nefsine hakim olan delikanlı için hiç de sorun olmayan durumdur fakat o g stringli kızın arkasına oturan elemanımız birazcık aç gözlüyse işte o, sıçtığının resmidir. geçmiş olsun.
sene 2006.. sıcak bir haziran günü. elimde okunmuş pirinçlerim, cebimde ara sıra bacaklarıma batan kurşun kalemlerim, yeşil boyalı binaya doğru yürüyorum. babam arkamdan bağırıyor 'sakin ol. konsantrasyonunu kaybetme.'. onu duymuyorum, yürüyorum.. sınıfa giriyorum. 44 numaralı sıra senin dediler. oturuyorum. önüm, arkam, sağım, solum boş. sınıftaki tipleri inceliyorum. kimisi dua ediyor, kimisi titriyor, kimisi s.kini kaşıyor. s.kini kaşıyanlar terlemiş olmalı ki arada off puff sesler çıkarıyorlar. sınıf yavaş yavaş dolmaya başlıyor. kimse birbirini görecek durumda değil. kurbanlık koyunlar gibi öylece bakıyorlar. sonra 'o' giriyor sınıfa.. üzerinde derin sırt dekolteli pembe bir bluz, ayağında beyaz mini etek.. yaklaşıyor yavaş yavaş. memeleri de var. az önceki koyunlar koç oluyor bir anda. ibneler sizi.. geliyor, önüme yerleşiyor. ama ne yerleşmek.. sırtında sibel kekilli dövmesi var. sibel kekilli dövmesinin olduğu yerde hem de.. sıranın arka kısmı, bluzunun üzerinde durmasını sağlayan bir avuç penyeyi kapatıyor arkasına yaslandığında. önceden görmemiş olsam kız çıplak oturuyor lan derim. sonra o adamlar geliyor. 'başarılar arkadaşlaar' diye dağıtıyorlar kitapçıkları. kitapçığını edinir edinmez hemen yumuluyor üzerine önümdeki.. çatalını görüyorum.. millet sınava başladı, ben yerimde dört dönüyorum. öyle bir psikolojiye girdim ki, önümdeki beyaz kağıda mı bakayım o çatala mı diye düşünüyorum, düşünüyorum. kararım malum.. yapraklar yavaş yavaş çevriliyor, ben avuçlarım titrer halde, '.. cümlesindeki anlatım bozuklu.. rererö' diye uğraşıyorum. o an tüm cümleler anlamlı.. 'ben yarın sinemaya gideceğiz, çok eğleneceğim, seviyorum annemi' diye cümle görsem, sevgi ne güzel şeydir diye elerim o şıkkı.. olacak gibi değil.. aha diyorum sıçtım artık, millet matematiğe başladı. önümdeki kız da çözüyor. olan bana oluyor orda. o an hayatımın mucizesi gerçekleşiyor..
evet, bir mucize.. önümdeki yarı çıplak kız bir an için saçını geriye atmak için kolunu kaldırıyor. inanmıyorum, koltuk altı kıllı lan bunun! .mınskym bende yok olm bu kadar kıl.. o an her şeyden iğreniyorum, kendimi anlatım bozukluklarına, coğrafi şekillere, baltacı mahmut paşaya, türeve, integrale, dört odalı kurbağa yüreklerine veriyorum.
o göte bakıp da hayatını kaydıracak insan, en başından kaydırmasa bile ilerde yine, o göt yüzünden muhakkak hayatını kaydıracaktır. o kadar zahmet etmesin baştan kaysın gitsin iyisi mi.
- hanfendi neden g strigle sınava geldiniz
+ sananeee canım öyle isedi falan yane
- ama böyle olmaz ki... şimdi sınavı bırakıp osbir çekmek zorundayım geçen sene de gözetmen yüzünden cünüp girdim sınava ayıp be
+ şokella oldum şu an bilmem farkında mısın?
üniversiteyi kazanması durumunda bir ' halk kahramanı' olacağına kesin gözüyle bakılan kız tipinin arkasındaki adamın hayatıyla oynaması durumudur.yapma kızım etme kızım kaşar olursun kızım gurbet ellerde.
kızın aynı zamanda türbanlı olması durumunda, iyice içinden çıkılmaz bir hal alacak düşünceler doğuracaktır:
- ulan, sınav bi an önce bitse de sözlüğe girip öss'de g string giyen türbanlı diye başlık açsam... ah akp ahhh! ulan, göt de güzelmiş haaa... soru 23, aşağıdakilerden hangisi üreme organı değildir... ulan gel de üreme, peki bu yarın üniversiteye de mi türbanla gircek? g stringle gelsin türbanı çıkarsın... öff göt süper ama haaa, çadırı kurduk zaten... soru 31... yok yok, vakit kaybettirir... öte yandan, dayanamıycam...