ya bursluysa diye bir antitez ile yaklaşılması gereken iddiadır. Zira Bilkent Üniversitesi veyahut Koç üniversitesi'nin bölümlerine burslu olarak girmek, neredeyse türkiye derecesi yapmaktır.
ya össden istediği puanı alamamıştır.
ya ailesinin durumu iyidir özelde okusun istemiştir.
her iki durumda da devlet üniversitesinde okuyan bireyin kendisini öğrenci sandığı kadar, kendisini öğrenci sayan kişidr.
evet özel üniversiteye girmek kolaydır ama mezun olması sanıldığı kadar kolay değildir. devlet üniversitelerinde yapılan vize ve finaller %80 oranında testtir. * ama özel üniversitelerde test usulü sınav olmaz. her dersten dönem başı en az bir prezantasyon yapılır. devamlılık durumu çok sıkı takip edilir. bazıları özel üniversiteleri yol geçen hanı zannetmektedir. ama işin aslı öyle değildir.
yanlış yargılardan kurtulmak lazım. bağnaz düşüncelere bağlı kalmamak lazım. bilinmeyen ortamları eleştirmemek lazım. bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmamak lazım. ****
devlet üniversitesinden mezun oldum ama, o üniversiteyi kazanmak için almadığım özel ders, gitmediğim dershane kalmadı. şimdi ben de özel ders aldım diye kendimi öğrenci sanmamalı mıyım diye düşündüren önerme.
baştan söyliyeyim istanbulda özel bir üniversitede %50 burslu okuyorum üniversiteye girdiğim öss puanı ile bir çok devlet üniversitesinde istediğim bölümlerden bir tanesine gidebiliyordum ama bazı sebeblerden dolayı özel bir üniversite şeçmeye karar verdim. haftada beş gün dersim var %70 devam zorunluluğum var sadece üç ders gitmeme hakkım var okulun eğitim dili ingilizce sınavların geneli klasik soru olarak yapılıyor. yani devlet üniversitesinde sınava gireceğiniz yeri okuyup geçerken ben bunların ingilizcesini okuyorum iyice anlamak için türkçeye çeviriyorum ve sınavda ingilizce cevap veriyorum. okulda da zekalılar yok öss de derece yapmış okuldan her ay bursunu çatır çatır alan gerçekten zeki insanlar var sınıfı geçmek için mümkün oldukça onlara yakın notlar almam lazım. tüm bunların dışında devam zorunluğu olan sosyal sorumluluk projeleri ve derslerde yapman gereken sunumlar var . şimdi ben senede 10 bin lira verip üstüne harıl harıl ders çalışıp hergün okula gidiyorum ama okulun adının önünde özel diye bir kelime var diye öğrenci olmuyomuyum. Devlet üniversitesinde okuyupta bok atanların kastetdiği lüks yaşamsa o kişinin imkanıyla alakalı bir şey parası olan herkesin altında lüks araba olabilir isteyen istediği kişiyle gezip tozabilir. bir daha düşünün derim bizlerde öğrencimiyiz.
özel üniversitede yarı burslu olarak dili ingilizce olan bir bölümü eşek gibi okuyan biri olarak gülümsediğim önermedir.
sanılıyor ki biz özele gidenler nerde akşam orda sabah tayfasıyız, hepimizin altında araba var, hepimiz para sıçıyoruz. öyle olan bir kesimin de olduğu bir gerçek fakat siz; onların halini, doyumsuzluklarını, her şeye rağmen mutsuzluklarını, 19 yaşındaki çocuğun altına 200 milyarlık jipi verebilen ailelerini düşündükçe inanın herkesten daha iyi bir öğrenci olmaya çalışıyorsunuz, okuyup, adam olup, "hakederek" güzel bir hayatı yaşayabilmek için..
