misafirliğe gittiğimiz evin küçük kızının bileziğini çalıp bizim evin balkonundaki içi toprak dolu saksıya gömmüştüm. sanırım o zamanlar o bileziği bozdurduğumda istediğim her şeye sahip olabileceğimi düşünüyordum. tabi plastik bilezik bozan bir kuyumcu varsa.
rüzgarlı bir havada balkondayken gelmekte olan veya gelip gitmekte olanların kafaya tükürüp isabet ettirmeye çalışmak. Javelin gibi takip eder o tükürük amcaların kel kafasını ne sevinirdim yahu.
off cok kotu bisey yaptim 8-9 yaslarindayken.
bi gun ve annem misafirlige gittik. baskalarida vardi o evde. iste hepimizin anneleri konusuyordu.
sonra baska bi odada ben vardim, beste vardi (benimle yasit) bi de kucuk bi oglan vardi. rifat.
ne oldu nasil oldu oralari hatirlamiyorum ama ben ve beste bu cocugu bas asaga tuttuk.
sag ayagindan ben tutuyorum sanirim, sol ayagindan beste.
sonra iste cocuk pantalonun icinden kaydi kut diye dustu.
bizde besteyle kalidk oyle saskaloz saskaloz. elimizde cocugun pantalonu,
cocuk yerde ciplak dusmus agliyor. kiyamam :(
sonra iste rifatin annesi geldi kizde benle besteye. bizim annelerimizde kizdi.
iyi ki cocuga birsey olmadi. iyiki bi yerini carpmadi. vicdan azabindan yasayamazdim.
o degil, 8-9 yasindaki kizlara 2-3 yasindaki cocuk nasil emanet edilir ya ?
bende az psikopat degilmisim.
ondan sonra uzunce bir sure cocuklara dokunmadim. hep uzak durdum.
en son iste 1.5 sene once filan gonullu ogretmen olarak calistim bir kurs araciligiyla.
ilk okulda 7 yasindakilerle ilgilendim.
cok sevdiler beni. bende onlari cok seviyorum.
alınan abur cuburu kardeşi kıskandırmak amacıyla hızlı bir biçimde yememek. az az yenirdi hatta belki onun ki bitene kadar yenmezdi. sonra en zevkli an gelirdi kardeşi kıskandıra kıskandıra yeme anı. tabi dayanamayıp paylaşırdık yine. güzeldi.