malesef ki her iki kişiden birine bahşedilmiş yetenek.
malesef diyorum çünkü yaptıklarını zannedip yapamayanlar da var.
sorsan yapmış ama çocuk olmuş mu? olmamış. yapamamışlar.
türk toprakları dahilinde, ebeveym sıfatına nail insanların ne denli menfi değerlendirme yaptıklarına dair mühim bir arketiptir.
bir erkeğe neden evlendiğini sorduğunuzda; "akşamları 2 parti sex yapabilmek" olduğu yanıtını; neden çocuk yapmak istediğini sorguğunuzda, "bana bakması için" gibi akıllara zarar bir yanıt alabilirsiniz.
neden? o çocuk köle mi? doğumunda ona bu görevi atfeden de kim? mecbur mu bakmaya? nerede kalır indeterminizm?
insanlar için çocuk yapmak, hayvanlar alemi için yavrulamak bir yumurta kırmak kadar kolay ve hızlı bir eylemdir.
Hamilelik ve doğumdan sonrası ise yumurtanın üzerindeki noktacıkları saymaktan ve iki yumurtayı cepte taşıyıp koşmaktan farksızdır.
evli olanlar yapması gereken şey.
-yok efendim dünyanın en tatlı duygusu
-bütün hayatın değişir.
-bir tanede olsa yap.
-öldüğünde geride ne bırakacaksın.
-hiç çocuksuz olurmu.
olur elbette çocuk yapmayacağım.
günümüzde yapılmasının yasaklanması gereken eylemdir. Hatta yapanlara idam sehpası dahi açık olması gereklidir. Zira bu saatten sonra doğan çocuğun çamura batmadan yürümesi imkansız olmasa bile, imkansıza yakındır.
her insanın sahip olmaması gereken bir hak. gerçekten çok ciddiyim. bu kadar önemli bir kararı neden sadece iki kişi verebiliyor anlamış değilim. yeni bir insanın bu dünyaya gelmesini. adam on beş tane çocuk yapıyor, sonra fakirlikten şikayet ediyor. çocukları suçu ailesinde değil devlette ya da toplumda buluyor. çocuğa "keşke doğmasaydın" diyemiyorsun. çocuk da keşke beni doğurmasalardı diyemiyor. sonuçta artık doğmuş, kendi yokluğunu düşünemez elbette.
türkiye'de muhafazakar kesimin büyümesinin de en büyük nedeni budur. modern ve muhafazakar kesimlerin arasındaki ekonomik ve kültürel uçurumun nedeni de. ama işte bu muhafazakar kesimin çocukları fakirliğinin ve cehaletinin suçunu yine de az çocuk yapan kesimde buluyor. işte bu şekilde içinden çıkılamaz bir durum.
sorumlulukların en ağır ama en güzeline atılan ilk adımdır.en zevkli dakikaların hatta saatlerin ardından gelen ve bir ömür boyu bitmeyen yorgunluğun başlangıcıdır.dünyada tadılması gereken en güzel duygudur..
sevişmek için de kullanılabilir:
-sonra iskelenin oraya gittim. gittim ki ne göreyim, iki genç, çocuk yapıyorlar. tabi, beni görünce biraz toparlandılar.