"bırakın ölüleri, kendi ölülerini gömsünler!"
"...hani benim iznimle ölüleri de hayata çıkarıyordun."(maide:110)
kurallar ve rutin, belirlenmiş bir gelecek insanları öldürür. bir ölüyü düşün, her anı aynı ve her olası geleceği belirlenmiş; hep orada ve hep ölü olacak. hayatının tamamını planlamış birisi de aynı, hep nerede olduğu belli ve hep aynı şeyi yapmaya devam edecek; bir makina ya da bir ölü gibi.
Türkiye'de çok beğendiğim bir kural (yasa)var, o da anne karnındaki embriyonun "insan" sayıldığı günün kalbinin atmaya başladığı gün olması. Tam olarak 21. Gün.
Duyduğumda çok anlamlı geldi ve bunu bu şekilde empoze etmiş olan tek ülke türkiye.
Yüzümün bulutu oynaştıkça keskin uçlarımda
Göğüs kafesinden içeri tıkıldı başım
Çıkarabilene aşk olsun
Aşk olsun göğsümün güvercin resimlerine kıpırtı olana
Ben aşkı ancak bunun akabinde isterdim
Gücümün son közünü bu şehirde külledim anne
Şimdi çok ölüyüm
Tutup kolumdan
Evire çevire ele güne ve Allaha
Beni yeniden doğursana.