şu öğretmen düşmanlarından illallah geldi artık. hesap gayet basit aslında bir kere hafta sonları ve dini- milli bayramlar tüm memurlar için tatil zaten bu cepte. öğretmenlerin fazladan olan tatili ise sömestr ve yaz tatili. sömestr iki hafta yaz tatili ise öğretmen için bilinenin aksine üç ay değil iki ay ki bu da toplam yaklaşık olarak 75 gün yapar. 75 günü 11 hafta olarak düşünürsek bu 11 haftada toplam 22 gün hafta sonu tatili vardır ki bu tüm memurlar için tatildir. 75'ten 22 düştük elde kaldı 53 gün. kurban veya ramazan bayramının dört gününün yaz tatiline denk geldiğini ele alalım öğretmen zaten yaz tatilinde olduğundan kendi tatilinden düşelim. kaldı memurla arasında 49 gün. 10 yılı dolduran bir memurun 30 gün yıllık izni vardır 49-30 eşittir 19. yani öğretmenlerin herhangi bir memura göre fazladan tatil yaptığı süre 19 gündür. deliye anlatır gibi anlattığıma inanıyorum.
türkiye'de kamu kurumunda çalışan öğretmenlerin, 365 günün yarısını tatil yaparak geçirmesidir.
hesap çok net;
yaz tatili: 62 gün * *
sömestre: 14 gün
ramazan bayramı: 3.5 gün
kurban bayramı: 4.5 gün
hafta sonu: 42x2= 84 gün (52 haftanın 10 haftası yaz tatili ve sömestre içinde kaldığı için 42 haftadan hesaplıyoruz)
28 ekim: 0,5 gün
29 ekim: 1 gün
23 nisan: 1 gün
1 mayıs: 1 gün
19 mayıs: 1 gün
1 ocak: 1 gün
+________________
toplam: 173,5 gün
Bayramları ve hafta sonunu saymamak gerek. Ona bakılırsa her işte çalışanın o kadar tatili olur ama 2 ay çalışıyorlar. O açıdan şanslılar. Yarıyıl tatili de oluyor.
öğretmenlerin yaptığı tatilde gözü olanlar, bir tam gün lisede öğretmenlik yapsınlar da görsünler vehbinin kerrakesini.
not: emekli öğretmen değilim.
vehbinin kerrakesi:
Sümbülzade Vehbi, dönemin tanınmış Mesnevi şairlerinden biridir. Bir gece, Padişah III. Selim, zihnini meşgul eden bir konuyu danışmak üzere Vehbi'yi saraya çağırır. Gece vakti aniden gelen bu davet üzerine Vehbi, telaşla giyinirken kendi kaftanı yerine eşinin "kerrake" adı verilen ince bir üstlüğünü üzerine alır. Saraya bu şekilde gelen Vehbi'yi gören padişah, durumu fark eder ve esprili bir şekilde:
"Anlaşılmaz bir muamma Vehbi'nin kerrakesi"
der. Vehbi de hemen karşılık vererek:
"Aceleyle cübbe olmuş hanımın feracesi."
Bu olaydan sonra, "Vehbi'nin kerrakesi" ifadesi, bir durumun iç yüzünün anlaşıldığı, gerçeğin ortaya çıktığı durumlar için kullanılmaya başlanmıştır.
beni ilgilendirmeyen bir durum. sonuçta okumuşlar, atanmışlar ve öğretmen olmuşlar. her mesleğin avantajları ve dezavantajları olabilir. yazın duvara ders anlatacak halleri yok herhalde. aslında onların hafta sonu dışında hafta içi de 1 gün dersi olmayabiliyor. en azından lise öğretmenlerinde öyle. matematik öğretmeni 9. sınıftayken boş gününde dersi olmadığı gün okula gelmiyordu.