Bir kere özel üniversite öğrencilerinin ezikliği diye bir şey olamaz. Olsa olsa devlet üniversitelerinde okuyan öğrencilerin ezikliği vardır. Kaldı ki bilindiği gibi yada devlet üniversiteliler biliyorsa Özel üniversite diye bir kavram yoktur. Vakıf üniversitesi vardır. Bunlarda yine YÖK'e bağlıdır. Yani devlet üniversitesinde okuyan arkadaşların 'öteki'' olarak algıladığı ve öngördüğü vakıf üniversiteleri de devlete bağlıdır. Vakıf üniversitelerinde puanlamanın düşüklüğü söz konusu değildir benim girdiğim sene lisede de çok iyi bir öğrenciydim ki not ortalamam 4 ün üzerindeydi ve öss den de hatırı sayılır bir puan almıştım yalnızca o dönemin katsayı uygulaması dolayısıyla meslekler avukatlık psikoloji sözel bölümden eşit ağırlığa verilmişti dolayısıyla benim puanım 190 civarındayken alan dışı ortalama yüzünden bir hayli düşüyordu. Buna rağmen Marmara'da Bolu'da ve Balıkesir'de 2 yıllık,Konya'da da 4 yıllık bir yere girebiliyordum. Fakat masraflarını hesapladığımızda,istanbul içinde Vakıf üniversitesine gitmenin daha doğru olacağını düşündük. Zira şehir dışında okuyan arkadaşlarımın masrafları ki bizim bir senede harcadığımız parayı gelmiş geçmişti bile.Bunun yanında ailemde kesinlikle istanbul'da doğru düzgün bir bölümü okumamı ve ayrılmak istemediklerini belirttiler.Bunun üzerine vakıf üniversitesine gitmeye karar verdim. Hocalarımdan gayet memnundum herşeyi sorabiliyor laboratuvarlarda istemediğiniz kadar çok çalışma imkanı bulabiliyor,kütüphaneler de binlerce kitap ve yeni çıkmış olanlar da dahil uzun süreli ödünç alabiliyor,çok iyi bilgi donanımına sahip Türkiye'nin yönetiminde söz sahibi her kesimden ünlü insanlar gelip bilgi birikimlerini konferanslarda seminerlerde sizlerle paylaşabiliyordu. Hocalarımız ise devlet üniversitelerinde uzun süre çalışmış makama ve paraya doymuş insanlardı ki onlar böyle başlığı açan arkadaş gibi ben ''vakıf üniversitesinde ders işlemem'' ezikliğine sahip olmayan gayet önemli ve Türkiye'nin önde gelen hocalarındandı. istanbul Üniversitesinden öğrenciler yine kendi hocalarının önermiş olduğu bizim fakülte hocalarından ödev araştırması için randevulu randevusuz gelebilmekte ve yardım alabilmekteydiler. Bunun yanında vakıf üniversitelerine bakın hemen hemen pek çoğu ingiliz yada Amerikan üniversitelerinin eğitim biçimini benimsemiştir. Tek bir örnek bile aslında vakıf üniversitelerinde okumanın sanıldığı gibi para karşılığında olmayacağını gösterebilir.Hazırlıktayız ve finalden geçmeniz için 75 almanız gerekiyor ingilizce'den ve sorular da o biçim bildiğim kadarı ile Türkiyenin en büyük üniversitelerinde Boğaziçi'nde 65-70 almak yeterli hazırlıktan geçmek için.Bunun yanında bölüme geçtiğimizde de 5 yıl hazırlıkla beraber okuyan ama bir yada iki dersten kaldığı için dönemi tamamlayamayıp bir dönem uzatmış arkadaşlarım da var. Gördüğünüz gibi hocalar gözünüzün yaşına bile bakmıyor. Ek olarak Yıldız Teknik, Marmara gibi üniversitelerden tanıdıklarım vardı. Tabi bütün Yıldızlıları ve Marmara lıları katmıyorum ama benim tanıdıklarım ellerine bir gün kitap alıp okumaz araştırma yapmaz,günlük gazeteyi bile okumayan, saçma sapan fikirleri olan eğlence düşkünü insanlardı.Bir örnek daha vermek gerekirse kardeşim Vakıf üniversitelerinden birini burslu olarak kazandı ve Sakarya'da üniversite kazanan