öğretmenlerin aldığı maaşın bi tarafına battığını hisseden kişiye çok basit düzeyde,bid embesilin bile kolaylıkla kavrayabileceği örnekler vermeme neden olan önermedir.
Japonya: 55.000 $, isviçre : 70.000 $, ispanya: 40.000 $, Belçika: 39.000 $, Fransa: 43.000 $, italya: 35.000 $, Almanya: 50.000 $, ingiltere: 45.000 $, Yunanistan: 30.000 $, Güney Kıbrıs Rum Kesimi : 35.000 $, KKTC : 17.000 $. Bu ülkelerin ortalaması : 41.727 $
Türkiye: 8.000 $
not:tablo yıllık olarak hazırlanmıştır.iqsu 100 ün üzerinde olan biri zaten nota bakmadan anlar.ancak bu konuda ahkam kesenlerin çoğunun iqsunun 100 ün üzerinde olduğundan şüphem var.not onlar içindir.
Davulun sesi uzaktan baya hoş geliyor sanırım arkadaşlar. Bu hafta 49 tane ev ziyaretinde bulundum ilçemde. Üstelik yürüyerek... Kimler için, eğitim almayı gereksiz gören velileri ikna için. Arkadaşalrım da köyleri dolaştı aynı amaçla. Ben öğrenci dövmedim hiç, çünkü hayvan değiller onlar. Ama zamanında dayak yiye yiye hayvan olmayı kabullenmiş ve hayvanca davranış ve konuşmalara sahipler var aramızda. Ben zam istemiyorum. Ek dersim de zamlanmasın. Aldığım 1400 TL maasın 400'ü kiraya gidiyor, ki tüm öğretmenlerin aldığı maaş -400 olarak hesaplanmalı bu kiradan dolayı. Tüm öğretmenler kiracıdır çünkü. Bi arkadas helal etmemiş hakkını, bizden alınan vergilerle ödenio falan diyenler var. Oysa bir öğretmenden yılda alınan vergiye bakarsanız durumu daha iyi görürsünüz. Kim kimin vergisiyle yaşıyor diye. Elinizi vicdanınıza koyun, çoğu öğretmen doğduğu büyüdüğü yerleri ya çok uzun yıllar sonra ya da hiç göremiyor, çünkü atanamıyor oralara. Eskisi kadar kutsallığı kalmadı bu mesleğin ve buna neden olanlar da böyle düşünenler. 1400 tl maaşa kızıp kolejlere 10.000 liralar verenler, çocuğuna sevgi ve saygıyı öğretmeyen aileler, saygılı davranmayı dayakla öğreten aileler, dayağa alıştıran aileler. Çocuğnu okula yollayıp öğretmenini ziyarete gitmeyen aileler. Eğer 1 lira fazla parayı hak etmiyorsam boğazımdan geçmesin arkadaşlar. istemiyorum o parayı..
bir maaş ikramiye denince herkes sanıyor bin-iki bin tl para alacaklar, yok öyle bir şey. öncelikle bu iş daha düşünce aşamasında, kesinleşmiş bir şey yok, oldu ki kesinleşti bir maaş ikramiye dediği 100-200 tl çıplak maaş olacaktır. bir bakıma harçlık ki bununda bütçeden geçeceğini hiç sanmıyorum. çünkü öğretmenlerin en büyük sorunu, çok kalabalık olmaları ve bütçenin en ufacık bir fazla ödemeye hep karşı çıkışı. mesela yıllardır ek ders ücreti aynı, çünkü 1 tl bile artırılsa, toplamda çok büyük rakamlar yaptığı için ve bütçe sorumluların buna bir kaynak bulmaları gerektiği için hep en kolayını seçip, artış talebini iptal ediyorlardı.
diğer taraftan öğretmenlik hiç dışarıdan gözüktüğü gibi değil. nereden biliyorum, çok samimi arkadaşım* sınıf öğretmeni. çocuk haftanın her günü en az 2-3 saat dersine çalışıyor. bir sürü kırtasiye ve sekreterlik işi yapıyor. bilgisayar bilgim iyi olduğu için çoğu işlerinde yardımcı oluyorum. kaç defa okuluna gittim ve o veliler yok mu, inanılır gibi değil. öyle tipler var ki, ben sinirlenip çıkıyorum ortamdan, arkadaşım sabırla bu kişilere laf anlatmaya çalışıyor. okul ortamı maalesef çok iyi değil, devlet hiç para vermiyor. eğer yönetim iyi değilse öğretmen-veli özellikle para konusunda karşı karşıya kalıyor ve öğretmen tahsildarlık yapıyor resmen. sınıfında 50ye yakın öğrenci var ve bu sene birleri okutacak. arkadaşım iki ayda 5 kilo verdi sıkıntıdan. herkese 1 dakika ayırsa bile zaman yetmiyor. sınıfta 5 öğrenci problemli olsa ki var anlattığına göre onlarla mı uğraşsın, velilerle mi uğraşsın, ne yapsın çocuk?
