1923 yılında ankarada doğmustur. 1942 yılında kabatas erkek lısesınden mezun olmus ve üniversitede birkaç farklı bölume gitmiş 1951 yılında Sanat yayınevini kurmustur. ilk şiir kitabı olan dunya kaçtı gözüme (1955) şiirin bir görüşü olmalı ve bir mesaj vermesi lazım mantığından yola cıkarak yayımlamıştır. öykü, deneme gibi eserleri de mevcuttur. ancak herkez onu şair kimliğiyle tanımıstır. insanı duygulardan duygulara savuran ve hatta sımdıye dek farkına varamadığımız duygulara gark ettıren mükemmel türk şairi. 1981 de terk-i diyar etmiştir.
bir mum yanıyordu bir evin bir odasında.
o evde bir de kedi vardı
geceler indiğinde kendi havasında
mum yanar, kedi de oynardı.
mumun yandığı gecelerden birinde
kedi oyunlarına daldı.
oyun arayan gözlerinde
mumun alevi yandı,
baktı,
mumun titrek alevinde
oyuna çağıran bir hava vardı.
oyunlarını büyüten kedi büyüdü
kendi türünde çocukçasına,
döndü dolaştı, yavaş yavaş yürüdü
geldi mumun yanına, oyuncakçasına.
bir baktı, bir daha, bir daha baktı
mumun alevinin dalgalanmasına
uzandı bir el attı.
bıyıklarını yaktırmadan anlamayacaktı..
ilk kez gördüğü mumun yakmasına
inanmayacaktı.
kedi oyunlarında büyüyordu,
mum, üşüyordu yanmalarında.
zaman ikili yürüyordu
aralarında.
bir ayrışım görünüyordu
birinin yanmalarında
öbürünün oynamalarında.
oynarken büyüyen kedi yanacak,
aydınlatırken küçülen mum yakacaktı.
küçülen yaka-yaka aydınlatacak,
büyüyen yana yana anlayacaktı.
bir mum yanmasından
ve bir kedi oyunundan
kaldı sonunda
bir gecenin tam ortasında
bir evin bir odasında
göz-göze susan
iki insan.
mum yandı bitti.
kedi büyüdü gitti.
oyunlar karıştı gecelerde
suskun uykusuzluklara.
o iki insandan, sonunda
birinin anılarında kedi,
birinin dalmalarında mum
kaldı gitti.
nerede bir mum yansa şimdi
nerede oynasa bir kedi,
birbirine yansıyor, karışıyor gölgeleri...
bugün dün gibi oluyor,
dün bugün gibi.
mum ellerimi tırmalıyor,
belleğimi yakıyor kedinin elleri
"herkesin bir öyküsü vardır ama bir şiiri yoktur" sözünün sahibi şair.
mum aleviyle oynayan kedinin öyküsü de benim şiirim, bu şiiri yazdığı için minnet borçlu olduğum şair.
''sana mektup yazmaya lüzum kalmayacak olan zamanları düşünmek; seni daima görebileceğim günleri hatırlamak; bana verdiği sarhoş edici, çıldırtıcı, heyecanlı zevkleriyle senin yakınında bulunmak tehlikeli olabilecek derecede sevindiriyor beni. hatırla ki: ...o acı öldürebilirdi, bu sevinç öldürebilir.'' eşine yazdığı bir mektupta bunları diyen özdemir asaf, mektup yazmasına gerek kalmayacak günleri özler ama, tüm yaşamı sabahat hanım' a mektup yazmakla geçer. *
unutmak kadar kolaydır inan
sevin ağlayabiliyorsan
sevin ağlıyorsan
gül ağlayabiliyorum diye
gül ağlıyorum ağlıyorum diye
sana birşey yapamam
ağlayamıyorsan
ağlamak/özdemir asaf
her mısrası ayrı bir alemdir.. şiirlerini okurken insan, çok başka dünyaları gezdiren; küçücük kelimelere, cümlelere dünyaları sığdıran bana göre feylezof şair.
Sen ona bir gemisin, yönü senin yönündür
Bir sancısın geçerken denizlerini özgür
O da bir ada olsun, sana çevrili dursun
Dağının dalgalarla, yüzünün rüzgarlarla
Bağlandığı kendini sende çözülmüş görür.
Gemiler göründükçe adalar da düş görür
insanlar nerede olsa bir orayı düşünür
Derler adadakiler, şu gemi bir gün gelse
Gitsek buradan öte, nereye gideceksek
Bilseler gemiler de bir adayı düşünür.