bugün metroda karşılaştığım babadır. çocuğuna evrenin nasıl oluştuğunu ve kara deliği çocuğun anlayabileceği tarzda anlattı. 'büyüyünce ister benim gibi olursun- ne iş yaptığını anlamadım-, ister sanatla ilgilenirsin, ister ticaret yaparsın kendi yeteneklerine göre bir plan çizmen gerekir' gibi aydınlatıcı bir tavsiyede de bulundu. sonra düşündüm benim babam bana böyle yaklaşsaydı şu an nasıl olurdum diye. bu arada metroda her zaman uyuyan ben pür dikkat adamı dinledim. dinledikçe ben de bilgilendim. sonra 'vay be böyle babalar da mı var.' dedim. gidip tebrik edecektim o derece yani.
Çok değerli az sayıda insanlarımızdan olduğu kesin. Çocuğuyla ossura ossura "maç ne oldu lan cenabet!" diyen babanın oğluna bak bir de daha küçük yaşta karadelikleri babasından duyan çocuğa..
Hayata evrene bakış açıları farklı oluyor... Ama siz siz olun çocuğunuzu tamamen entelektüel yetiştirmeyin. içinde bulunduğu ülkenin nasıl bir şey olduğunu asla anlayamıyorlar yazık oluyor bu sefer.
adamın ham maddesi olan babadır. çocuğu yapıp sokaklarda büyüttürmüyordur veya evde bilgisayar televizyon başında ekmek kafalı olarak yetiştirmiyordur. bizim ülkemizde ebeveynler ya salt bilgi olarak belli konuları anlatır veya hiç anlatmaz. anlatmadıkları için işte böyle sebze gibi nesiller geliyor arkadan. hayatın gerçeklerinden bir haberler hiç bir şeye ilgileri yok ahlaki değerleri minimum düzeyde tek bildikleri sığır gibi gezmek ona buna sataşmak..
çocuğuna ne kadar ağır ve karışık olursa olsun bilimsel şeyleri dini şeyleri ahlaki şeyleri hatta cinsel şeyleri anlatan ebeveynler ne güzel insanlardır.. ufku genişler anlamasa bile evrenin ne olduğunu merak eder en azından.
Kara deliğin sırrını henüz dünyanın en ünlü bilim adamları çözememişken, çocuğuna anlatan koca yürekli babadır. Elbette işin şaka kısmını bir kenara bırakırsak, bu konuda gerçekten bilgili olup, çocuğunu bilgilendirmek güzel birşey.
benimdir. aynı zamanda benim de babamdır. babam da bana uzayı falan çok kendi anlatmasa da resimli ansiklopediler falan alıp atardı önüme, ben de bilgileri yemlerdim onlardan. merakım vardı çünkü, halen de var. bizim ufaklık da geçen gün national geographic'in uzay ve gezegenlerle ilgili bir ansiklopedisi var onla geldi yanıma, güneş patlaması çok ilgisini çekmiş ve onu heyecanlandırmış olacak ki baba bu patlayan şey geri üzerine mi düşüyor diye güneş'in fotoğrafını sordu heyecanla bana. evet dedim anlattım. sonra durdu, peki ıı bu patlama dünya'YA geliyor mu dedi. tedirginlikle sorunca ben de dünya ve güneş arasındaki mesafe çok fazla o yüzden patlama bize ulaşamaz dedim. o da hıııı, hiç de biye, ben bir keye oyun oynuyodum bana ulaşmıştı nani(yani) dünya'ya ben göymüştüm dedi. asdfghjk.. bunun gibi merak ve potansiyeller var ama bu eğitim sisteminde ve düzeninde sizce ne kadar ilerleyebilir bir çocuk bir düşünün. bu ülkede hayal kırıklıkları zamanla hevesini kıracak ve sonra hayatı üretkenlik olmayan bir rutine dönüşecek. ya da beyin göçüyle gidecek bu ülkeden.
Öğrencilere idam ipi dagıtan ogretmenden sonra cocuklarının bilimi, doğayı, felsefeyi anlatan babaların olması ne kadar güzel. Keşke her baba böyle olsa.