müdüriyet ayrı sorun, kötü bir müdür denk geldi mi yandın.
benimde yardımlarımla laptop, projeksiyon cihazı ve akıllı tahta aldı sınıfına. paranın yarısını topladı, diğerini kredi kartından çektirdi. avantajlı olduğu için benim kartımdan çektik hatta. canı sağ olsun, eğitime ufak bir katkımız ama geri kalan paranın ne kadarı gelir, ne kadar cepten yer, kestirmek zor.
bunları yapmasın deseniz, o zamanda 2010da hala kara tahta, eski kafalı öğretmen olur ki kendisini çok takdir ediyorum. gayet kısa sürede hafta sonları uğraşarak akıllı tahta programını da öğrendi ve şimdi sınıfında kullanıyor.
bazen sorun çıkıyor laptopta felan uğruyorum yanına, o çocukların yanında 1 saat bile kalınca kulaklarım çınlıyor.
bir de kimse alınmasın ama 90 ve üzeri doğumlu yeni nesil gerçekten sıkıntılı.
tabi ki saçma sapan öğretmenler var, bu sınav sistemi yüzünden ezberleyip öğretmen olan çok. e onun yetiştirdiği çocukta o kadar oluyor işte ama çok sevmediğim bir camia olmasına rağmen, arkadaşım ve onun gibilere bu kadar hakaret edilmesine de gönlüm razı olmadı.
görevini layıkıyla yapan herkese saygım var ama görevini layıkıyla yapan işçiye kimsenin saygısı kalmamış bu memlekette.
kaldıki işcinin ve daha birçok cefakar çalışanın hali için acıtasyon(tüm çektikleri zorluklarını belirterek kıyaslama konumuna getirmek) yapacak değilim.
bir isim yüzünden yani sadece öğrencisinin adı yüzünden dersten bırakan öğretmenlerimiz de var ne yazık ki ve o öğretmenler yaz okulların para almazlardı.
o yaz okulun kalan öğrenci hiç masraf etmezdi üstelik hiç bir kabahati yokken.
dersi götüyle anlatan ve ghz=gigahertz bile yazmayı dahi bilmeyen öğretmenlerde vardır bu ülkede.kitap da yazanı bile zor okur.
ek iş yaptığı için dersi kafasına göre tatil edeni de vardır.
hem lise hem dersanede kaçak çalışanıda yoktur. bunun dershane öğrencisine zararıda yoktur neden olsunki iyi bir eğitim almak için gelir öğrenci hocasına güvenir ve bir bakar gelen müfettişler nedeniyle arazi olan öğretmen yerine ne konuya hakim ne de sınıfa hükmedemeyen stajyer hocalara emanet olursun.
memleketlisi öğrencileri geçirenleride vardır. ne hikmetse mat 1 e başka mat 2 ye hemşerisi gelir 1 den kalan öğrenci 2 den geçer.
yalan haberdir. milli eğitimden birçok vaat duyduk hepsi fos çıktı. öğretmenlere bu kadar önem veriyoruz mesajı vermeye çalışılıyor. göz boyanıyor. inanmayınız.
Doğrusu hayretler içinde okudum; başlığı ve altında yazılanları.
Anlaşılan kimsenin öğretmen maaşından haberi yok. Bilip bilmeden, yorum yapan zır cahil insanlara
kıl oldum abi.
Bir neslin çehresini değiştirebilecek gücü elinde bulunduran bir mesleğe, verilecek önemin nesi kötü?
Ne verilmiş ki, bu verilecek olan da fazlalık olsun.
Akp iktidarı, ülkeyi zimmetine geçirdiğinden beri; kaç bin imam atandı biliyor musunuz?
kaç bin ilahiyatçı atandı biliyor musunuz? Daha geçen gün polislere iyileştirme yapıldı.
Bakınız;
Yeni göreve başlayan myo mezunu bir polis, 10 yıllık bir öğretmenden fazla alıyor.
Yeni göreve başlayan lise mezunu bir Acil Tıp Teknisyeni, 10 yıllık bir öğretmenden fazla alıyor.
Yeni göreve başlayan bir sözleşmeli itfaiyeci, 10 yıllık öğretmenden fazla alıyor.
imam fazla aılıyor, müezzin fazla alıyor, sokaklarda gitar çalan çocuklar fazla alıyor.
Siz biliyor musunuz ki, bir öğretmen bir hafta boyunca 90 tl alıyor,
ama bir günlük bir gün hastalansın okula gelmesin, 40 lira parası kesiliyor.
Bilmeden konuşuyor herkes.
