hayatın ölüme verilmiş kısa bir ara olduğunu kabullenemeyen düz adamlardan daha kötü olmayan insandır. 60-70 yıllık ömrünü; ye kebabı, iç şarabı vur karpuz gibi göte mantığıyla geçirmek isteyenlerin asla anlayamayacağı bir inanış biçimidir, ölümden sonra, tekrar yaşamak. bu tipler cennetin, cehennemin, allah ın kanıtı isteyip dururlar. kanıtın nerde, nerden biliyoruz var olduğunu gibi saçma sapan argümanlarla din adı verdiğimiz olguyu çürüttüklerini zannederler. her şeye fiziki kanıt peşinde koşmalarından ötürü büyük bir çelişki içindedirler aslen. kanıtlanmayan hiç bir şeye inanamayacaklarını dile getirip, kendi hür iradesiyle, allah a, göktanrıya hatta ineğe tapanlara sürekli muhalefet durumundadırlar.
- karnım ağrıyor
+ ıspatla
başım çok ağrıdı
+ ıspatla
- seni seviyorum
+ aşk nedir ıspatla
iş ıspata kalırsa fiziki kanıt isteyenler her daim kendini yalanlamakla meşguldür. ironi yaptım yer misin?
cahil insanların aksine ölümden sora ahiret yaşamını bilen bilgili insandır. etrafa bakın sayısızca varlık hiç için yaratılır mı?,
gurup her vicdanda çeşitli yollar açar ve bir hüzün esintisi halinde bir ürperti meydana getirir.Halbuki her kayboluş, bir yeniden doğuşun müjdesini de taşımaktadır. Akşam sabahın, kış baharın, ölüm de bir ikinci dirilişin...
ahiret yaşamı inancını bu dünyada da devam ettiren insandır. dostum o değil de, ölüm sonrası yaşam diye bir şey var. ben de sizler gibi öncede buna inanmaz, hatta "yapraak kafalı mısınız olm bi sınav varsa ölünce bitiyo işte ne meraklısınız uzun yaşamaya." gibi densizce laflar ederdim. taa ki ölüp, ölüm sonrasını rüyamda görene kadar. yaşam devam ediyor. tam olarak aynı olmasa bir yaşam var dostlarım. bu gerçeği size bildiğim için kendimi şanslı hissediyorum. çünkü ben allah'ın şanslı bir kuluyum ki, şükürler olsun ki rabbim bana öbür ahireti gösterdi. böyle işte. ölümden sonra bir yaşam olduğuna inanın dostlarım. kafir olmayın lan!
--spoiler--
"Pascal beklenen değer teorisini kullanarak hayatını dine adaması gerektiğini kanıtladı. Her
matematikçi gibi o da, bu soruyu bir formüle indirgedi."
Hangisi daha büyüktür?
a) Beklenen değer (hedonizm yani fiziksel yaşamdan zevk alma)
Ya da
b) Beklenen değer (dini hayat)
Varsayım...
a) Olasılık (ölümden sonra hayat yok) * (hedonizmden alınacak zevk) +
Olasılık (ölümden sonra hayat var) * (sonsuza dek lanetlenmek) Ve
b) Olasılık (ölümden sonra hayat yok) * (dinden alınacak zevk)
Olasılık (ölümden sonra hayat var)* (sonsuz mutluluk)
Pascal'ın mantığı çok basitti: Eğer (a) (b)'den büyükse o zaman hedonizme devam edecekti, ama
eğer (a) (b)'den küçükse o zaman dindar olmalıydı."
"Ama değişkenlerin değerlerini bilmeden bu denklemi nasıl çözdü?" diye sordu Michael.
"Birkaç varsayımda bulundu, örneğin, sonsuz mutluluğun değeri pozitif sonsuzdu ve sonsuza dek
lanetlenmenin değeri negatif sonsuzdu."
Sonsuz mutluluk = +00
Sonsuza dek lanetlenmek =-00
"Eğer bir denklemde sonsuzu kullanırsanız bu diğer her şeyi etkiler, çünkü çok büyük bir sayıdır,
böylece (a) hedonizmin beklenen değeri negatif sonsuz ve (b) dini hayatın beklenen değeri pozitif
sonsuz."
(a) hedonizm =-00 ve (b) din = +00
o zaman
{a)< (b) böylece...
(b) bek. değer (hedonizm) < bek. değer (dini hayat)
"Anladınız mı? Ölümden sonra insanın ruhunun yaşamasının veya her hangi bir şekilde bir hayat
olmasının olasılığı ne kadar az olursa olsun, Pascal'ın dine bağlı bir hayat yaşamasından beklediği
getiri, yine de dünyevi zevklerle hedonistik bir yaşam sürüp de sonsuza dek lanetlenmeyi göze alacağı
bir durumun getirisinden daha büyüktür."
