk babası müdürüm "iki ay kalmış,
iki gün daha kalsın, cumartesi günü götürürsün" dedi ve bunu anlatırken eğer bir tek mübalağa yaptıysam, o müdürden beter olayım.
başka bir şey yazmama gerek var mı?
özel sektörde çalışıyorum.
Edit: imla