Her gelen yeni neslin daha boktan bir halde olduğunun farkedildiği anlardır. Ama bunun 5. sınıftaki çocukların One Direction hayranı olup o yaşta çevresindekilere gösteriş yapmaktan başka bir şey düşünmemesinden farklı sebepleri de var. Çocuklarımız düşünmekten, yargılamaktan ve kendi kararını vermekten aciz yetiştiriliyor. Geçen gün, "Okula yeni başlayan minikler ilk önce Ata'larıyla tanışırlardı. Ama dün karşılarında ilk defa Başbakan Erdoğan'ı gördüler" diye bir haber başlığı gördüm. O yaşta görmeleri gereken şey ne tayyip ne atatürk ne de bir başka ünlü şahsiyet. Doğruyla yanlışı ayırtedemeyecek yaşta, önüne ne konulsa doğru olarak öğrenip bilinçaltına atacak yaşta bunların yapılmaması gerekir. Eğitim sistemi öğretime değil araştırmaya yönelik olmalı, kendi doğrularını kendileri oluşturması lazım yeni nesilin. Yoksa nasıl geldiyse öyle gider.
ama evinde 2 çocuğuna bakamayan karıların okullar açılınca sevinmeleri aklıma geliyor. bi sınıfta 60 tane veletle tek başıma olduğumu düşünüyorum hemen vazgeçiyorum. **
Anadoludaki bir köy yerinde öğretmenleri tarafından çekilen videoları gördükten sonra o çocukların masumlukları, öğrenme isteğiyle olan hallerini gördükçe keşke öğretmen olsaydım diyorum sonra bu ülkede öğretmene verilen değeri hatırlayınca vazgeçiyorum.
atatürk'ün resimlerinin, gençliğe hitabenin falan ders kitaplarından kaldırıldığını gördükten sonra, keşke bitirdiğim okula ihanet etmeyeydim de öğretmen olaydım, bok var bankada. diye düşündüm.
öğretmen olmayı tek isteme sebebim bu şerefsizler! sırf bu şerefsizlere inat -gerekirse tek başıma- müdürüyle de, milli eğitimiyle de, müsteşarıyla da, bakanıyla da boğuşurdum heralde. pek geç kalmış sayılmam fakat neredeyse 30 yaşından sonra çocuklara neler verebileceğimi düşünüyorum.
pek fazla ders ve teorik bilgi hakkında yardımcı olamayacağım kesin, yani kalkıp onlara on numara bir matematikçi, tarihçi, coğrafyacı olamayacağım kesin, belki okuma yazmayı bile öğrenemeyecekler ikinci sınıfın sonuna kadar ama en azından okumayı söktüklerinde ödev yapmak yerine kitap okumalarını, güncel konuları araştırmalarını salık verebilirim. toplama çıkarmadan çok, olayları anlamaları konusunda onlarla analiz yeteneklerini geliştireceğim kesin!
peki ya bunlar onların işine yarar mı? ya adamlar duyarlı birer birey olmak yerine, yahu anam babam var benim, doktor olcam ben, mühendis olucam ben derlerse? hocam benim çalışmam gerek derlerse? işte o zaman yetersiz kalırım onlara. o yüzden yapamıyorum bu mesleği, giremiyorum şu çirkin milli eğitim in içine. yüzlerine yüzlerine çemkiremiyorum şerefsiz idarecilerin.
ailesinden ayrılmaktan korkan, görev yerinin çok ücra olmasından korkan, soruşturma geçirmekten korkan öğretmenlerin aksine, hiçbir bağı ve bağlantısı olmayan bir herif olarak, o pezevenk idarecilerin suratına suratına, bakıp yüksek sesle çocuklara istiklal marşını okutamadığım için canım sıkılıyor.
bakalım belli de olmaz. memuriyet için gerekli yaşı 35 e çekmişler. bakarsın sırf piçliğine bir gün bu görevi yaparım.