arkadaşı şimdi Vakıf üniversitesine geçiş için okulun şartlarını öğrenmek istiyor. Düşünün bir kere sadece 1 yılı kaldı ama tahammül edemiyor buda bir gerçeği ortaya koyuyor ki artık anlatmaya gerek yok. Dolayısı ile zekasız veya beyin özürlü olarak tabir ettiğiniz devlet üniversitelilerin deyimi ile Özel üniversite de okuyan öğrenciler(!) aslında sandığınızdan oldukça zeki ve çalışkan,sorumluluk sahibi insanlar %90 ı böyleler. Ezik felanda değiller tersine çok mağrur ve kendilerine güvenleri olan insanlar parası olup ta devlet üniversitesine gitmeyi akıllı bir kar zannedip bunun sonunda nasıl olsa diploma alıcam gözü ile bakan insanlar bence en büyük ezik onlar. Bunun yanında bizler diyelim istediğimiz paraya çalışamayacaksak asgari paraya çalışacaksak bu da ekonomi ile ilgili bir problemdir.Vakıf üniversitesinde okumakla alakalı değildir. Görüldüğü gibi bu yorumu yapan arkadaşın Türkiye gerçeklerinden ve ekonomiden habersiz olduğu ve anladığım kadarı ile de devlet üniversitesinde derslere girdiğinde bile bunları kapamamış ki yorum yapmaktadır kendisi. Biz eğer çok az bir paraya çalışacaksak ta şu bir gerçek kaldırımlarda boş boş gezmeyeceğiz bu da bir gerçek. Dolayısı ile bu başlığı açıp ezik diye nitelendirdiğiniz kişilerin hakkında atıp tutarken biraz tutarlı olmanızı önermiyoruz bile çünkü ezik kelimesini hangi ruhi bunalım içerisinde yazdığınızı da çözümleyebiliyoruz. Gerçekleri bir de vakıf üniversitesinde sizin anlayacağınız dille özel üniversite de okumuş insanlardan duydunuz. Sizce şimdi ezik kim? bir düşünün ama elinizi de vicdanınıza koymayı unutmayın...
devlet üniversitesinde okudum, vakıf üniversitelerinin birinde* de master yapıyorum...
dolayısıyla her ikisi arasında, şöyle söyleyeyim:
- kafası basmayan, zengin baba parasıyla zoraki okuyan, tiki cinsleri vakıf üniversitelerinde çoğunluk olarak görebilirsiniz. ancak ordaki tiplerin forsu derslikten ya da amfiden içeri girene kadardır.
- devlet üniversitelerindeki akademik kadrolar ne yazık ki içler acısıdır. eş dost ahbap ilişkileri gırla gitmektedir. hoca keyfi ne zaman gelirse o zaman geçirir, karşısında belli aşamaları geçmiş, bilim adına birşeyler yapmaya çalışan insanı itin götüne sokar egosunu tatmin eder. haliyle akademik kadroları sağlam olan vakıf üniversiteleri bu ve buna benzer zilyon tane sebepten ötürü biraz daha cazip gelmektedir.
- bir de şu mantık vardır vakıf üniversitesine dışarıdan bakanlarda: "parasıyla değil mi birader? basarsın parayı okursun..." afedersiniz ama en kibar ifadeyle bileğimi ıslatıp bu zihniyete şöyle şrrak diye "nah" çekmek istiyorum. bu kişiler(hocalardan bahsediyorum) işin parasında değillerdir ve gerçekten işini yapan gerçek profesyonellerdir. işi anladıysan kaptıysan geçersin yoksa repeat edersin. ee biz alışmamışız böylelerine garip gelir tabi.
- diğer taraftan devlet baba daha bir kucaklayıcıdır. hatasız kul olmaz der, belli bir aşamaya kadar tekrar bağrına basar seni. tam aksine vakıfta ise derslerden çakozladın mı bir anda dante nin inferno sunda bulursun kendini. biraz daha ciddidir herşey. hem maddi hem manevi... maddi; külfeti ağırdır dolarlar birer birer uçar gider. manevi; adamın mınakoyar bu durum. aileye anlatamazsın bursun gittiğini ya da - burs yoksa o daha da fena - bir dönem daha tekrar edeceğini...