Daha sayalım mı?
Gerçi siz de haklısınız: Milli Eğitimin zırt pırt ortaya çıkıp önce 10 lira olacak, efendim yarın 12 lira olacak,
öğretmenlere iyileştirme yapıldı yapılacak, yapılmalı, sözlerini, sizler, "icraate geçirilmiş olarak" okuduğunuz için,
havaya konuşulan bu cümlelerin karşılığı bizde yok. Ama maalesef sizde ve ailelerin kafasında gerçekleşmiş bir bilgi olarak kalıyor.
Müthiş bir bilgi kirliliği ve psikolojik kandırmacadan başka nedir bunlar.
hiçbir iş yapmadan dünyanın parasını( 1330 tl civarı) alan öğretmenlere yapılan kıyak(mış). öyle ki bu öğretmenlerimiz yılın 5 ayı ağustos böceği misali yatar, kalan 7 ayı derste yatar, geriye kalan 3 ayı da çalışırlarmış- sanırsam hesabı karıştırdım-.
şöyle ki;düşünülen bu iyieştirmeyi eleştiren gerizekalılar, evde bir çocuğunu zaptedemezken bir öğretmen günde ortalama 30-40 çocuğa (kimi duruma göre 50-60 çocuğa) hakim olmak için kıçını yırtarmış.bilimum üst solunum yolları enfeksiyonunu kaparmış ama ve lakin çocuklar dersten geri kalmasınlar diye "rapor yazayım hocam" diyen doktora " sen sağlam bir antibiyotik yaz, geçer hocam " der , rapor almazmış.
şöyle ki doktorun bulunmadığı, karakolun olmadığı, kışın 4 ay ulaşımın sağlanamadığı,kuş uçmaz kervan geçmez , hatta hatta bim'in dahi olmadığı , bim'i siktir et kalacak yerin olmadığı , köylünün insafına kaldığın mezralarda 1330 türk lirasına(yazıyla bin üçyüz otuz) çalışan cefakar -kimilerine göre sefakar- öğretmenlere verilen(verilmesi düşünülen) zam haksızmış.
unutulmuş bir dağ köyünde, okulun, hem müdürü, hem memuru , hem hademesi, hem bilmemnesi olarak görev yapan öğretmenlere 1330 tl bile fazla imiş.yarısı alınmalıymış.
aldığı parasının altıda birini(1/6) ulaşıma harcayan, ayakabısı yırtık öğrencisine ayakkabı alan , aldığı üç otuz paraya inat, zeki ama fakir öğrencisine sırf daha iyi bir yer kazansın diye kitaplar alan, okulun ihtiyaçlarını cebinden karşılayan öğretmenlere verilmesi düşünülen zam haksızmış. zira zaten bu rahatlık içinde boyacılık, odun kesiciliği vb işlerde uzmanlaşan öğretmenlerimiz boş kaldıkları 5 ayda en az bir öğretmen maaşı kadar gelir de bu işlerden sağlayabilirlermiş.
doğadaki en değerli varlığı, yani insanı yetiştiren, yetiştirirken yeri geldiğinde kendini iğrenç siyasetin içinde bulan, anlayışsız velilerle muhattap olan, psikopat öğrenciler tarafından bıçaklanan eğitimcilere verilemesi düşünülen haksız iyileştirmeymiş.
daha gider bu ...
ama ve lakin bu durumu eleştirenler haksız da değiller hani. zira bu derece vicdansız ve beyinsiz insanlar, bu eğitim sisteminin içinden çıkmışsa, öğretmenler vazifelerini yapmamış demektir.
ben kendim için örnek vereyim üniversiteyi bölüm birincisi bitirdim ve kendimi de hem bölümümde hemde başka birçok alanlar da da yetiştirdim. şunlarıda çok yakından gördüm;
öğrencilik hayatımın ortası ve sonu olan lise ve üniversitede öğle öğretmenlerde vardıki. ek işleri için bizi gönderen, sıklıkla rapor alan, ve gizli gizli suç olarak hem lisede hem dersanede çalışan, dersaneye müfettiş geldiğinde arazi olan lise öğretmenlerim vardı. kusal öğretmenlerden.
üniversitede ise dersi kafasına göre işleyip, kafasına göre soru sorup kafasına ve torpil, yakınlık, yalaklık, memleket gibi özelliklere göre dersten geçiren veya bırakan ve hiçbir saygısızlığı olmadığı için isime takan öğretmenlerimde vardı sonraki yıllarda iyi niyetli hocalar geldiki şansıma o dersleri fazlasıyla verebildik. burdakilerde kutsal öğretmenlerimiz.
yarı yarıya mezun verip zor şartlarda da kaldık, okurkende çok rahat şartlarımız yoktu ne yazik ki.
ailemden ve etrafımdan gördüğüm işçi olarak çalışan okadar çok kişi varki çevremde de bırak ikramiyeyi maaşı bile gününde alamayan. bu kişiler helal olarak çalışıyor.
