Meydanlara dökülüp kendini acındırıp kutsayarak "atama istiyoruz" diye eylem yapanların, ağlayıp sızlayanların hiçbir zaman olamayacakları şeydir.
Hayatımda böylesine bir yüzsüzlük böylesine bir avamlık görmedim ben. Bencillikte sınır tanımıyor adamlar!
Hani zannedersiniz ki Türkiye'de üniversite okuyup da işsiz kalan bir tek onlar var.
hayır bizim bilmediğimiz bir söz mü aldınız?
ÖSYM başkanı sizi tek tek arayıp "kitaba el basarım, sizi mezun olduğunuz gün atayacağız" mı dedi?
Yoksa başınıza silah mı dayadılar eğitim fakültesini tercih edin diye?
Çıkıp çıkıp kendinizi acındırıyorsunuz sanki Türkiye'nin sadece öğretmen atamasına ihtiyacı varmış gibi.
Fen-edebiyat fakülteleri ne yapsın? Onca fizikçi, tarihçi, matematikçi, sosyolog, felsefeci, edebiyatçı ne yapsın?
Su ürünleri mezunları, astronomi okuyanlar, sinema bitirenler, mühendisler ne yapsın? Onların devlet memuru olma ihtimalleri dahi yok çoğunun..
Yılda 3000-5000 öğretim üyesi alınıyor da her bölüme 5-10 kişilik kadro zor çıkıyor koca türkiye genelinde. Buna rağmen dışarıdan yuksek lisans, doktora yapan onca idealist akademisyen adayı bile yapmıyor sizin yaptığınız!
Türkiye'de öğretmen olmak aldığı maaşla ailesini geçindirip kirayı elektiriği suyu ödeyip kalan paraylada hafta sonları simit alıp satmaktır. Ama o günler geri de kalmıştır diye ümit ediyorum.
kendi öğrencilik yıllarını unutup yaramazlık yaptığı düşüncesiyle öğrenci dövmektir. veya saçmasapan ayrıntıları yazılı sorusu diye dayamaktır. veya müdürle arayı bozmamak için 'aidat getirin' diye çocuklardan haraç toplamaktır, toplanmasına aracılık etmektir. veya bahçeye çıkıp öğretmenler odasındaki arkadaşların dedikodusunu yapmaktır. veya sınıfta sigaranın zararlarını anlatıp okul bahçesinin bir adım ilerisinde püfür püfür duman üretmektir. veya üç kuruşluk menfaat uğruna hükümete yakın sendikaya üye olmaktır. veya and okunurken yanındaki arkadaşıyla şakalaşan çocuğun kafasını 'okşamak'tır. veya 23 nisan gibi çocukların eğlenmesi gereken bir bayramın hazırlıklarını çocukları azarlayarak geçirmektir.
saydırmayın daha fazlasını. herkes kendini mahmut hoca sanıyor herhalde. ya da ben çok farklı bir ülkede öğretmenlik yapıyorum.
Günümüzde her ne kadar kıymeti bilinmese de hala kutsallığını koruyan ve aynı zamanda ayrıcalıksız dünyanın bütün çiçeklerini getirin diyebilmektir. Sabırdır, hoşgörüdür.
çok güzel bir şeymiş sevgili yazarlar, 2 hafta önce öğretmenlik hayatımın ilk dersini anlattım ve gerçekten yıllar boyunca verdiğim emeklerin karşılığını aldığımı hissettim, henüz stajyer öğretmenim; öğrenciyim yani ama çocuklarla ders işlemenin verdiği o güzellik şimdiye kadar yaşadığım hiçbir şeyde yoktu.
çok sıkıcı bir şey. kısa bir süre ücretli olarak derslere girdim. okullar davar sürüsü gibi. bir bok olmaz bu memleketten. allah öğretmenlere yardımcı olsun.
edit: eksileyecek be var? sizler gibi öğretmenler odasında göt büyütmüyorduk, ayrıca şu kadroluların egosu da hiç çekilmiyor, lavuklar sizi.
