ilkokul 6.sınıfa başlayacağım hafta teyzemi toprağa vermiştik. çok severdim, bir de aklımdan çıkmaz büyük oğlunun mezara gömerken 'üzerine toprak atmayın, o karanlıktan korkar.' diyerek ağlaması. hepimizin daha da çok ağlaması. annemin bayılması, insanların hüznü. sevilen bir şeyi kaybetmenin ne demek olduğunu bilmeyen ben. olması gerekenden çok daha ağır öğrenmiştim belki de bu hissi. canım teyzem benim. toprağı bol olsun.
14 yaşında idim. 2006 da beni büyütüp her şeyimle sahip çıkan o melek gibi kadını, babaannemi kaybettim. O olaydan 1 sene sonra da anneannemi. 2008 de ise ilk kız arkadaşımı ve dedemi kaybedip tamamen hayatta bir şeye körü körüne bağlanmamaya yemin ettim.....
1999 depremi hayatin cokusu, arkadaslarla ertesi gun bisiklete binmek icin anlasmak. enkazdan 10 saat sonra cikarilmak. en yakin arkadasin 6 gun sonra sicaktan sismis ve curumeye baslamis cesedini gormek. gunlerce aglamak... kaybettigim ilk yakinim canim arkadasim birlikte buyudugum sevgiydi. mekani cennet olsun.
Anneannem. 3 yaşındaydım. Köydeki evin arkasında gaslediliyordu. Ben ise aklımın henüz ölüm olayına ermemesi sebebiyle banyo yaptırdıklarını sanarak; evin arkasındaki oluğun küçük havuzunda gemi yüzdürüyordum. Her şeyden habersiz. Bir zaman sonra farkedince ve üzerinden uzun seneler geçince yokluğunu daha fazla arıyorum.
benim çok sevdiğim bakkal amca ölmüştü. çok ağlamıştım. annem her ekmek almaya yolladığında şekerlemeler, çikolatalar verirdi bana.
anılarım canlandı tekrar.
1990 yılı ağustos-eylül ayları. 1,5 yaşındaydım dedem vefat etmişti. kendisini canlı olarak hatırlayamıyorum ama albümde 20-30 civarı beraber çekilmiş fotolar var.
2001 yilinda babaannemin kardesi yani buyuk teyzem akciger kanserinden vefat etmisti.. daha 13 yasindaydim..
vefatini telefonda babamin "teyzeni aldik evine goturuyoruz" derken sesinin titremesinden anlamistim.. yaklasik 1 saat sonra beni evden almaya geldiginde gozlerinin devamli dolu olmasindan, sigarasi bitmeden digerini yakmasindan anlamistim..
benide alip teyzemin yanina goturdu.. evinin disinda kucuk kizi karsiladi beni.. baran diyerek atlamisti bogazima.. o agliyordu ben aglayamiyordum onun icin.. aldim yanima onu bir vakit sonra eve dogru ciktim.. teyzemin buyuk kizi duymustu sesimi kosarak yanima geldi o da atladi boynuma..
onlar agliyordu ama ben aglayamiyordum.. hayatimda gordugum en buyuk zorluklardandi.. ikisini aldim yanima teyzemin odasina girdim.. basinda babaanem bekliyordu.. yanina gectim.. teyzemin yuzunu acip opecektim ama acamadim.. cunku biliyordum acsaydim kendimi tutamayacaktim.. ufaktim ama daha ufakken yasadigim agir seyler ailemin gozunde beni farkli bir yere getirmisti.. ufak bir cocuk degildim ben..
acamadim teyzemin yuzunu bakamadim ona.. ayrildim yanindan.. bazen geliyor da aklima yuzunu hatirlayamiyorum.. hayatimda bu kadar aciz hissetmemistim kendimi.. simdi buyudum ama ben hala kucuk olmak istiyorum yuzunu gorebileyim diye..
hiç hatırlamıyorum yüzünü, simasını, huyunu, suyunu vs. çok küçüktüm sadece eve insanların geldiğini babama birşeyler dediklerini hatırlıyorum yarım yamalak. Evden giderken yanağımdan makas alanları filan hatırlıyorum az çok.
- Dedene çok benziyosun, onun gibi kibar ol, onun gibi yardımsever ol tamam mı?
