bu triplerde olan birisine "hayır amacın ne ? neden ki ?" die sorulmalı ve kendini ispatlamak uğruna yoketmeyi göze almış kişinin cevabı doğrultusunda ödül/ceza sistemi uygulanmalıdır.
günümüz dünyasının kadınlar acısından en büyük trendlerinden biri olsa da koskoca bir palavradır. televizyondaki cıtı pıtı taş gibi hatunların; "ay cocuğumdan başka birşeyi gözüm görmüyor, o geldi dünyam değişti, onun istemediği hiç bir şeyi yapmam." masalları, doğumdan sonra incecik bedenleriyle tekrar ekranlarda boy gösterme şovları, bebek, hamilelik ve kadınlarla ilgili her türlü reklam ve programda rol alıp parayı kırmaları; sanırım standart türkiye şartlarında yaşayan pek cok evli ve çalışan bayanı da özendiriyor. ama peri masalı nereye kadar sürer? kariyerinde iyi bir yerlere gelmiş kadınların çoğunun yalnız olması, evlenenlerin coğunun eşime ve işime gereken zamanı ayıramıyordum bahanesiyle boşanması ya da tam tersi durumu düşünelim; ruh ve beden sağlığı yerinde, sosyal ve başarılı sayılabilecek cocukların annelerinin mesleklerinde istedikleri yere gelememeleri "cocuk da yaparım kariyer de" diyenlere yavas yap sacın başın dağılmasın cevabı verme isteği doğuruyor. *
kariyer yapcam diye kendini yırtsan yaptıgın cocuk helak olacak, aman cocuk yaptım rezil olmasın desen kariyer gidecek olmadı ikisini bir arada yuruteyim desen sen helak olacaksın yok mu bunun bir ortası diye dusunduren reklam sloganı.
(bkz: bir siktir git cay koy aklin karismis)*
Göbeğini kaşıyan orta yaşlı beyler ve metroseksüel delikanlılar yerine bu kızlara veya kadınlara daha fazla şans tanıdı. Gerçekten de ilk günlerde mini etekli, gömleğinin üç düğmesi açık güzel elemanlar iş yerlerine ayrı bir hava getirdi. Sıkıcı toplantılar daha keyifli hal aldı.
'Çocuk da yaparım kariyer de...'
Diyerek çıktı kızlar yola. Çok iddialı bir yolculuk!.. Kadına hâlâ aç 'yönetim'ler (patronlar veya CEO'lar), sloganın altında yatan potansiyel tehlikeyi fark edemedi.
Beyler yeni elbiseler aldı, saçlarını kısa kestirip öne doğru taramaya başladı, işe koşa koşa gelmeye başladı. Çocuk da kariyer de yaparım diyen kızlar sayesinde kurumlar renklendi. Kızlar da gün gün yönetime daha yakın odalara yükseldi. Yönetimler bu iddialı kızları hep yanlarında görmek istedi. Özellikle iş gezilerinde...
Önce 'bizi dışarıda temsil etsin' denildi ve 'Kurumsal iletişim Sorumlusu' oldular. Eskilerin deyimi ile 'Halkla Münasebetler Sorumlusu...' Sonra ilan ve reklam işleri, derken üretim sorumlusu, ürün müdürü, satış sorumlusu falan filan derken... Şu sıralar pek çok kurumda en üst düzeyde bulunan kadınlar var. Çoğu aynen dediği gibi kariyer de yaptı çocuk da. Kimisi çok kişinin çalıştığı kurumlarda genel müdür, kimisi gazetelerde köşe yazarı oldu. Peki bu noktaya kaçta kaçı hak ederek geldi?
Erkek rakiplerini beyni, çalışkanlığı ile geride bıraktı? Burası çok ciddi bir araştırma konusu. Bana gelen bilgilere göre çoğu kariyer yaparken vücudunu kullandı. Hepinizin çok iyi bildiği birkaç büyük firmanın genel müdürlerini anlatıyorlar, inanamıyorum. Film yıldızları ve şarkıcılar yanında 'Meryem Ana' kalır. Bu arada hepsi de koşullara uygun koca da bulmuşlar, çocuk da yapmışlar.