öğretmenler ne kadar ikramiye alırım yerine ben nasıl ülkesine faydalı olacak nesiller yetiştiririm onu düşünseler daha iyi olurdu eğitim şurasında bile düşünülemediğine göre ortada zaten herşey.
ayrıca düşünebilecek okadar da çok zamanları varki.
öğretmenlerin nasıl yeni nesil yetişdirdiğini soranlara "sen kendini geliştirmek için ne yaptın" diye sormak lazım. elbette bütün öğretmenlerin mükemmel olduğu falan yok ancak nasıl bir mucize bekliyorsun ki? ne yapacak yani kafatasını açıp içine bilgi akıtıp sonra kusursuzca kapatacak mıydı? yoksa matriks gibi yükleme mi yapacaktı? belki sen başarılı azimli bir öğrenciydin ama okullar oraya yalnızca anasından babasından dayak yememek için gelen, kız/erkek sevdasına gelen, senin bütün gece sabaha kadar oturup hazırladığın aktiviteye bakıp "hocam ne uğraşıyonuz ben nasıl olsa anlamayacam anlasam da çalışmayacam atsalar da gidip bi işe girip çalışsam" diyen öğrencilerle dolu. olayı öğretmenini dövmeye kadar vardıran ahlak yoksunu öğrencilerle dolu. sen öğretmenler sadece derse girip sonra yatıyorlar san. bu ülkenin doktoru öğretmeni mühendisi vs. insanı gökten inmedi canım, hepsini öğretmenler yetiştirdi. ve sen sırf bir maaş ikramiye alıyorlar diye bunu sindiremiyorsan, sana dokunuyorsa, içindeki hain fesat canavara engel olamayıp bütün öğretmenleri karalıyorsan bu ülkenin yüz karalarından birisin demektir. senden utanıyorum!!!
öğretmen olduklarına göre karşılığını almışlardır. daha da abartmanın bir gereği yoktur. ama para bu ülkede herşey demek olduğu için 1 değil 10 ikramiye versen yine kutsallık altında saklanıp yetmeyeceğini belirtirler.
hani ülkemizde bir tek öğretmenlik kutsal ya helal kazanan alın teriyle iş yapan işçinin çalışması kutsal değil ve olamaz zaten. olsaydı onların hakkıda verilirdi kesin.
eğer asgari şartlarda çalışıp çocuğunu ikramiye peşinde koşan o kutsal öğretmenlerimize teslim eden vatamdaş biliyorki devlet o parayı o işçilerinin devlete ve millete sağadığı kazançlarla veriyor.
ve yine o asgari şartlarda çalışan işçi ne izin kullanabiliyor, ne maaşını gününde alabiliyor ne de ikramiye görebiliyor.
kutsal canım çok kutsal bu öğretmenlik. yağdır mevlaam.
çoğu öğrenci tayfasına göre gereksiz olan ikramiyedir. öyle ya öğretmenler onlar için bu dünyaya öğrencilere eziyet etmek, dövmek, aşağılamak vb şeyler için gönderilmiş androitler. birde senede 5 ay tatil yaparlar ohh..
mesleğin kutsallığı, insanlara kattığı değer bu çemkiren yazarların umrunda değil bakıyorum. öğretmen olabilmek için geçilen yollardan, verilen emeklerden, çekilen çileden haberi yok bu tayfanın anlaşılan. herşey sığ ve basit yine bu zihniyet için. "nooldu zoruna mı gitti" diye sorası geliyor insanın.
başlığın altındaki yorumları görüp öğretmenlerin değerinin bu kadar küçümsenmesi sonucu, bu zihniyet varken bu ülke niye bu halde diye boşuna tartıştığımızı görmemi sağlayan başlıktır. benim fikrime gelince haklarıdır, helal olsundur. umarım sadece seçimden önceki 24 kasımlarda değilde bütün 24 kasımlarda yapılan bir jest halini alır.
açız v.s propogandası yapıp doymak bilmeyen ögretmenlere ilaç gibi gelecek ikramiyedir. ama bunlara 1 yetmez 2 ikramiye isterler o kadar nankörler.ayrıca bu olanlar öğretmenlerin kutsal olduğu palavrasının sonuclarıdır hep.cocugun kulağını koparsa o ögretmen gene kutsaldır bu ülkede. *
"o zaman 1 mayıs'ta işçi ve memurlara da birer maaş ikramiye verilsin" fikrini kafamda çaktıran olay. e öyle ama, bu ülkenin işçisi, memuru sanki devlete çalışmıyor, hep üvey evlat muamelesi görüyor.