Okullar kaliteli eğitimin verildiği yerler olmaktan çıkalı çok oldu. Şimdilerde öğretmenlerin bir kısmı öğrencilere gereksiz, boş nesil gözüyle bakıyorlar. Öğrenciler de tenefüslerde x hoca çok orospu çocuğu, y hocanın amına koyayım muhabbeti yapmaktan geri kalmıyor. Ama saygı var bak. 5 dakika önce anasına sövdüğü hocadan sözlü notu koparmak için 40 takla atanlar var. Kantinden çay getirtebilmek için 2 hafta evvel kavga ettiği öğrenciye canım tatlım diyen hoca da var.
Boktan bir durum ya öğretmenlik türkiye' de. Zorunlu hizmetmiş bilmem neymiş. Ben öğretmen olsam öyle çile istemem mesela. Sahil kentlerinde takılmak, eğitim vermek, bol oksijen isterim. O da yok bu memlekette. Zorunlu hizmeti var, tayini var, yavşak müdürü var. Var da var.
hasta oldugum su gunlerde evim hic bos kalmadı. moralimi duzeltmek icin ogrencilerim kendi aralarinda bir ziyaret sirasi ayarlamis ucerli besli surekli yanima geliyorlar ve beni hic yalniz birakmiyorlar. kac meslekte boyle bir durum yasanir merak ediyorum.
tanim: bir kez daha bana insanligin dostlugun yardimlasmanin ne kadar guzel sey oldugunu gostermistir ogretmen olmak.
bu arada dershane ogretmeniyim.kimsenin yalakalik yapalim da hoca notlarimizi yuksek verir dusuncesi yok
kutsal bir meslek edinmektir. türkiye'de ise bu kutsal mesleği taşıyacak kapasiteye sahip o kadar insan varken, bu insanlara hak ettiği değeri veren bir devlet yoktur. çorap değiştirir gibi eğitim sistemi değiştiren bir devlet, bu kutsal mesleği yapmak için can atan insanları, yarına yön verecek küçük adamları hiçe saymaktadır.
türkiye çok garip bir ülke. en basitinden örneklemem gerekirse kpss tercihinde ''neresi olursa olsun giderim.'' diye bir tercih var. sözüm, dağ başı ya da ovanın göbeğinde bir köye gitmek değil. ''sizin * düzen sağlayamadığınız, barış getiremediğiniz, halkın bana kötü gözle bakacağı, canımın tehlikede olacağı, kaçırılma ihtimalim, ölme ihtimalim olan yerlere gitmeyi de göze aldım.'' demektir o tercih.
gidene ne diyebilirsin ki? adamı muhtaç etmişsin paraya ey hükümet. sen ki ''asgari ücret tekel işçilerine bir velinimettir.'' diyen bir hükümetsin. sen ki halkını, öğretmenlerini 1.500 liraya, ölümü göze aldırabilmiş bir hükümetsin. sen ki 20 yılda yetiştirilen bir öğretmeni, paraya muhtaç etmiş bir hükümetsin. 20 yılın emeği bir gece ansızın kaçırılabiliyor, öldürülebiliyor. sense buna göz yumuyorsun.
aranızda ''öğretmenlik yatış mesleğidir, hafta sonu yat, milli, dini bayramlarda yat, yaz tatili yat.'' diyenler olacaktır elbet. tabii ki bu arkadaşlarımızın 4+4+4 sistemiyle 80 kişiye çıkan sınıftaki öğrencilerin yaramazlık, gürültü potansiyeli göz ardı ediliyor. derse hazırlanma evresi ve ders esnasındaki yorucu yanları yok sayılıyor. o kadar öğrenciye sınav hazırla, sınav oku geçiyorum. seminerler, veli topları falan geçtim onları.
bütün bunları biliyorum ve ben öğretmen olacağım. neden mi? çok basit, öğrencilerime dini alet ederek bir yerlere gelmemeyi, gelenlere de itimat edilmemesini öğreteceğim. parası umurumda değildir. hayati tehlike her meslekte vardır. ben göze aldım. yarına hizmet etmek istiyorum sadece. yarın bugünden güzel olsun istiyorum. bugünkü rezillikler, yoksulluklar, cahillikler, diktatörlük rejimi yarın son bulsun diye. ben doğru bildiğim şeyi yapmak istiyorum. kimilerinin gözünde ise o zaman enayi oluyorum. evet enayiyim.