ne kandillerde ne ramazanlarda televizyonda hiç kimseye izlettirmedim bu imamı. ben televizyon yanındayken açmak mümkün değildi. deliler gibi bağıra çağıra evin içinde çılgınlar gibi ağlayarak koşuyordum. neden korktuğumu bilmiyorum. tekiyle bir kere bile yan yana bulunmamıştım taciz ve tecavüz vakası da değilim yani. enteresan işte. halbuse o da insandı.
evet bu adamdan ürktüğüm kadar hiç birşey korkunç gelmezdi bana. hele o yanağındaki ben yok mu.. tv de gördüğümde odama kaçıp yorganımın altına girerdim, o derece.
üvey baba dizisindeki üvey babadan cok tırsardım ya. kıyafetinin altından sırıtan atleti ve o iğrenç kirli sakalıyla nasıl da gözümü korkuturdu. ilkokul yıllarımı kabusa ceviren lanet olası adam.
(bkz: ernesto che guevera)kırmızı siyahlı bir fotosu asılı dururdu evimizde o kadar korkardım ki aynı odada yalnız duramazdım kendisiyle, annem tuvalete gitse peşinden giderdim o derece...baya bir malmışım. sonra n'oldu sevdik, saydık, aşık olduk kendisine.
valla adını tam olarak bilmiyorum ama, insanlar göbeklerine surat çiziyordu, kalın ama kısa adamlar oluşuyordu. kollarını ve kafalarını saklıyorlardı kumaşla.
en son bedük'ün bir klibinde görmüştüm onları, yine tedirgin olmuştum.
çok korkunçtu lan, koşarak kaçıyordum küçükken.
(bkz: maske)
psikopatmıydım bilmiyorum ciddi ciddi korkardım maskeden. Sinsi bir gülüşü vardı. Yan odaya kaçardım. Abime izleme derdim ama nafile. Her öğlen yayınlanırdı. Ve her öğlen kaçardım öbür odaya. Yahu sobalı evdeydik. Yan oda soğuk. Buz gibi. Kıçı donuyor adamın. insafsız abim. Hasta bile oldum maske yüzünden. Ha şimdi korkuyormusun diyeceksiniz... *