ben özel üniversitede okudum ama %100 öss bursuyla okudum, %100 ingilizce eğitim veren bir üniversiteydi, %80 devam zorunluluğu vardı, burstan düşmemek için 3.00 ortalamanın altına düşmemek ve sene sonunda hiçbir dersten kalmamak şartı vardı. Benim kazandığım mühendislik bölümü o sene ilk defa açılıyordu ve bir dersten kalınca ikinci dönem aynı dersi bölüm yeni açıldığı için alamıyordun, bölüm türkiye'de yeni olduğu için başka üniversiteden de almak kolay değildi zaten alamaman için her şeyi yapıyordu okul, yaz okulu zaten açılmıyordu temel birinci sınıf dersleri haricinde, e bir de işte başka bölümlerden aldığın bir kaç ders dışında! şimdi sen devlet üniversiteli: üniversite okuduğunu mu zannediyorsun, öğrenci mi olduğunu zannediyorsun derler adama, boru gibi öğrencilik standardı sunuyorum senin üniversitede sınavlarda karşına gelen ucuz sınavlardan, okul uğramadan bitirdiğin öğrencilikten bahsetmiyorum, hey anam hey...
burslu haricinde öğrenci değil parasıyla var olan bir birey olan kişidir gözümde. zira biraz kaba da olsa yargım 'kafa çalışmadımı istersen milyonlar dök' demek istediğim insandır. ama bazı insanlar doğuştan şanslı oldukları için belki de bu öğrencilerin arasında hayatını çalışmadan kazanabileceklerin bile olması muhtemeldir.
özel okulların içine bile girmemiş, sadece dışarıdan bakan ve büyük ihtimalle de içten içe onları kıskanan bünyelerin söylemidir. asıl ben soruyorum; acaba sen kendini öğrenci mi zannediyorsun? gel bakalım benim gösterdiğim çabayla (özel okulda okuyorum) kendi gösterdiğin çabayı bir karşılaştıralım.
şimdiden söyleleyim, bu şekilde düşünmeyen devlet okulu öğrencilerini tenzih ediyorum.
öss'de aldığım puanla hacettepe'nin birçok bölümü dahil çok iyi devlet üniversitelerine girebiliyordum. ama istediğim bölüm olsun ve ingilizcem daha da gelişsin diye %100 burslu ve eğitimi %100 ingilizce olan şimdiki okulumu seçtim. her dönem vize ve finallerim -çok kalabalık öğrencisi olan dersler dışında- essay tarzında yapılıyor ve fazladan yazdığın bilgiler için bile puan kırılıyor. her dönem neredeyse bütün derslerden -her dönem verilen advanced düzeyde bölüm ingilizcesi dersi dahil- çıkıp ingilizce sunumlar yapıyoruz. üstüne bir de bitirme projelerinin yanında son sene doktora eğitimi alıyormuş gibi tez hazırlıyoruz. ha bir de hiç bir üniversitede olmayan saha çalışması dersimiz var. gidip varlığını sürdüren bir şirkete ciddi paralar kazandırabilecek bir proje yazıyorsun 1 dönem boyunca. stajdan bile önemli. bu standart olarak herkesin yaptığı şeyler. gelelim benim yaptıklarıma..
ilk seneden beri bir tarafım çatlayana kadar yaz okulları da dahil üstten ders aldım ve bu sayede okulumu erken bitiriyorum. bursumun kesilmeyeceğini bildiğim halde not ortalamamı yüksek tutmak için kütüphaneden çıkmıyorum. üstelik erken biten okulumu -son anda bi aksilik çıkmaz da kısmet olursa- dereceyle bitiriyorum. senin hayalinde bile göremeyeceğin türkiye'nin en önemli kurumlarında hiç bir torpilim olmadan tek bir başvuruyla staja kabul edildim. şaşıracaksın ama benim gibi erken bitiren ve her dönem ekstradan burs alan ama aslında okula paralı kaydolmuş olan birsürü arkadaşım var. (ilk 3te mezun olamamış olabilirler ama en kötüsünün not ortalaması 3.20).