Zaten bekarlara fazla yükselme şansı yok. Geldisine gittisine karışmayan, eşinin bir iş kadını ve üst düzey yönetici olmasını anlayan kabul eden kocalar... Eh onlar da yükselmek istiyor. Veya kariyerli eşi olmanın nimetlerinden faydalanıyor. Gençliğinde yapamadığını yapıyor. Sekreter hanım güzel kız değil mi hesabı...
Ve sonuçta bu duruma geldik. Ama durum karışık. 'Kadın erkek ayrımı asla olmamalı. Kadınlar en önemli yerlere gelmeli. Bu Türkiye'nin Avrupa'ya karşı gururudur' gibi geyik muhabbetlerini bırakıp bilimsel verilere bakın. Kaç kadın iş hayatında gerçekten başarılı? Türkiye gerçeğini çok iyi bilen, Türk halkını çok iyi tanıyan iş adamları hatta kurallarını yazan beyler şimdi ne diyor biliyor musunuz? 'Kadınlar ülkemizde çok erken yükseldi. Daha bu pozisyonlara gelecek mantık ve kafa olgunluğunda değiller. Batılı kadın gibi olmaları için en az 50 yıl geçmesi gerekiyor.
Bütün kararlarında duygusallık var. Ve müthiş bencillik. Ne iş yeri, ne ülke ekonomisi onlar için önemli değil. Önemli olan kendileri. Bu yüzden çoğu zaman yanlış karar veriyorlar. Aşırı hırs ve ihtirasa karizma diyorlar. Oysa bu iş yerlerindeki tüm dengeleri altüst ediyor. Erkeklerin performansı müthiş düştü. Çünkü artık çok çalışmak gerekmiyor. Kişisel ilişkiler (!) ağır basıyor.
Sadece beğenilmek, ön planda olmak isteyen kadınlar ülke ekonomisine çok büyük zarar veriyor.' Eee... Çok normal. iş yerinde yükselmek için en kutsal varlığı, namusundan ödün veren bir kızdan ne beklersin? Kazandığı bile haram para değil mi?
özgür kız triplerini ülkeye sokan pek saygıdeğer tuzu kuru şahsiyet nil karaibogil'in, çocuğu olan kadın kariyer yapamaz kodlu cümlesi. gözünü kariyer bürümüş, annelik güdülerini bastırmış pek çok kadın olduğu aşikar tabi de; olmaz arkadaşım. kadın istedi mi varya çocuk da yapar, kariyer de, börekçi bile açar sarıyer'de... *
(bkz: sarıyer börekçisi)
kadınların egolarını tatmin etmek için uydurduğu bir slogandır.ama her şey şarkıdaki kadar basit değil yaşamda.bir bebeği dünyaya getirmek, büyütmek ve ona gerekli özeni göstermek kesinlikle kariyerden daha önemli ve zordur.
bu cocuk ve kariyer işini bir arada becerebileceğini iddia eden hatun kişisi lafıdır ki bu tiplerin kariyerleri kariyere çocukları da çocuğa benzemez zannımca.
kadını gazlamaya çalışan bir şarkı. lakin verilen bu gazla ancak kısa bir süre gidilir, ikinci durağa gelindiğinde tüketilmiş olur. uçan balondakinden farksızdır.
kadın istediği herşeyi her zaman yapabilir. gerek yoktur helyum vari gazlara!
kadın bağı kariyer ve çocuk arasında nasıl bir bağ kurulduğunu merak ettiğim orkit alın üniversite okumadan üst düzey yönetici ve evlenmeden ilişkiye girmeden çocuk sahibi olun demek istiyor gibi gelen reklam sloganı.
hem cocuk hem kariyer ayni anda yapiliyorsa cocugun babasinin patron olma ihtimalinin bir hayli fazla olacagi durum..bkz:Çocuk sensin kariyer de sana girsin )