- ister devlet ister vakıf, üniversite her zaman başkadır; okuyan adam onun ezikliğini yaşamaz ya da havasını basamaz. çünkü artık anlamıştır ki bir hayat var ve bu hayatı en iyi şekilde yaşamak, güzelleştirmek kendisinin elimde. çevresindekilerin birer birer iş bağlantıları kurup hayatını düzene sokması o öğrenciye de mahalle baskısı uygular. bundan dolayı eziklik yaşamak ya da hava atmak kişinin aklına gelemez bile.son sınıfa yaklaştıkça gamze'nin götündeki kotun levi's ya da guess olması birşey değiştirmez, berkcan'ın montunun tommy olması kimsenin sikinde değildir zira hayattaki öncelikler farklıdır artık.
önemli olan öyle ya da böyle mezun olup artık hayata atılmaktır. her iki gruptan da bir çok arkadaşım var. hepimiz aynı ortamda yetiştik sonra sağa sola dağıldık... kimisi özel firmalarda parayı kırıyor, kimisi anadolunun bir köşesinde deniz yıldızlarını kurtarıyor, kimisi bürokratlığa soyunmuş vs, vs...
yani şunu demek istiyorum: önemli olan adam olmak, gerisi tırıvırı.
haliyle bahsedilen durum ise içi geçmiş, ortada maydanozluk yapmak isteyen andaval tespitinden başka birşey değildir.
asıl sorgulanması gereken şudur: bunu ortaya atıp kendi mallığını gösterenlerin öğrenim düzeyi nedir?
kendi ezikliğini kapatmak isteyenlerin uydurduğu görüştür. param varsa devlet üniversitesinde yüzlerce kişiyle aynı sınıfta okumaktansa veririm parası neyse ** 15-20 kişilik sınıflarda ders görürüm. tabi banane bundan. ben zaten türkiye'nin en iyi üniversitesinde burslu okuyorum.***
diğer vakıf üniversitelerini bilemem de bilkent'in taban puanları: sizin devlet üniversitelerine yerleştiğiniz puanla adamlar paralı öğrenci alıyor bee!. sizi gören duyan da hepiniz bir boğaziçi'de, odtü'de okuyor sanacak. alın bakın sonra çemkirin ezik şeyler!
(bkz: http://www.egeake.com/ind...odule=article&view=38)
okula ferrari ile girmek yerine söz konusu vakıf üniversitelerinin imkanlarını bir nebze iyi değerlendirmeye çalışıp kendini geliştiren kişiler de vardır.
bu gibi işin hakkını veren kişiler sonradan bazı insanların komplekslerini tetikler zaten, onlar da böyle, üzerlerine vazife olmayan, kişi eziklikleri konusunda yorum yapmaya başlarlar.
hangi eziklik diye kafalarda soru işareti bırakan durum.
ulan adamın parası var sana mı battı gider parasını verir çatır çatır istediği bölümü okur vakıf üniversitelerinin yaptığı iş bağlantılarıyla da iş ilanlarına bakmadan paşa paşa çalışmaya başlar sende kıçını yırtar ona buna ezik dersin.
devlette okuyorum diye kendinizi zeki sanmayın oraya gidenlerin birçoğu sağlam bir puan alıp da uzak şehre veya istediği bölüme gitmek isteyen öğrencilerdir.git bak puanlara çoğu bölümden yüksek mi değil mi öyle her parayı verende okuyamıyor vakıf üniversitesinde.
mimarlık-mühendislik fakülteleri ortalama bir devlet üniversitesinin fen-edebiyat bölümlerinden yüksektir üstelik burssuz puanı.adamın parası varsa niye iş bulamayacağı bir bölümü okusunki gider ayda bin-iki bin tl arası bir parayla mezun olduktan sonra para eden bir bölüm okur.size ne ?
