komşumuz olan adama annemin o gün aldığı iç çamaşırını normal bir şekilde anlatmak.
arı kovanının olduğu yere iki sopa alıp vurarak müzik yapmak. aşırı eğlenmiştim ama tüm vücudumdan sokmuşlardı, özellikle yüzümden.
aşağısında ısırgan otlarının bulunduğu bir duvarın üstünden tek ayak genişliğinde hizada yürümeye çalışmak. bunda da kocaman duvardan ısırgan otlarının arasına açık saçık düşüp vücudumun mahvolduğunu hatırlıyorum. akdeniz iklimi ne güçlüsün..
yürüyen merdivenin yerin altına inen bant olan kısmına nedensiz ve fütursuzca, yaradana sığınıp parmak sokulması.. Neden soktum bilemiyorum elime ne geçti ki? bir iz kaldı, biraz da parmağım yamuk.
bir parça gazete ve bir kutu kibrit alarak ranzanın üst katına çıkmak. kibriti yakıp gazeteyi tutuşturmak. sonra oturup gazetenin yanmasını izlemek. annenin yanarlı dönerli ortamı görmesi.. (bkz: ve olaylar gelisir)
vantilatöre parmak sokmak. vantilatör küçükse eğer tam orta yerine bastırıp pervaneleri durdurmak müthiş haz verir insana. lakin bahsedilen büyük bir vantilatörse son derece teklikelidir; eylem sonucu parmak denen uzvunuz bir havuç misali rendelenebilir.** çocuklar uzak tutulmalıdır. annem beni tutamazdı o ayrı.
kulağa fasülye sokmak.
ertesi gün devlet hastanesine apar topar gelinip fasülyeyi çıkartmaya çalışan doktorun döktüğü terleri izlemek apayrı bir hazdır.
çizgi filmdeki atın alevden saclarını kıskanıp kendi sallanan atının sacının yanıp yanmadıgına bakılması ve ardından perdelerin tutusması(denenmiştir...)
kardeşimin yaptığı müthiş alet. powerade şişesinin içine gaz doldurup yaptığı sinek yakma silahı. tabi o bu silah ile sadece sinek değil perdeyide yakmıştır o ayrı.
hoş kızların orasını burasını ellemek.hangi küçük yaramaz velet yapmaz ki bunu.evet evet hepimiz yapmısızdır.zaten o zamanlarda kızlar da sever böle şeyleri.ama bu bi alışkanlık olmamalı.yoksa çok tehlikeli sonuçlar dogurabilir.ilersi için tehlikeli...