Efendim 2-3 adedi her neyse çoraplar alınırdı. birbirlerine geçirilirdi ve oynanırdı. surata geldiğinde can yakmaz, her hangi bir eşyayı kırma riski en az, en güvenli top sayılırdı kanımca. sadece evde oynamaya uygundu; çünkü çoraplar atılmaz kullanılırdı. şimdi tabii çocuklar diz üstü bilgisayarları havada atıp tutuyorlar da neyse...
bir başka versiyonu da kağıtları iç içe geçirmek suretiyle top yapmak, etrafını bantlamak. sonra evin koridorunda "hakan gidiyorr hakan attııaa kral hakan attıaa" nidaları...
bununla ilgili kısa bir anımı anlatmak istiyorum sözlük.
yaşım 10 bilemedin 11. her çocuk gibi ata sporu futbola pek bi hevesliydim evvelinde. elime gecen gazetelerden ve koli bantından devasa bir top yapmıştım kendime. o aralar ilçe klübünde de miniklerde topcuyum. antrenman sahasında gördügüm bi düzenek bi hayli ilgimi cekmiş ve hoşuma gitmişti. toplara ip gecirilmiş, direklerden sarkıtalarak değişik bi dizayn kazandırılmıştı. bende ikinci katta oturmamıza ragmen balkondaki camasır ipiyle böyle bir düzenek olusturdum kendime. her neyse daha fazla uzatmadan baktım oldu hemde süper oldu. sıkıldıkca cıkar şut calısırdım kendi kendime. dedigim gibi evimiz 2. katta ve cadde kenarındaydı. bir gün yine kendi kendimi zevk komasına sokarken nasıl olduysa bir abandım bu kagıttan bozma sözde topa, sen ip kop, git bakkalın ekmek dolabındaki camını kır. kagıttan topla cam mı kırılır lan? dedigini duyar gibiyim lakin, 2 sabah bir de milliyet karısımından hazırladıgım top, atsam senin kafanı dahi kırardı ya neyse.
amanın!
ne korku, ne telaş.
tabi ben hemen çöktüm oldugum yere. demir parmaklıklardan bakıyorum olan bitene. ne tesadüf o anda da 2 tane velet geciyordu marketin önünden. bakkal cıktıgı gibi sucu bu masum cocuklarda aradı olacak nasıl peşledi elemanları. cocuklarda garibim korktular belliki ses etmeden topuk. her neyse sözlük bu da böyle bi anımdı. *