(bkz: zenginin malı züğürdün çenesini yorar)*
mezun olanların, ne iş yapacaksın sorusuna "bizim fabrikaya giricem" diye cevap vermesi giriş, gelişme ve sonucu çok net açıklamaktadır. devlet üniversitesinden mezun binlerce insanı yanında çalıştırma potansiyeli yüksektir. bu nedenle "ezik" terimi bu kişi ile bağdaşmamaktadır. ayrıca aldığı iyi eğitim ve kendini iyi yetiştirmesi ile, devlet üniv. mezun olanlardan daha iyi kariyere sahip olanlara rastlanmıştır.
büyük ihtimalle onları çekemeyen ve özel üniversitenin önünden geçerken karakterinin hamlığı yüzünden başını öne eğen eziklerin tezidir. benim de yaptığım gibi genelleme yapmak çok yanlıştır. öyle ki aralarında öyleleri vardır ki 300 puan alıp ve şehir dışında okumayı çok istediği halde bazı sorun ve zorunluluklarından dolayı şehir içindeki bir özel okulu tercih etmiştir. eğer bu başlığı doğuran tez doğruysa o bölümden bi bok olamayacağını bile bile devlet üniversitelerindeki kıytırık bölümleri diploma olsun da işime yaramazsa içime alırım düşüncesiyle tercih edip okuyanlar hangi kategoride yer alıyor?
özetle; ezikler sadece özel okullarda değil, boğaziçinde, odtüde, sokakta, cafede, barda, sözlüklerde de önemli bi kalabalık.
edit: durmayın eksilemeye devam edin, siz eksiledikçe bu entry beynimde artı kazanıyor.
bunu dile getiren ezik kadar değillerdir. özel okula giden öğrenciye engelli diyen malları mezun olunca iş yerinde, trafikte, statlarda, kaldırımlarda ya da koca-eş olarak aynı yatağın içinde bile görmek tiksinti verir. şu an sözlükte varlığı kanıtlandığından, kusuyorum.
keşke babamın parası çok olsaydı da bende devlet üniversitesine gireceğim diye kasmasaydım. eziklikle de alakası olduğunu sanmıyorum. çocuk elinde olan para imkanını kullanıyor. *
eziklikle hiç alakasız durumdur , kapitalizmin ne olduğunu bilmeyen üniversite öğrencilerinin saçma tezidir. bunu çeşitlendirirsek zengin eziklerin uçakla gittiği yere fakirlerin trenle gitmesi gibi saçma sonuçlara ilerleriz , erzurumda devlet üniversitesi kazanan bir öğrenciyi ailesi ayrılmak istemediği için istanbul , ankara veya izmirde okutunca kimin nesi ezilir anlayamadım...
ezik değildirler, puanları kıttır ve paraları çoktur. Okullarına gelen burslu öğrenciler bu formatta olmadığı için daha çok onlar ezik formatındadırlar.
bir b.kmuş gibi kendisiyle alakalı her profile her ankete koca koca puntolarla üniversitesinin adını yazan kişidir, kendilerini çok zeki ve ulaşılmaz zannederler.
Bu kişiler minimal beyinleriyle ön plandadırlar, ancak parayla herşeyin mümkün olabildiği ülkemizde, bu kişiler mezun olurlar, hatta üzerine para bastırıp yüksek lisans da yaparlar ve hatta iş bulma açısından da zengin babaları ve paralarının kurduğu torpil ilişkileriyle emin olun birçok devlet üniversitesinden mezun başarılı ve kafası basan öğrencilere göre daha hızlı ve daha iyi işlere yerleşirler.Fırsat eşitliğinin olmadığı ülkemizde artık eşitlik de eşitler arasında değildir.Nitekim öss de yüksek başarı elde eden bir öğrenci de bilgisayar mühendisliği okuyabilmekte, başarısız olan öğrenci de bu hakkı haketmediği halde parasıyla elde etmektedir.Tüm bunların neticesinde oluşan eziklik ise özel üniversiteden aldığı naylon diplomayla girdiği işte o kişinin bu süreci kendi ürünüymüş gibi sahiplenerek aptal bir edayla böbürlenmekten utanmayacak kadar mal olmasıdır.
gittiği ilk ve orta dereceli okulların isminde genelde kolej sözcüğü geçen, yıllarca baba parasıyla etrafına hava atmış öğrenci denilemeyecek insanın ezikliğidir.Çünkü bu insanlar üniversite giriş sınavlarında ufak bir ilkokul öğrencisinin bile yapabileceği puanı yapamamışlardır.
(bkz: zengin piçi)