ikinci bölümü ilk bölümüne göre oldukça vasat giden dizi.bütün türk filmi klişelerini kullanmışlar ve olayların çok ağır bi şekilde yaşanması akıcılığı engelliyor.
--spoiler--
eskiden cumartesi de yarım gun okula gidiliyordu. bunu bilmeyen hırboların artık dikkat etseler yeaaa diye heh bişey yakaladım hemen boka batırayımları çok itici
ayrıca carolin 'in cemcuk agzına sokayım.
--spoiler--
güzel başlayan dizi. hemen hemen tüm dizilerin ilk bölümleri çekici gelir izleyicilere; lakin bu dizi ilk bölümden ana karakterlere ısındırmayı, benimsetmeyi başardı bizlere. yine de içten içe bir yaprak dökümü kokusu çalınıyor burnuma, umarım akıbeti benzemez, benzetilmez.
editeyşın spor : kaçırdığım son bölümünü gece itibariyle izleme şansı yakaladığım, istese de yaprak dökümüne dönemeyecek olan, son dönemin ciddi ciddi ihtiyaç duyduğumuz başarılı yapımlarından biri. (bkz: ağladım)
ilk bölüm gerçekten hoşuma gitmişti ikinci bölümüde an itibariyle izledim ve bitti.
ama ilk bölümü çok begendigimdenmidir nedendir bilinmez. ikinci bölüm bekledigim hazzı vermedi ve sıradanlar listesine yavaş yavaş gitmeye başlıyor.
umarım üçüncü bölüm baglayacak bir sebepleri olur. burdan senaristlere sesleniyorum.
dizi iyi güzel hoş da, berrin üniversiteye gitmiyor mu arkadaşım? neden liseli kardeşleri gibi her sabah erkenden uyanıp evden çıkıyor? her gün sabahın 8inde dersi mi var yani? yoksa, yoksa berrin ailesini okula gidiyorum diye kandırıp orda burda mı geziyor?
dizi de ki müzikler özellikle harika olmuş, hele bir tanesi var ki çok tanıdık geldi. düşün düşün neydi bu derken sonunda buldum.
benim gibiler için (bkz: once upon a time in america).
onun haricinde oyunculuklar çok iyi özellikle mete ve osman karakterleri oldukça başarılı. yalnız biraz ağır mı akıyor ne?
ilk bölümüyle dikkatimi çekmiş dizidir.
her ne kadar geçmişe yönelik çekilmişse de, günümüzde de yaşanan tipik bir aile dramını ele almıştır. cefakar, çoluğuna çocuğuna bağlı, kocasına sadık bir kadının kıymet bilmez bir herifin elinde çürümesini anlatmıştır bizlere.*o değilde; dış görünüş ne önemliymiş be! ulan ali kaptan, yüzün gülmesin inşallah!
bünyesinde sübyancı bir karakteri barındıran dizi. soner.
şimdi bu amcam evinde parti veriyor, ama partiyle alakası yok, mutsuz mutsuz takılıyor. amaç ne?
o kadar giyinip kuşanmış kız dururken o gidiyor formalı kızın yanına. kaç yaşındasın bre adam insanda bi şartlanma olur, çünkü kız liseli, senden küçük. akla pis pis şeyler getirtiyor, hiç masumane değil.*
öte yandan adı büyük kendi minik osmanımız var. çocuk görüntüye girdiği an insanın gözleri doluyor, bilmiyorum bi bende mi oluyor bu? bağra basılasıca bir çocuk, sanki anasının karnından oyuncu doğmuş.
cemile hatunun oyunculuğuna laf yok, her zaman harikaydı zaten.
mete'nin de oyuncluğu çok iyi, özellikle sesini çok iyi kullanıyor.
dizi genel olarak iyi, görüntüler hoş, huzur veren bir havası var. yani izlenesi.
1. bölümün son 3 dakikasında geçen bir söz dizisi.
--spoiler--
ben masal gibiydim. bir vardım, bir yoktum. çünkü çocuktum. büyükler beni görmek isterlerse var olurdum, görmek istemezlerse yok. ama yanılıyorlardı, ben hep vardım. en çokta beni yok sandıkları zamanlarda vardım. hepsi birbirlerini birbirlerine gördükleri kadar biliyorlar, tanıyorlardı. oysa benim yanımda bütün maskeleri düşüyordu. çünkü ben çocuktum yoktum. onları en gerçek halleriyle çizdim aklımın defterine, ben büyüdükçe onlar masal oldu içimde.
