Sanki ömrünün yarıdan fazlasını uyuyarak geçirmişsin gibi hissedersin. Keşke uyumasaydım bu kadar dersin ama iş işten geçmiştir artık yapacak birşey yoktur. Günaydın.
kalkarsın saat 1 olmuş kahvaltı edilmiş aile bireyleri tip tip bakıyor
cevabını bildiğin halde sorarsın -kahvaltı ettiniz mi? onlarda acımasızca -evet derler
kendine ekmek arası bir şeyler yaparsın ve sümük gibi dolaşırsın 1-2 saat.
sabah yapman gereken bir şeyler varsa ve öğleden sonraya kaldıysa ya da öğleden sonra o işleri yapacak vakit yoksa sıkıntı düşer içe. güne de konsantre olmazsın.
bayadır yaşadığım bir şey hatta bugün de. başlık olarak görünce bir an heyecanladım itiraf edeyim.
5 senelik 2. öğretim hayatından sonra pek de garip gelmeyen duygu.kendini hala hissettirebilmesi insan anatomisinin bazı şeylere alışamayacağının kanıtı gibi sanki.insanın alışabildiği şey bu duyguyla yaşıyabilmesi.
öğlene kadar uyumanın suçluluk duygusumu olur lan. tadından yenmez bence hem bu saatte entry giriyorsan yarın öğlen suçluluk duygusuna hazırsın demektir.
sabahın erken saatlerinin o güzel zevkinden mahrum kalmanın yanında, herkes gibi erkenden uyanıp tatlı bir kahvaltı yapmamanın da verdiği suçluluk eklenirse salak gibi olunacak zımbırtıdır.
(bkz: keşke yapmasaydım haydar abi)
gün bitti işte bi günü daha boş yere geçirdim halbuki bi çok şey yapapbilirdim diye düşünmenin verdiği suçluluk psikolojisidir. aslında erkekn kalksanız bile yine hiç bir şey yapmayacaksınızdır. hatta uyumak için uğraşacaksınızdır.
yataktan kalkınca hiç bir amacın yoksa. tamamen uyandıktan sonra yapacak hiç bir şeyin yoksa. üstüne paranda yoksa, üstüne yanında kimsede yoksa, öğlen saati olduğunda uyanmamak için kendini zorlarsın. uyursun, öğlenleyin uyanırsın bu seferde pişman olursun.