Geçen sene efil efil bir yaz akşamı abimlerde yemek yerken 5 yaşındaki yeğenim aziz'in üst üste sıraladığı, sonunda hepimizi far görmüş tavşan gibi şaşkaloz eden sorulardır. Yemeğe başladık, bi 3-5 dk sonra;
Abim - karım ya, tuzu unutmuşsun heralde getirsene sana zahmet
Yenge - tamam bitanem.. (Yenge kalkar)
Aziz - (Aziz zıplar) ba baaaa.
Abim - efendim oğlum ?
Aziz - büyüyünce benim de karım olucak mı ?
Abim - (yemeği yerken) öğhm, olur tabi oğlum..
Yenge - (gelir bu arada)
Ben - (sırıtıyorum)
Aziz - babaaaa,
Abim - efendim oğlum?!
Aziz - baba benim de oğlum olucak dimi ?
Abim - olur tabi oğlum, inşallah Büyüyüp baba olucaksın sende.
Ben - (sırıtmaya devam)
............ (Bir kaç dakika sonra)
Aziz - babaaaaaa
Abim - efendim oğlum yaaa ?!!
Aziz - ben baba olunca oğlumun adını ne koyucam biliyo musun ?
Abim - ne koyucan len !
Aziz - ufuk koyucam.
Abim - ?
Ben - ?
Yenge - ?
Aziz - hani baba sen yaşlanıp öleceksin ya, o zaman ufuk yaşıyıcak...
annesi gizli bi şekilde pazar alışverişine giden ve kendisi dayının evine bırakılan küçük yeğenin 'anne nerde?' sorusudur. ebenin amında diyesim gelir ama demem. yeğendir sevilir.
Annenin babanın düğün resimlerini gören, henüz dört yaşındaki cimcime yeğenim:
- Ben niye yokum düğününüzde? Neden beni de götürmediniz? Neden!!!
Diyerek, ağlama krizine girmiş, siteyi ayağa kaldırmıştı.
Soruya bak!
+bu ne?
-kazak.
+niye giydin?
-üşümemek için
+neden Üşüyorsun?
-hava soğuk olduğu için.
+hava neden soğuk?
-rüzgarın konvansiyonel akım yaparak havada dönmesi ve bilmem ne bilmem ne ne yapması..
+?¿?¿
Dr. oetker reklamındaki kabartma tozu pastayı ne kadar kabartır, krema nasıl bu kadar güzel kokar, babam pasta yapmayı nerden öğrendi gibi geri zekalı sorular ve benzerileridir adamın beynini siker
Bazen sinirden kendinizi kesecek noktaya getirsede insanı, çoğu zaman o masum, içten, meraklı, şapşal soruları cevaplamak en büyük zevkiniz bitmek bilmeyen mutluluğunuz oluverir..
Geçen gün iftar sofrasında abim, yengem, ben ve yeğenim Aziz (ki kendisi henüz 5 yaşında) yaşadığımız dialog;
Abim - karım ya pul biberde getirsene sofraya çorbaya katayım.
Yenge - tamam bitanem.(sofradan kalkar)
Aziz - babaaaaaaaaaaaa
Abim - efendim oğlum ?
Aziz - baba benimde karım olucak mı ?
Abim - (gülümseyerek) olur tabi oğlum inşallah büyüyünce ama..
Yemeğe devam edilir..
Aziz - babaaaaa
Abim - efendim oğlum ? (Hafif sert)
Aziz - baba benimde oğlum olucak dimi ?
Abim - inşallah oğlum, Allah nasip ederse olur tabi..
Yemeğe devam..
Aziz - babaaaaaa.
Abim - efendim oğlum yaa!
Aziz - baba benim oğlum olursa adını ne koyucam biliyor musun ?
Abim - he ne koyucan ?
Aziz - Ufuk koyucam. (abimin ismi)
Abim - hahahahahah niye lan kerata belki daha güzel isim koyarsın ?
Aziz - yok baba. Ufuk koyucam. Hani sen öleceksin ya, o zaman Ufuk yaşıyıcak...........
- baba, saçların neden azalmış, traş mı oldun?
+ hayır oğlum, saçlarım dökülüyor.
- su gibi mi?
+ evet su gibi...
- sonra nolacak?
+ kel olacağım.
- keloğlan gibi mi?
+ hayır oğlum, hasan amcan gibi...
- (çok şaşırarak) hasan amcam saçını traş etmiyo mu ki?
şimdi efenim 3-4 yaşlarında ki esmer, kara kaşlı, kara gözlü yeğenime sarı şeker bi kardeş gelir, tabi bizimkinde kıskançlık rüzgarları eser ve zaman ilerledikce başlar;
+ bu çocuk gitsin, kim getirdi bunu?
- kardeş o kardeş annen doğurdu ya karnındaydı hani
+niye?
- ......
+onun saçı niye bu renk benim ki değil?
- ......
+onun gözü niye bu renk benim ki değil?
- ......
+yüzü de başka renk ben niye bu rengim?
- ......
yaş 5-6 falan. devlet baba bize bahmiyy demenin trend olduğu zamanlarda babamın görev yaptığı devlet dairesinde Atatürk'ün devletle alakalı yazısını görünce ben.
+baba, devlet'in odası nerde?
-babam gülerek, devlet bi insan değil yavrum. devlet biziz, yöneticileri de cumhurbaşkanı vs vs.