--spoiler--
Dizi sadece osman karakteri için bile izlenilebilir. rolünü çok güzel yapıyor. Yanaklarını sıkıp, ısırmamak işten değil.
Dizide şimdilik çok güzel devam ediyor. Özellikle berrinin bildirileri alıp çantasına koyması ve sonrası heyecanlandırmıştır. zaten oldum olası bu dönemi konu alan dizileri sevmişimdir.
sevdiğim bir dizi, daha önceki entry lerimden de anlaşılabilir fakat 2. bölümde, her solcu yönetmenin dönem dizilerinde yaptığı gibi ülkücüleri eşkıya, solcuları da asil göstermiş bir sahne barındırmıştır bünyesinde. artık yönetmenler bu lanse ettikleri durumdan vazgeçmeliler. çünkü sağcısıyla solcusuyla hepsi bir şekilde birbirine düşürüldü ve her iki tarafta birbirine saygılı davranmadı. bunu hepimiz biliyoruz. zamanında sol görüşü nedeniyle hapiste işkenceler görmüş ve hala gözlerinden bu etkinin sürdüğü anlaşılan akrabalarım olduğu kadar sağ görüşünden dolayı defalarca hapis yatmış, işkenceler görmüş akrabalarım da var. ben sağcı veya solcu molcu değilim. yalnızca her iki görüşteki insanların, birbirine düşen o gençlerin bu vatanın evladı olduklarını biliyorum.
ayrıca söylemeden de edemicem o caroline ne çirkin bi kadın ya hele o dudağını büzüşü... ıyk
Dönem dizilerini seviyorum fakat bu dizinin 2. bölümü dönem dizisi olacağım diye tüm eski türk film klişeleri ile bir anda soğuttu beni. oysa ilk bölümü gayet iyidi bence gene toparlanır, güzel bir konusu ve iyi bir kadrosu var ama herşey bir yana o dünyalar tatlısı osman yok mu sırf onun o sevimli halleri için ben biraz daha sabır etmeye karar verdim. zira bu akşam elma şekerli suratı ile beni benden aldı o bücür. seti basıp alıp kaçsam ne olur acaba.
24 share ve 8.6 reyting ile dünü yine zirvede tamamlamış dizi. ah be ali kaptanım ne diye o detone sesinle kimseye etmem şikayet'i söylersin?..Onun dışında yine her şey güzeldi. Ali kaptan'ın kardeşini ve kardeşinin karısı olacak o yellozu esefle kınıyorum, yakası açılmadık küfürlerimi sizlere gönderiyorum.
2. bölümüyle de beklentileri karşılamış ve salı günü itibariyle yayınlandığı akşamlarda reytingleri tavan yapan aşmış dizi.
berrin'in ahmet'in dağıttığı bildirileri elinden alıp çantasına sakladığı anlar diziye hareketlilik ve heyecanlılık katmıştır. ama anlamadığım şey; madem o kadar gizli bir bildiri bu, neden gelişigüzel bir şekilde çevreye atılıyor? mesela bir vatandaş bu bildirileri görse, polise şikayet etse parmak izlerinden anlaşılmayacak mı sanki? bu kadar tehlikeden kılpayı kurtulduktan sonra eşeğini sağlam kazığa bağlamalı bir insan. en azından delilleri tamamen ortadan kaldırmalı, arkada iz bıraktıracak şekilde savuşturulmamalı. neyse...
mete horozoğlu ise nefes filmindeki rolünden sonra bıyık bırakmış ama yine de istediği sert mizaca kavuşamamıştır. oyunculuğu güzeldir fakat sesinin ince olması hasebiyle ne kadar bağırsa çağırsa da gözümde hep karizmatik bir beyefendi olarak kalacaktır. *
son olarak dizinin en küçük ferdi olan osman'ın resim çizerken kıkır kıkır gülmesi onu daha bir tatlılaştırmış ve sevimli kılmıştır. o değil de, onun ben canını yirim vallaha. *
tv izlemeyen bünyeyi her sali aksami tv karsisina oturtan dizidir.
cemberimde gül oya ve hatirla sevgili'den sonra bosalan dizi kontenjanini doldurandir.
yesilcam kliselerinin hepsini bir arada kullansa da, özellikle cocuk oyuncularin performansi ile ve de arka fonu dolduran eski istanbul detaylari ile izlenilmeye degerdir.
