bunun sebebi çok olabilir.
-öğretmenlerin, vicdani sorumluluk duyması olabilir.
-ama bir o kadar birbirine güvenmemek fiiliyatı da öğretmenler arasında yaygındır. mesela, öğretmenler odasında müdürün yaptıklarına kızan üç öğretmenin, müdürün karşısında bir öğretmene düşmesidir. diğer öğretmenler direk satıştır.
-tembelliğe yatkın bir hallerinin olması da olabilir. yeni başlayanından, tarihi eser kıvamında olanına kadar gördüklerimin hepsi hayat enerjilerini üniversite bitiminde bırakmışlardır. bu, umursamaz bir tavır geliştirmelerine sebep olur.
-bu düşüncemi ispatlayamam fakat şöyle: öğretmenlerin uğraştıkları kitlelere benzemeye başlaması neticesinde aynı bir sınıf gibi dizginlenebilir, höt diyince susabilir bir hale girmeleridir.
ayrıca ülkemdeki öğretmenlerin değersiz görülmesinin de sebepleri vardır:
-öncelikle sayıca çok olmalarıdır. 600 bin ile 700 bin civarında çalışan öğretmen bulunmaktadır.
-yaptıkları işin değersiz görülmesidir. sürekli az çalıştıkları söylenir ki 'hiç olmazsa öğretmen olursun' cümlesi buradan gelmektedir.
-yasalarda devlet memurlarına yasaklanan durumların, öğretmenlere gelince daha fazla yasak olmasıdır. öğretmenini eylemde gören veli, bilinçli değilse onu kınar.
sonuç olarak, öğretmenler kendi özlük haklarının daha iyi olabilmesi için topluca eylem yapmazlar ya da yapamazlar. iş bırakamazlar. mesela, yaz tatilinde, öğretmenlerin eylem yaptıklarını hayal edin..sadece hayal işte! haklarını savunamazlar ve zaten farkında da değillerdir.
yakın gelecekteki seçimlerde 70 bin sözleşmelinin yüzde bilmem kaçı, kendileriyle dalga geçilmesine, kendilerine yalan söylenmesine rağmen akp ye oy verebilecekler.
sözde pek demokrat , demokrasi için koşuşturan başbakanımızın öğretmenler eylem yaptığında ''gereği hemen yapılsın '' demesi ve eylemdeki öğretmenlerin görevlerinden alınması ... *