--spoiler--
allah'ın varlığını biyoloji gibi bir müspet doğruyla karşılaştıracak kadar boş ve çapsız olabilir.
dersin ki allah'ı sen kafanda yarattın. dolayısıyla varlığı ispatlanamaz. varlığı ispatlanamayan şeylerin yok olduğu kabul edilir bilimsel metod gereği. adam der ki hadi olmadığını ispatla, seninki de inanç. içinizde aklı başında inananlar olduğunu da biliyorum. lütfen birisi bana açıklasın bu kadar akılsızca tez üretildiği zaman allah'ın varlığına sizin de içiniz burkulmuyor mu bir noktada?
yani bu mantıkla bakarsan, bunu söyleyen adam diş perisine de inanıyordur, noel babaya da inanıyordur, uçan spagetti canavarına da inanıyordur. zira henüz hiçbirinin yokluğunu kanıtlayabilmiş durumda değil.
bir de bu su kaplumbağalarının yanında bin senelik tezlerle o zaman bana acıyı ispatla, aşkı ispatla düşünceyi ispatla diyen versiyonları da vardır. biyolojik olarak bunların nasıl ve hangi sistemlerde oluştuğunu bilmesini beklemiyorum bu cehalette insanların ama hiç değilse müspet bilimle müspet saçmalığı aynı kefeye koyma be arkadaşım. o inkar ettiğin bilim sayesinde her işini görüyorsun, o inkar ettiğin biyoloji sayesinde tedavi görüyorsun. sonra da gelip inkar ediyorsun, hadi bunları ispatlasın diyorsun. adamı taşlarlar.
bazıları da sonsuzluk gibi var olmayan kavramarla yapılmış bin senelik ispatları temcit pilavı gibi önümüze sürer. basitçe olayı şöyle düşün. sonsuzluğu kabul eden zaten tanrı'nın varlığını kabul edenle aynı kişi. sen hesabını yaparken sonsuzu kullanıyorsun zaten. belli ki allah'ın varlığına inanmışsın, recursive ispat yapmaya çabalıyorsun. olaya şöyle bak; ateist için 60 senelik hayat bütün elinde olan şey. sen diyorsun ki 60 senelik hayat ne ki sonsuz mutluluk için boşa harcanabilir. yalnız kaçırdığın nokta şu. eğer o bahsettiğin sonsuzluk yoksa sen elindeki tüm zamanı boşa harcamış olacaksın. ki bu da sonsuz kayıp anlamına gelir. tabi sen sonsuzu ispatlayamadığın için bunların hepsi boşa dönen değirmen misali.
bazı çeşitleri de üç kuruşluk teorik fizik bilgisiyle bize evrenin oluşumunu açıklıyor. big bang güneşte olmuş sonra dünya oluşmuş sonra toprak oluşmuş da bilmem ne. evet canım. böyle engin bilimsel bilgileri hangi bilimsel makalelerden okuduğun belli oluyor zaten. güneşte big bang olduğunu bildiğine göre hayatın nasıl oluştuğunu da eminim aynı titizlikle okumuşsundur öğrenmişsindir.
bir şey demiyorum.
bir diğer kulağakaçan böceği türü da ahlakı doğrudan dinle bağdaştıran yobaz. bu adama ne desen boş. çünkü o küçücük beyninin içinde kurduğu tek terazi gürül gürül cehennem odunlarıyla çalışan bir prensibe sahip. sen bu adama "vereceksin odunu" başka türlü adaletten, eşitlikten, özgürlükten anlamaz çünkü. illa "höt" diyecek birilerine yaltaklanma ihtiyacı içindedir. bir otorite boşluğu bulsa dünyanın amına koyacak islami terörist tipine en güzel örnek de budur zaten. de ki alevi öldüren cennete gidecek, hemen gözü döner bu sincap yavrusunun. geçmişte örnekleri çok görülmüştür. muhattap bile olmayın. aman diyim.
bu çeşit insanların bir genel özelliği de, daha mantıksal safsataların hiçbirini bilmedikleri halde, sanki ezberden okuyormuş gibi hepsini aynı paragraf içinde bulundurabilme özelliklerinde gizlidr. mesela desen ki argumentum ad populum. o neymiş diyecek. senin anlayacağın mahalle kahvesi ağzıyla açıklayayım o zaman:
1.ölümün son olmadığına inanmak isteyen insan.
2.dünyada adaleti sağlamak adına kıçını kaldırmayıp allaha havale eden insan.
3.işine gelince dinini mantıklı ve bilimsel gören sıkışınca canım zaten inanç bu canım deli zırvası olsa da olur diyen insan.
4.dine inanan kişi.
yani:"bir kişinin sanrısı çılgınlıktır. milyonlarca kişininki din olur." (bkz: tanrı yanılgısı)
ahiret inancına sahip olan insanlardır. genellikle ilahı bir dine inanan insanlardır. ilahi dinler dışında öldükten sonra bir yaşamın var olduğunu söyleyen dinler de vardır.