Yeni okulumda ve maalesef yüz yüze değil, internetten yeni tanıştığım üçüncü sınıf öğrencilerimle (ki bence üçüncü sınıf sayılmazlar, okuma yazmayı bile unutanları çoktur maalesef) ingilizce canlı ders yaparken soru sorduğumda, söz hakkı isteme düğmesine basan öğrencinin mikrofonunu açtığımda bağırarak söylediği şeydir.
Başka bir öğrenciye ise resimdeki kuşun yerini ingilizce ve ardından Türkçe sorduğumda, köpeğin yatağın altında olduğunu söylemek ister. Çünkü dikkatini o çekmiştir. "Evet, köpek yatağın altındaymış! Ama kuş nerede?" dedikten sonra fark eder hatasını.
çocuk bunlar. normal. ama velimizin yaptığını sindiremedim bugün.
ablamız canlı yayında, oğluna "bir şey öğrenebildin mi? hahha!" deyip suçu bende aradı.
çocuklarına Türkçeyi öğretemeyip konuşmayan, soru-cevap yapmayan, zihnini geliştirmeyen, en azından (canlı ders verimli olsun diye) kuralları öğretmeyen.. Ama iş eleştirmeye gelince müfettişlik yapan velilerimiz var efendim.
uzaktan eğitimin kuralları olmalı,
nasıl ki sınıfta kurallar var , burasının da ciddiyeti için kurallar koyulmalı.
örneğin;
-öğrenci yatarak ders dinlememeli, masada oturup dinlemeli ve katılmalı.
-ders sırasında mümkün ise bulunduğu oda da veli yada başka insan hareketi yada evcil hayvan olmamalı.
- yemek programı ders saatine göre yapılmalı.
-herkesin kamerası mutlaka açık olmalı
- öğrenci giyimi özenli olmalı, donla atletle olmaz.
kardeşim meb yayınladığıyla kalır. insanlar bu dönem online eğitim var diye söylemiyor, bu sene okul yokmuş diye geziyorlar sokakta. halk bilinçsiz.
maddi imkanı olmayanlar da cabası.
tam akşam yemeği vakti ders yaparsanız olacağı bu. baba işten gelmiş. sofra kurulmuş. çocuk yok. neymiş ders dinliyormuş. olacak şey değil. aile bütünlüğünü temelinden sarsmaya hakkınız yok ama hocam!
Benzer dertten ing ogretmenligi yapan bir dostum da muzdarip, ustelik veli derste ogretmene mudahale etme hadsizliginde bulunmus... dingonun ahırı gibi birsey...
