Antik zamanlarda; pagan ve şaman dinlerinden önce, yani kimmeryalılarla izigotlar birbirine girmeden üçbinyüzdört yıl önce , tabiatla gizemli bir ilişki içindeydi insan evladı. "Tabiat aşağı, tabiat yukarı" derken ve başına gelen bütün belaların pusula hesabını yaparken tanıştı ölüler kitabıyla. Ölümden sonra "kayıkçının" vadettiği bir yaşam vardı. Mısır, Tibet ve Etiyopya da bu kitap milyon baskı yaptı. Modernize edilmiş hali Kayıkçının güncesi adı altında henüz yazılmadı. Yazılır bir gün elbet. son yazan iyi yazar. *
Hayatta en iyi yapabildiği şey gitmek olan yazar. Kimilerine göre fazla hassastır. Giderken kapıyı kapatır hep, içerde kalanlar üşümesin diye. Yine pusulasını evde bıraktığı bir yolculuk için elinde bavul yollara vurmuştur kendini.
Yakınlarımı bahtsızlığa sürüklemedim.
Gerçek evinde alçaklık etmedim.
Kimseyi gücünün dışında çalıştırmadım.
Benim yüzümden kimse korku duymadı,
yoksulluk ve acı çekmedi, bahtsız olmadı.
Tanrıların kötü gördükleri şeyleri hiç bir zaman yapmadım.
Kölelere kötü muamele etmedim ve ettirmedim.
Kimseyi aç bırakmadım.
Kimseye göz yaşı döktürmedim.
Kimseyi öldürmedim ve kimsenin
kahpece öldürülmesini emretmedim.
Kimseye yalan söylemedim.
Hiç bir utandırıcı davranışta bulunmadım.
Zina etmedim.
Yiyecekleri pahalı ve eksik satmadım.
Terazinin dirhemi üzerine hiç bir zaman elimi bastırmadım.
Teraziyle tartarken hiç bir zaman hile yapmadım.
Süt çocuklarının ağızlarından sütü uzaklaştırmadım.
Hayvanları çalmadım.
Tanrının kuşlarını avlamadım.
Ölmüş balığı tutmadım.
Hiç bir arkın suyunu başka yöne çevirmedim.
Ben temizim, temizim, temizim...
Ölüler kitabının girişi.
Bireyler ahlaklı değilse, bireylerin oluşturduğu kurumlarda ahlaklı olamaz.
fasıl zirvesine gittim, zaten mekan kalabalık. elimde fotoğrafı da yok, bilmiyorum nasıl biri olduğunu. merakta ediyorum hani görüyorum yazılarını, tanışalım istiyorum.
"rakı şişesinde balık mı oldu" diyerek çöpe atılan şişelere bile baktım, orada yok.
"montajelemanı'nı görünce masa altına mı saklandı" diye düşündüm ama masa altına bakamadım, kızlar yanlış anlamasın diye.
"tuvalete gitmiştir belki diyerek" tuvalet kapısında bekledim, içeriden mülayim çıktı, tam bir hayal kırıklığı..
gerçek ismini öğrendim. fasıl ekibinin o an çaldığı şarkı kulağıma geldi.. "ararım, sorarım seni her yerde, sorarım ıssız gecelerde .... nerde?" diye şarkıya eşlik ettim.. oradan bir ses dedi ki; "o erken ayrılmak zorunda kaldı, uğradı ve gitti" hüzünler sardı dört bir yanıma, olduğum yere çöktüm ve öylecene kaldım. fonda yıkılmışım ben müziği, gözlerde yaş..
sağlık olsun.. "bir başka zirvede görüşmek üzere inşallah" diye temenni de bulunmaktan başka çare bırakmayan yazar.
- kaç ölü vardır abi bu kitabın içinde? yaklaşık yani?
+ efendim?
- almayı düşünüyorum da, kaç ölü var ki?
+ arkadaşım kafa mı kırıyon, harbi manyak mısın?
- diklenme lan müşteriye! bilmiyorsan bilmiyorum de, artis! 3-5 ölü için mi para verecem bu kitaba! kurtaracak mı verdiğim parayı?