şimdi sen bana kalkıp "bunlar da kendini öğrenci sanıyor" gibi götünden element uyduramazsın. zira düzgün yazı yazma yetisinden bile noksansın. (sanal=sanar) gerçi yazı yazamayan adamın bunu üşenmeyip okuyacağından bile şüpheliyim ama, yazmış bulundum bir kere.
tamam belki bir odtü, boğaziçi olamaz hiç bir özel okul ama, birçok devlet üniversitesini de geride bırakır. hakaret etmeden bitirmek istiyorum. "bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmayın" sözlerini hatırlatarak.
türkiye'de özel üniversite olduğunu sanan mal beyanıdır. vakıf üniversitesi canım o ve arada büyük fark var. devlet üniversitesinde okuyup da bunu bile bilmemek ne kadar öğrenci olduğunuzu gösteriyor bana da.
herkes öss dönemi "bu sistem adil değil" diye başlar "sınav bizim bilgimizi ölçmüyor" diye bitirir cümlelerini. e mesele vakıf üniversitesi olunca neden bir anda öss bilgisiyle hava atmaya çalışıyorsunuz?
öss bilgi ölçmez, en azından akademik yeterlilik bilgisi ölçmez. hukuk okuyacak bir adamın integral bilmesi gerekli mi illa? ya da ben radyo televizyon sinema bölümüne tamamen ygs'deki matematik netim sayesinde girdim.
türkiye derecesi yaptım, istediğim her okula gidebilirdim ve şimdiki okuluma birincilikle girdim. ama şu "bursluları tenizh etmek lazım" lafının ne kadar yalan olduğu da benim okulumda, bölümümde ortada. bir kere bursun bölümdeki tek avantajı daha rahat yatmamı sağlıyor. zaten bölümde uygulama dersleri geldi mi o matematik netlerinin bir önemi kalmıyor. devlet üniversitesindeki arkadaşların test olduğu sınavlarda 3 soru 6 sayfa yazı gibi abuk subuk sistemde sınav oluyorum. bir de benim dönemimin ilk üç sırasında tam burslu yok, hepsi okula ödeme yapıyor.
devam zorunluluğu diye de bir şey var vakıf üniversitesinde bildin mi? ders dışı etkinliklere katılacağın zaman canın çıkıyor. önceki 2 yıl tiyatroda yer aldım okulda. gece ikide provadan çıkmış bir adamın saat dokuzda derste olması zorunluluğu ne demek biliyor musun? bilmiyorsun. bildiğiniz tek şey "devlet üniversitesi kral" zaten. ama siktirin gidin abi, ciddiyim siktirin gidin.
sabancı, bilkent ve koç üniversitesine burssuz girmek için bile yüksek bir puan yapmak gerektiğini bilmeyen insan söylemidir. mesela koçta burssuz hukuk okumak için 2011 yılında en az 2 bine girmek gerektiğini bilmez bu insanlar. 2 bin ne demek bilir misin sen? sana kapısını açmayan devlet üniversitesi olmaz o dereceye.
ygs diyince benim kafam gitti o ne lan? Özel üniversite kampüslerinin cük kadar olmasından dolayı söylenebilecek sözdür.
Önüne gelen üniversite açıyor ama alanları yok kampüs etkinliği yok öğrencilerin oturacağı yer yok. Tabi sabancı, bilkent, koç gibi büyük hatta içinde alışveriş merkezi hatta ve hatta roll house gibi mekanlar bulunduranları da vardır fakat bu örnekler bir elin parmağını geçmez.
Gel gelelim özel (!) üniversitelerin durumuna devam zorunluluğu var diye bögüren sevgili arkadaşlarım devlet üniversitelerinde yok hocalar da bırakmıyor zaten vize final dönemi öncesi de sınav sorularını dağıtıyorlar kralız biz etkinliğe bol bol zamanımız oluyor.
Bu yaşa gelmişsiniz fakat şunu öğrenememişsiniz devam zorunluluğu kadar saçma bir uygulama yoktur. Lisans seviyesindeki bir adama kimse gelip de ders anlatmamalı arkadaş. Oturup araştırıp kendisi çalışmalı dersi veren hoca sadece öğrencilere yok gösterir lisedeki gibi soruyu alıp tahtaya yazıp çözün çocuklar yazın çocuklar dememeli. Ki çoğu fen lisesinde bu durum böyle işlerdi son yıllarda ne oldu bilmiyorum. Özel üniversiteye gitmenin verdiği eziklikle insanlara saldırmamayı öğrenmeli bazı insanlar. isterse 100% burslu okuyor olsun. Senin yaşadığın herşeyi devlet üniversitesindeki gençler de yaşıyor.