+ tamaaam ehehe
Sonradan aklım ermeye başlayınca resimlerine baktım ama onunla hiç anım yoktu. Zannedersem kız torunlarını daha çok seviyordu. O yüzden benle pek oynamazmış; annem söyledi. Olsun ben hiç garipsemezmişim veya üzülmezmişim. geçenlerde gittim mezarına su döktüm, otlarını yoldum, dua ettim. Sanırım artık benimle oynamak istiyordur.
ahmetti adı. ikinci sınıftaydık. 8-9 yaşlarında. ikimiz çok iyi anlaşıyorduk. okulda beraberdik hep. kantine birlikte gider birlikte yemek yer birlikte ağlar birlikte güler. aynı sitedeydık hem. evlerimizde yakındı çok. o beni hergün evin önüne kadar bırakırdı. el sallardı sonrada.
yine birgün çıktık okuldan. yolda atıştık taklit yaptık çok iyi hatırlıyorum. taklidimi yapıyordu. ayrıldık sonra. el salladı yine gülümsedi. görüşürüz dedi. sözünü tutmadı. bisikletiyle kirli su havuzunun etrafında gezinmiş. siteden çok uzakta bi yerde. oyun oynarken birden düşmüş o pis havuza. çıkamamış sonra. rengi mosmor diyordu görenler. ama biliyorum izliyor şimdi beni. okudu belki de. seni çok özledim arkadaşım.
ölümün ne olduğunu babamın yakın arkadaşı recep amca öldüğünde anlamıştım.
6. sınıfa gidiyordum.
daha önce babaannem, iki dedem vefat etmişti ama çok küçüktüm. anlamamıştım..
recep amca bizim değişimizle reco çok iyi kalpli, güler yüzlü, tatlı dilli, lokum gibi bir adamdı.
babamı aradığında ilk ben konuşurdum yarım saat sohbet ederdik. çildir derdi bana. anlamını bilmioyurm ama o sevgi sözcüğü olarak kullanırdı. babamı ona ispitlerdim kızdığım zaman.
ne zaman bir etkinlik yapsam okulla hemen ailesiyle birlikte gelirdi. şen şakrak birisiydi. ailesiyle artık akraba gibi olmuştuk. tatilllere giderdik, piknikler yapardık, yemeğe giderdik. yılbaşını beraber kutlar çok iyi vakit geçirirdik. babamın hakkından gelmesini bilirdi.
en kötü zamanımızda ailesi bize hep destek verirdi.
zamanında kendine iyi bakmamış, içki, sigara derken karaciğeri iflas etmiş. çok acı çekerek öldü... hastane de son gece de yanındaydık. can verirken babam kelime-i şahadet getirtti. ayakları titreye titreye söylemeye çalışırken öldü..
o kadar şey paylaştığım, her gün dua ederek iyileşmesini istediğim insan ölmüştü. onu bir daha göremeyecektim. ne kadar acı verici bir durumdu anlatamam. ne zaman dua etsem hep onuda aklımdan geçiririm.. öldüğünden beri hep rüyalarıma girer, hep iyi haliyle karşıma çıkar.. ailesiyle hiç bir zaman bağımızı kesmedik, reco onları bize emanet ederek gitti.
dedemdi. kalpten gitti. gözümün önünde. ağzından gelen köpüğü görmüştüm, çıkardığı hırıltı, son nefesini verirkenki titremesi, anneannemin koluna yapışıp eşhedü çek eşhedü çek demesi, dayımın eve getirdiği doktorun kafasını kaldırıp başınız sağolsun deyişi gözümün önünden gitmiyor.
babaannemdi. sanırım 4 ya da 5 yaşındaydım. yapılan hayırda bana pide kalmadığı için hüngür hüngür ağladığımı hiç unutmam. hayat giderek zorlaşıyor mu ne...
dedemdi..
Annemle beraber kayseri erciyes ünv. Göğüs hastalıkları servisinde tam 10 gün kaldık. Aydın'dan gitmiştik, koah ve astımı olan dedem daha fazla dayanamadı. 5 yaşındaydım ama iyi anımsıyorum. Kar yağmıştı, cenaze evine yemek getiriyordu komşular. Ablamla ilk kez kar gören ben, yemek getiren teyzelere kar topu yapıp düşürüyorduk kadıncağızları. Anımsadıklarım bunlar..
Babaannemi de anımsıyorum az çok, babamı ağlarken ilk kez görmüştüm.