kadınları hiç sevmem, anne de dahil olmak üzere çok incitirler çünkü. imkanı olsa mesela annem bile kendi eliyle takıp ipi boynuma, altına da zigon sehpasını koyar hani. meşakkatli bir yol işte kadınların kalbi. öyle mesela züccaciye dükkanına giren fil örneği gibi. kırıp dökmeden girmek istersen çok zor, hatta imkansız gibi.
işte güzellikle girilmiyor, güzellikle girdiğin zamanlarda da sevilmezsin hani. çünkü o incitilen kalbi tamir etmeye bir tamirci ihtiyacı yoktur çünkü. önce kendin bozacaksın ki kendin tamir ederken gururla senden bahsedilsin işte o tamirci, işte prensim diye.
gözdeki nem, dildeki tat bile dahi olamayacağını hissederken zaten, nasıl kalpteki aşk olmayı beklersin?
sevdiğin beni sevdiğini söyle der sen de söyleyemezsin hani. ama o an diyemezsin. işte bunu hissettiğinde de, semaya karşı allah'ım canımı al dersin de diyemezsin onun gibi bir şey işte.